Obama gitti, tamam, kesin artık tantanayı, çünkü sıkıldık.
Seçim de bitti, CHP kazandı, Kılıçdaroğlu şu anda İstanbul'un çöplerini topluyor, tamam, tebrik ederiz! Ondan da sıkıldık.
(Efendim? CHP kazanmadı mı? Aaa, ben gazeteleri okuyunca öyle sanmıştım...)
"Liberal aydınlar" da mosmor olmuşlar, şimdi kendilerine iş arıyorlarmış ama daha kendi bordrosunu ödeyemeyen gazetelerde onlara iş miş yokmuş, hiç boşuna heveslenmesinlermiş... AKP daha da yokolunca bunların kimisi kendini içkiye verecekmiş, kimisi de ücra bir Anadolu üniversitesinde çile doldurmaya gidecekmiş... Bu liberal aydınlar aslında ahlaksız heriflermiş... Tamam, onu da anladık, ne halt ederlerse etsinler... (Tarihe karışmak üzere olan AKP yüzde 39 oy topladı, bir yıldız gibi parlamakta olan CHP yüzde 23'te kaldı.)
Obama meğerse Atatürkçü çıkmış, gizli din taşır gibi
"yurtta sulh, cihanda sulh" ilkesine inanırmış... Peki, kabul.
"Soykırım" demeyecekmiş, hadi gene yırttık, eyvallah...
O bizimkine Abdullah demiş, bizimki de ona Hüseyin... Ne güzel...
Başbakan, Obama'yı postaladıktan sonra soluğu Sultanahmet Köftecisi'nde almış,
"şu herif gitse de hazır kırk yılda bir buralara gelmişken ağız tadıyla bir köfte yesem" diye beklermiş, onu da öğrendik...
(Bir mi yoksa bir buçuk mu yemiş, üstüne kekik ve pul biber serpmiş mi, yanında piyaz da söylemiş mi, limonlu mu sever sirkeli mi? Piyaza haşlanmış yumurta koymamalarına bozulup benim gibi sert bir tepki göstermiş mi? Gazeteci olan bunu da yazar. Haber atlıyorsunuz! Üstelik köfteden sonra irmik helvası mı yoksa Mustafa Kemal Paşa tatlısı mı ısmarladığı da, karanlıkta kalan konulardan biri... Haberinizin
"unsurları" eksik hemşerim! Gerici ve çağdışı olduğundan Kemal Paşa tatlısını asla ağzına sürmemiştir, niçin yazmıyorsunuz?)
Obama o kediyi okşadı mı, okşamadı mı? Bu da belli değil.
"Kürt azınlığı" diyerek bir çuval inciri berbat etmiş ama
Türkiye'nin bölünmesine de izin vermeyecekmiş, içimiz rahatladı.
Bir de şu Ruhban Okulu'nu karıştırmasaydı tam Atatürkçü olacaktı ama ileride inşallah...
Çevreyi kirletmeyen enerji kaynakları bulun demiş, değişimden yanaymış, Internet çocuğuymuş, basket oynarmış, vay be ne büyük adammış... Öğrendik.
Fakat sıkıldık.
Tüy diken de Obama'nın
"dışkısı" oldu.
Usame bin Ladin'in ya da Albay Muammer'in eline geçer de
"dışkıdan karakter tahlili" yaptırır,
"ek yerini" öğrenir diye, başkanın yurtdışında yestehlediği kazurat titizlikle saklanırmış... Washington'a götürülüp orada özel bir asitle imha edilirmiş meğer...
Başbakan, bu Obama'yı Sultanahmet'ten bir an önce sabunlayıp göndermeseydi de köfteciye götürüp onun da karnını doyursaydı, iki saat sonra görürdüm ben o gizli servis gorillerini de, Airforce One uçağının içini de!...
Bir tarihte Amerikan elçisi ortalığı karıştırmaya Diyarbakır'a gitmişti, çiğ köfte yemek gafletinde bulundu, helikopterle GATA'ya zor yetiştirdiler, oradan özel hastane uçağıyla Walter Reed'e götürüldü de hayatı kurtuldu.
Kusura bakmayın, böyle gündeme de böyle yorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 9 Nisan 2009, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/09//haber,F278A0613CD1498FB9614A2E9816AA25.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.