kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Amacımız NATO'nun yıpratılmaması"

AA
Giriş Saati : 03.04.2009 21:32
Güncelleme : 03.04.2009 23:40
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, krizin sosyal etkilerinin azaltılması konusunda G 20 ülkeleri olarak kararlı bir tavır ortaya koyduklarını belirterek, ''Alınan kararlar, global krizin etkilerinin azaltılması için son derece önemlidir'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Londra'da dönüşü Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, global finans krizi ve alınacak önlemleri görüşmek üzere Londra'da düzenlenen G 20 Zirvesi'ni tamamlayarak ülkeye döndüklerini söyledi.

Geçen yıl Kasım ayında Washington'da G 20 Liderleri Zirvesi'nin ilkinin yapıldığını hatırlatan Erdoğan, o zirvede krize karşı ortak bir mücadele başlatarak, birçok çalışma alanı belirlediklerini anımsattı.

Bu çalışma alanları üzerinde de ülkelerin ilgili bakan ve teknik ekipleriyle bu zirveye kadar çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Erdoğan, bu zirve öncesinde de yine Mart ayında bir araya gelmek suretiyle tekrar zirvenin ön çalışmalarının yapıldığını ve ortaya bir eylem planının konulduğunu anlattı.

Londra'da düzenlenen G 20 Liderler Zirvesi'nin ikincisinde kendisine, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren ve Hazine'den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'in eşlik ettiğini belirten Erdoğan, bürokratların da kendileriyle bu süreçte bulunduklarını kaydetti.

Erdoğan, bu önemli zirve vesilesiyle gerek kendisi, gerekse bakanların muhataplarıyla yararlı ikili temaslarda bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

''Londra'da eylem planı çerçevesinde sağlanan ilerlemeleri gözden geçirdik. Önümüzdeki dönemde hızla uygulamaya konulacak birçok önemli karar aldık. Bu kararların tamamı, açıklanan sonuç bildirgesinde kamuoyuna duyuruldu. Bu nedenle detaylarına girmeyeceğim. Krizin sosyal etkilerinin azaltılması konusunda G 20 ülkeleri olarak kararlı bir tavır ortaya koyduk. Alınan kararlar, global krizin etkilerinin azaltılması için son derece önemlidir. Doğrusu, yarar sağlayacağı kanaatindeyiz. Bildiğiniz gibi kriz en fazla fakir kesimleri etkilemektedir. Krizin sosyal etkilerinin azaltılması konusunda da G 20 ülkeleri olarak önemli adımlar attık. Bu kapsamda düşük gelirli ülkelerde sosyal korumanın desteklenmesi, ticaretin canlandırılması ve kalkınma sürecinin sekteye uğratılmaması amacıyla 50 milyar dolar tutarında destek sağlanması konusunda mutabakata varmış bulunmaktayız. Yine bu toplantıda IMF'in kaynaklarının 3 katına çıkarılarak, yükselen ve gelişmekte olan ekonomilere destek olması hususunda mutabakata vardık. Krizin olumsuz etkisinin en fazla hissedildiği alanlardan, uluslararası ticaretteki daralmanın açılması amacıyla önümüzdeki 2 yıllık dönemde toplam 250 milyar dolar tutarında bir kaynağın harekete geçirilmesi yönünde görüş birliğine vardık. Ayrıca, 2010 yılı sonuna kadar yeni ticari engel veya rekabeti bozucu sübvansiyon uygulanmaması konusunda taahhütte bulunduk.''

G 20 çatısı altında yürütmekte oldukları küresel krizle mücadele ve yeni uluslararası finansal yapının şekillendirilmesi çabalarının önümüzdeki dönemde de sürdürüleceğini ifade eden Erdoğan, ''Türkiye, G 20'de oynadığı aktif rol ile bu çabalara bugüne kadar ciddi katkı vermiştir. Sonuç bildirgesine bir kısım maddeler Türkiye'nin teklifi olarak girmiş, orada yer almıştır. Bundan sonra da bu platformda alınmış kararların somut neticelere dönüştürülmesi için çalışmaya devam edeceğiz'' şeklinde konuştu.

IMF İLE GÖRÜŞMELER

Başbakan Erdoğan, Londra'daki zirve vesilesiyle IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ve yardımcısı John Lipski ile bir toplantı yaptıklarını, bakan arkadaşlarının da katılımıyla gerçekleşen toplantıda ilkeler üzerinde anlaşmaya vardıklarını ve görüşmelerin sürdürülmesi noktasında mutabakatlarının tam olduğunu belirterek, ''Öyle zannediyorum ki önümüzdeki gün veya haftalar içerisinde, yani bu ay içerisinde kesinlikle heyet gelecek ve burada arkadaşlarımızla görüşmelere başlayacaklardır. Önümüzdeki günlerde yapılacak bu görüşmelerle birlikte süratle bir sonuca varmanın gayreti içerisinde olacağız'' dedi.

Erdoğan, yine zirvede, İngiltere Kraliçesi başta olmak üzere ABD Başkanı, Avustralya Başbakanı, Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı, Almanya Başbakanı, İspanya Başbakanı, Hollanda Başbakanı, İtalya Başbakanı ve diğer liderlerle kısa da olsa ikili görüşmeleri olduğunu kaydetti.

Londra'da resmi temaslarının haricinde iki saygın kurumda da birer bildirimi olduğunu anlatan Erdoğan, Oxford İslam Etütleri Merkezi'nde, ağırlıklı olarak sorulara yer verdiği ''Medeniyetler İttifakı ve Türkiye'nin Rolü'' konulu konferansta öğrenciler, sivil toplum temsilcileri ve akademisyenlerle sıcak bir buluşmayı sağladıklarını anlattı.

Erdoğan, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde de ''Küresel Ekonomik Kriz ve Türkiye'' konulu bildiriyi müteakip, seçkin katılımcıların sorularıyla karşı karşıya olduklarını, onun da yine sıcak bir atmosferde cereyan ettiğini ve mutlu bir şekilde, memnuniyet içerisinde oradan ayrıldıklarını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, ''Farklı milletlerden uzman ve dinleyicilere Türkiye'yi ve gelecekle ilgili fikirlerimizi anlatma imkanı bulduk. Burada girişimci, yatırımcı birçok firmanın CEO'ları da bu toplantıya katılmışlardı. Oxford Üniversitesi'ndeki konferans sonrasında da Türkiye'nin de katkılarının olduğu İslam Araştırmaları Merkezi'ni ziyaret ettik. Ayrıca, uluslararası basına verdiğimiz mülakatlarla çalışmalarımızı tamamlayarak ülkemize dönmüş bulunuyoruz'' şeklinde konuştu.

NATO GENEL SEKRETERLİĞİ

Erdoğan NATO Genel Sekreterliği adaylığına Fransa'nın talip olduğu ile ilgili bir iddianın hatırlatılması üzerine, "Fransa'nın konumu ile ilgili bize henüz gelmiş ciddi bir teklif yok. Fransa'nın her şeyden önce bu konuda bir teklifi ve talebinin olması lazım. Benim bildiğim kadarıyla Fransa Cumhurbaşkanı'nın, Cumhurbaşkanımıza veya bana ulaştırdığı öyle bir teklifi olmadı. Böyle bir talep gelirse değerlendiririz. Rasmussen konusunda nasıl gelişme olacak onları göreceğiz. Alternatifler var mı yok mu bunları göreceğiz. Bizim buradaki tek amacımız, NATO'nun yıpratılmamasıdır.

NATO'nun dünyada barışın teminine yönelik bir işlevi var, bunun zarar görmemesidir. Bir diğer yandan bizim terörle mücadele sürecimiz var. Terörle mücadele noktasında, çok fonksiyonel olması gereken bu örgütün genel sekreterliğine maalesef terörün medya grubunda önemli bir yeri olan televizyonun yayın merkezinin Danimarka olması sıkıntı veren düşündürücü bir şeydir. Bunu 4 yıl önce meslektaşımla konuştum. Ama o günden bu güne olumlu bir gelişme olmadı. Bunun dışında bir karikatür krizi yaşadık. Bunda İslam dünyasının rahatsızlığı var.

Onlar bu konuyla ilgili yaklaşımlarını söylüyorlar. Diyoruz ki bir kişi üzerinde niye tıkanıyoruz. Bunun dışında alternatifler yok mu? Bunların üzerinde oturalım konuşalım. Daha uygun, bu işi çözüme kavuşturabilecek bir başka ismi bulalım istiyoruz. Yoksa sorunumuz Rasmusen'in şahsı ile değil veya Danimarka'nın kendisi değil. Bizim bu noktada herhangi bir derdimiz yok. Tek derdimiz NATO'nun yıpratılmaması"
diye konuştu.