İspanya'yı yenme fırsatını Madrid'de kaçırdık. Boğalar, bizden korkuyordu. Bu korkuyu, ilk 10-15 dakikadaki futbolumuz ve pozisyonlarımızla pekiştirmiştik de.. Ama en az beraberlik alacağımız maçı kaybettik.
Bu gece en formda olması gereken kişi Fatih Terim'dir. Hoca
"Formdayız" diyor ama benim bildiğim futbol dili şöyle der: "Forma girilmez, formda kalınır." İstanbul'daki basın toplantısında Terim'in yüzünden hırs fışkırıyordu. Hırs öfkeye dönüşmemeli çünkü kontrolsüz güç, güç değildir. Eğer İspanya'ya karşı gemileri yakarcasına galibiyete şartlanırsak çok ağır bir tokat yiyebiliriz. Rakibin en güçlü yanı orta sahası. Çağımız futbolunda da ikinci bölge olarak adlandırılan orta saha büyük taşıyor. İspanya'nın da orta sahasında Senna, Xavi, Xabi Alonso birbirini tamamlayan oyuncular. Iniesta oynasaydı
"Hiç şansımız yok" derdim. Orta alanı iyi kontrol eder, bu üçlünün araya attığı final paslarını ve çabuk oynamalarını kesersek İspanya'yı Madrid'de yaptığımız gibi durdururuz.
Kontrollü oynamamız gerekiyor. Torres'in, savunmamızın sırtına yapacağı koşulara dikkat etmeliyiz. Madrid'de ikinci yarıda İspanya'nın en iyisinin Sergio Ramos olması, savunmamızın sol tarafında bir sıkıntı yaşandığının göstergesidir. Ramos'un bindirmelerine engel olmalıyız.
MEHTER TAKIMI VE EMRE! Fisktüre bakılınca rakip artık İspanya değil. Hedefimiz Bosna ve Belçika'yı altımızda tutmak olmalı. Futbolda "
Yenemiyorsan yenilme" diye bir kural vardır. İspanya'ya karşı orta alandan hücuma çıkışlarda top kaptırmamalıyız çünkü rakibin hızlı hücumlarına engel olamayız.
Bence maçı kontrollü, ayağa pas oynayarak, uzun bir süre berabere götürmeliyiz. Terim, Madrid'deki yenilgi sonrası futbolcularımızın fiziki durumunun uluslararası standartta olmadığından yakınmış ve son 10 dakika rakip kaleye gidemememize dikkat çekmişti. Terim'e katılıyorum.
Çünkü bugünkü futbolcuların bu düşük performansından sorumlu kişi kendisi değil, oyuncuların kulüplerindeki teknik direktörlerdir. Milli takım'da 5 G.Saraylı, 5 F.Bahçeli var. Ve hepsi fizik olarak yerlerde sürünüyor. Takımlarının da ligdeki görüntüleri ortada. Bu yüzden, bugün delice saldırmamalıyız. İspanya önünde öncelikli hedefimiz skoru golsüz tutmak olmalı. Fatih Hoca, takım tertibinde duygusal değil, mantıklı davranmalı.
Rakiple mücadele edecek, pres yapacak oyuncuları tercih etmeli. Milli Takım'da hiçbir futbolcu geçmişiyle forma giymemeli. Bunun için en doğru örnek
Emre Belözoğlu'dur. Eğer Terim G.Saray'ın veya F.Bahçe'nin hocası olsaydı, 4 senedir futbol arenasında mehter takımı gibi oynayan Emre'yi ilk 11'e alır mıydı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 1 Nisan 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/04/01//haber,68E59D5EDC384064A372B1BFF8B2C96E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.