Raviyan-ı ahbar ve nakilanı asar şöyle rivayet ve bugüne hikâyet ederler ki, Celal Bayar, artık Yassıada'da mı, İmralı'da mı bilmem, arkadaşlarına şunu demiş:
"Önemli olan asılmamak... Bu badireyi asılmadan atlatalım, gerisi kolay, birkaç sene yatar çıkarız." Gerçekten de öyle oldu, üç kişi
"gittiğiyle kaldı", diğer bütün mahkûmlar da 1963 yılında kurtuldular. Toplam üç yıl yatmışlardı...
Gene o yıllarda...
"Başarısız darbeciler" Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan ölümden kurtulamadılar, Yüzbaşı Fevzi Bingöl de idam yedi ama cezası müebbete çevirildi... Kaç yıl yattı, bilir misiniz? Yedi yıl yattı, çıktı.
Ergenekon işinde idam cezası sözkonusu olmadığına göre, darbeci paşalar ve onların sivil kuyrukçuları
"bilmemkaç kere ağırlaştırılmış müebbet" de yeseler, günün birinde
" çıkarlar
" ...
Tarih de böyle söylüyor, istatistik bilimi de. Üstelik gene istatistik bilimine göre, bazı sanıklar beraat edecekler, bazı sanıklar da savcının istediğinden daha farklı hükümler giyeceklerdir, bu sanık kalabalığında iddianamenin
"bire bir" sonuç vermesi pek düşük bir ihtimaldir. Mahkemeyi etkilemeye çalışmıyorum,
"ihtimal hesapları matematiğinden" sözediyorum.
Bizde bir de
"af çıkarma" geleneği vardır. Böylece yargının işine yürütmenin direktifiyle yasama karışır. Sonra da
"kuvvetler ayrılığından" dem vurulur!
Yunanistan'da yok... 1967 darbesini yapan albaylar ve sonradan bir
"iç darbeyle" onların yerine gelen generaller birer ikişer Korydallos hapisanesinde ölüyorlar. (Papadopoulos eşek cennetini boyladı, Ioannidis hâlâ orada, hücrede tesbih çekiyor, havalandırmaya çıkıp tavla oynuyor. Pattakos ve Makarezos
"sağlık nedenleriyle" yırttılar.)
İdam yemişler, cezaları Karamanlis tarafından müebbete çevirilmişti. Daha sonra Mitsotakis af çıkarmak istedi ama yoğun protesto gösterileri karşısında geri bastı...
Bizde af, mutlaka çıkar.
Protesto gösterisi falan para etmez.
Yufka yürekliyiz,
"şunlara yazık değil mi Bülent" mantığı, politikada
"halkçılık" sayılmaktadır bizim memlekette.
"Haklısın Rahşancığım" yaklaşımına da isterseniz
"açılım" deyiniz!
2011 seçimlerinde değilse bile 2015 seçimlerinde bir CHP-MHP koalisyonu göreve gelse, ilk yapacağı işlerden biri, çete üyelerini salıvermek olmayacak mıdır sanırsınız?
"Ergenekon'un avukatı" olduğunu utanmadan söyleyen kişi mi
"müvekkillerini" içeride bırakacak, hapisane kapısının anahtarı eline geçince?
Demek ki Celal Bayar haklıymış, önemli olan tantuna gitmemek. Sonrası kolay.
Ama
"doğal ölümlere" karışmaya hiçbir ölümlünün gücü yetmez tabii, adamlarda şeker var, tansiyon var, prostat var, arterioskleroz var, yaşlar ileri, kimisinin eli ayağı tutmuyor, dili dönmüyor, kim ne zaman gider bilinmez... Kim ne zaman Pattakos ve Makarezos gibi sağlık nedenleriyle ufak ufak arazi olur, onu da biz bilemeyiz, GATA'nın derin tıp uzmanları bilirler!
Fakat biz tarafsız davranalım da başımıza dert almayalım ey okuyucu, umarız bütün bunlar olmaz, darbe girişimi falan palavradır,
"Sarıkız" ineklere verilen bir isim,
"Ayışığı" ünlü bir piyano sonatıdır... Ergenekon sanığı herkes de aklanır, böyle bir örgütün gerçekte varolmadığı,
"Atatürk düşmanları tarafından" uydurulduğu kanıtlanır, bizim de kör, sağır ve sersem olduğumuz ortaya çıkar, kuyrukçu medya rahat bir nefes alır, cart curt.
Böyle yazsaydım bazı hokkabazların pek hoşuna gidecekti, değil mi?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 28 Mart 2009, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/28//ardic.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.