kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Mart 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Dilek-İhsan Turan'ın 20'nci evlilik yıldönümünü, hastanede birlikte kutladık.

Hastanede yıldönümü

22.03.2009
* Yürüyormuş diye yazdı gazeteler...
- Zaman zaman yürüme denemesi yaptırdı hocalar. Sağına soluna bizler destek oluyoruz. 3-4 adım atıyor ama bu kadar şimdilik

* Peki nasıl durumu?
- Şu anda gırtlağı delik halde. Yutak çalışmıyordu, nefes ve yemek borusunun ayrılması gerekiyordu. Bir süre sonra kapatılacak ama konuşamıyor bu nedenle.

* Bilinci açık mı?
- Çoğu zaman açık. Yazarak anlaşıyor bizimle

* Neler yazıyor?
- Her şeyi. İstediklerini, sorularını, bize yanıtlarını yazıyor. Ama öyle bir darbe almış ki yavrucak gözleri de şu an tam performansında değil. Sadece dar bir açıdan tam karşıyı o da flu şekilde görüyor. Bu nedenle yazıları da karmaşık. Herfleri üst üste yazıyor çoğu zaman.

* Olsun, kim bilir neler neler yazıyordur?
- Defteri var, okuyun.

ETLİ BİBER DOLMASI
Sayfalardan birinde "Yoğurtlu bakla" istediğini yazıyor Ece Turhan. Bir başka sayfada "etli dolma getirin" diyor. "Başbakan kim?" diye sormuşlar belli ki. "Recep Tayip Erdoğan" yazmış titrek harflerle. Orhan Pamuk sorulunca "Nobel aldı ya" diye kurmuş satırı. Bütün arkadaşlarının adını tek tek sıralamış. Nasıl özlediğini, yalnız bırakmadıkları için onlara müteşekkir olduğunu açıklıyor. Ameliyatın ne zaman yapılacağını, saçlarının tekrar ne zaman uzayacağını, soruyor, okulu İTÜ'nün bahar şenliklerine katılmak istediğini söylüyor, en beğendiği kadının Caterina Zeta Jones olduğunu iliştiriyor sayfalara. Doktorlar hayata böyle sıkı yapışmış, umuda tırnaklarını geçirmiş delikanlı bir kızın şaşırtıcı gelişmesine bakarak şöyle diyorlar: "Mucize diye bir şey varsa, bunu böyle çelik iradesiyle Ece beceremezse başka kim gerçekleştirebilirdi ki?" Ece'nin anne babası evliliklerinin 20.yılını hastanenin bekleme salonunda benim yanımda kutladılar. Baba İhsan Turhan çok keyifliydi:
- Bu kadar anlamlı ve hissederek kutlama yapmadık 20 yıldır.

* Zor günlerin farkı bu değil mi?
- Hem de nasıl Savaş Abi hem de nasıl... 1.5 aydan fazladır ne işe baktığım var ne başla şeye. Geceleri ben, gündüzleri annesi ve teyzesi devamlı başındayız kızımızın. 250 bine yakın SMS geldi. Tanıdıklar bir yana cezaevlerinden, Anadolu köşelerinden mesaj yağıyor. Zaten bu kolektif enerji yaşattı kızımızı. Cerrahpaşa doktorları ve personeli de elleri alınları öpülecek insanlar.
Sonra anne anlatıyor:
- En güzel evlilik yıldönümü hediyesini bugün aldım. Kızım nefes alıyor, yanı başımda yatıyor, yazarak da olsa konuşuyor benimle.

* Çok gelen giden var değil mi?
- Hem de çok. Aynı anda ilkokul, orta okul, lise ve üniversite öğretmenleri buluştu burada. Zaten Dekan bey bizden bile önce hastaneye gelmişti. Geçen gün bir gurup Hıristiyan misyoner geldi. "Dua etsek yanlış anlaşılmaz değil mi" diye sordular. Sevinerek kabul ettik.

* Elinizdeki beyaz kâğıt ne?
- O da size sürpriz. Savaş Abisine sevgilerini yazıp gönderdi.
Haberin fotoğrafları