kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Mart 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
ERDAL ŞAFAK

Beşir kararı

Hollanda'nın idari başkenti La Haye'de bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi, uzun süre bocaladıktan sonra Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında tutuklama kararı çıkarttı.
Kimi çevrelerin destekledikleri, kimilerinin de kaygıyla karşıladıkları bu kararın olası sonuçlarını ele almadan önce uluslararası ceza hukukunun yeni ürünü olan bu mahkemeyi irdelemek gerekiyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi 17 Temmuz 1998 tarihli Roma Anlaşması ile kuruldu. Son rakamlara göre anlaşmaya imza koyan, yani mahkemeyi tanıyan devletlerin sayısı 106'ya ulaştı. Önemli iki ayrıntı:
* Uluslararası Ceza Mahkemesi, savaş, insanlık suçları ve soykırım işleyen veya bu suçlarla ilgili emirleri veren bireyleri yargılıyor. Zira bu suçlarla ilgili olarak devletleri yargılama yetkisi -yine La Haye'deki- Uluslararası Adalet Divanı'nda bulunuyor.
* Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni ayrıca BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla kurulan "Geçici Uluslararası Mahkemeler"le karıştırmamak gerekiyor. Bugüne kadar 4 geçici mahkeme oluşturuldu: a) Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (1993'te kuruldu, 48 tutuklu sanığı var, 23 kişi yargılandı), b) Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi (1994'te kuruldu, 40'ı tutuklu 50 sanık yargılanıyor, 9 mahkûmiyet verildi), c) Sierra Leone Özel Mahkemesi (Bu ülkedeki iç savaşta işlenmiş suçları için 2002'de kuruldu), d) Lübnan Özel Mahkemesi (Refik Hariri suikastı sanıkları için kuruldu.)
Yazımızın konusunu oluşturan Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin, bu 4 örnekten başlıca farkı, sürekli olması. Yani, bir ülkedeki savaş, soykırım ve insanlık suçlarını yargıladıktan sonra feshedilmiyor.
Ancak yargılamanın hukuki değer kazanabilmesi için üç kriterden birine uyum gerekiyor: Sanığın, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetkilerini tanımış bir ülkenin yurttaşı olması, suçun yine mahkemeyi tanıyan bir ülkede işlenmiş olması, BM Güvenlik Konseyi'nin mahkeme savcısını re'sen görevlendirmesi.

Kâğıt üstünde kalacak ama...
Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkındaki gıyabi tutuklama kararı bu üçüncü koşula dayandırıldı: Güvenlik Konseyi, 2005'te Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Arjantinli Başsavcısı Luis Moreno Ocampo'ya Darfur trajedisi sorumlularını soruşturması talimatını verdi. O da 14 Temmuz 2008'de mahkemeden Beşir için tutuklama kararı çıkarmasını talep etti. Dün işte o talep sonuçlandırılmış oldu.
Başsavcı Ocampa, "Güvenilir", "Sağlam" diye nitelediği 30 tanığın ifadelerine dayanarak Beşir'i Darfur'da 2003'ten bu yana 300 bin kişinin ölümünden, 2.2 milyon kişinin de evini barkını terk etmesinden sorumlu tutuyor, Afrika'nın bu en büyük ülkesinin liderinin savaş ve insanlık suçu işlediğini, onca kurban alan sistemli cinayet, işkence ve tecavüz kampanyasını yönettiğini öne sürüyor.
Peki bu karar ne gibi gelişmelere yol açabilir?
* Öncelikle Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin gıyabi tutuklamayı vicahiye çevirmesini sağlayacak, yani Beşir'i yakalatacak bir kolluk gücü yok. Ancak Beşir'in anlaşmaya taraf ülkelerden birini ziyaret etmesi ve o ülkenin de onu tutuklamaya kalkması halinde böyle bir şey söz konusu olabilir. Kolay değil; zira ilk kez işbaşındaki bir devlet başkanı hakkında çıkarılmış tutuklama kararını uygulamayı hiçbir ülke göze almak istemez.
* Mahkemenin bu kararıyla bölgede zaten bıçak sırtında olan kazanımları yok etmesi riski ortaya çıktı : Darfur çatışması daha da yayılıp şiddetlenebilir, Sudan yönetimi ile ülkenin güneyindeki yarı özerk bölge arasındaki barış anlaşmasını dinamitleyebilir ve tüm bunların etkisiyle bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirebilir.
* BM Güvenlik Konseyi'nde Beşir'le ilgili çok ciddi görüş ayrılıkları var. Zaten o yüzden Konsey, karara resmi görüşünü hemen açıklamamayı tercih etti. Buna göre, BM'nin değerlendirmesi aylar sonra dünyaya duyurulacak.
* Ve nihayet, Darfur sorununun çözümünde aktif rol üstlenen Afrika Birliği Örgütü ile Arap Birliği, Beşir'e tutuklama kararı çıkarılmasını tepkiyle karşıladılar, faydasız ama tehlikeli bir girişim olarak nitelediler.
Göreceksiniz, bu gelişmenin bölgede barışın sağlanmasını daha da zorlaştırmaktan, savaşa yeni kurbanlar verilmesinden başka bir sonucu olmayacak.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın