Barış geliyor mu?

PKK'nın bir süredir eylem yapmadığı, dün Sabah'ın manşetine taşınmıştı. Bahar aylarına kadar geçici bir suskunluk mu, yoksa kalıcı bir tercih mi, bilemiyorum. Fakat önemli değişimlerin yaşandığı Türkiye'de, Kürt kökenli vatandaşlarımızın da, bölgeyi fakir bırakan ve istikrarsızlığa sürükleyen şiddet eylemlerine sempati beslemediklerini sanıyorum. Ergenekon iddianamesinin içine girecek mi, bilemem, lâkin artık JİTEM'in faili meçhul cinayetleri açıktan açığa tartışılır oldu. Zaten, bu faili meçhullerle ilgili görülenler, Diyarbakır 2. Ağır Ceza ve 3. Ağır Ceza'da yargılanıyor. Silopi'deki BOTAŞ'a ait asit kuyularının açılacak olması da, vatandaşına saygılı her devletten beklenen bir görev. Madem yakınlarını kaybedenler böyle bir kuşku duyuyor, talepleri yerine getirilmeli.
Bu gelişmeler, Güneydoğu'da derin bir memnuniyet uyandırıyor. Türk devletinin yavaş yavaş yanlıştan döndüğü görülüyor. ABD'nin Kuzey Irak'tan çekilecek olması, Kürt sorununu halletmiş bir Türkiye'ye ihtiyaç duyması, değişimin önünü açıyor.
Aslında, 1920'li yıllarda, yöneticiler, Kürt kimliğine önem vermişti. Tabii bu çok kısa sürdü. Özellikle, Şeyh Sait isyanı ve sonrasında araya kuşku bulutları girdi ve giderek ipler gerildi. Şimdi, 80 yılın birikimini temizlemeye çalışıyoruz. İşimiz zor ama, galiba çok müsait bir konjonktür içindeyiz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın