İçimin kararmaması mümkün değil elbette. Pozitif hiçbir şey konuşulmuyor şu sıralar. Dışarıdaki yangının söndürüldüğüne ilişkin bir belirti de yok.
İşte bu nedenle,
"krizde zora giren şirketleri süratle kurtarıyor" diye birinden söz ettiklerinde müthiş etkilendim. 2001 krizinin hemen ertesinde kurulan
Innovis isimli şirketin direksiyonunda
Arçelik'in tepe yönetim kademesinden gelmiş bir isim var:
Serdar Kitapçı . Kendisi gibi makine mühendisi ve Arçelik kökenli
Cavidan Güven'in de aralarında bulunduğu bir grupla birlikte zor durumdaki şirketlere hayat öpücüğü veriyor.
Kimse bilmesin istiyor Ne yazık ki burada düze çıkardığı şirket isimlerinden örnek veremiyorum. Çünkü hiçbir şirket bunu istemiyor. İnanılmaz isimler var. Cirosu
400 milyon dolar olan şirket de var, 7 milyon dolar olan şirket de. Ama tabii hiçbiri batık değil. Sadece şirket yönetiminde sorunlar yaşandığı için zora girmişler. Bir yol haritasına ihtiyaçları var. Birinin onlara, "Niye bu sektördesin, elindeki şu şu şirketleri hemen kapat. Şuraya yatırım yap, vs." demesini istiyorlar.
Kitapçı da genelde kendisine gelen bu tarz şirketlerin yönetim kontrolünü ele alıyor. Patrona da diyor ki: "Bana adayını da söyle. Kime teslim edeceksin şirketi. O da yanımıza gelsin."
Halen bu şekilde pek çok şirketi yönetiyorlar. Kimine kendileri yönetici atıyor, kiminin bizzat içine giriyorlar. Ve inanılmaz başarılı sonuçlara ulaşıyorlar. "Biz büyümeyi yönetiyoruz" diyorlar. Mesela 3 yıl içinde ismini gizli tuttukları bir şirketin cirosunu 7 milyon dolardan 55 milyon dolara çıkartmayı başarmışlar. Turizmde tanınmış bir isme, elindeki otelleri kapattırıp, uçak filosunu güçlendirmiş, müthiş bir ivme kazandırmışlar.
Serdar Kitapçı; Arçelik gibi
Türkiye'nin devasa satın almaları, bayi teşkilatı ve ihracatı olan büyük bir yapının içinden geldiğinden, sanayideki hâkimiyetinin faydalarını şu anda gördüğünü söylüyor. Kitapçı'nın reel sektörün durumu ve ne olacağı ile ilgili ilginç tespitleri var:
İşverene af çözüm değil "Ne yazık ki krizlerde alınan tedbirler hep aynı. Sosyal olarak sadaka kültürü, işverenlere de af! Oysa bunlar reel sektörün yaşadığı sorunları ortadan kaldırmıyor. Herkes bugünü düşünüyor ve de hep finansal ağırlıklı. Oysa çıkışımız buradan olmayacak.
2001'i atlatıp gecekondu şirketleri büyüttük . Sanayi suni bir iyileşme yaşadı.
Finans kesiminin ödediği bedeli reel sektör ödemedi.
Çürükler ayıklanmadı. Hesaplaşma olmadı. İşte şimdi bu olacak . Artık bu kadar çok patron olmayacak. Şirketler birleşecek. Devlet işte burada rol oynamalı.
Türkiye ne yazık ki bir birinin aynı yatırımların mezarlığına döndü. Çin'de bir fabrikanın 50 sahibi var."
İlginç değil mi?
Bir o kadar da gerçek. Serdar Kitapçı, şirketlerin kapanmasının çok kötü bir şeymiş gibi algılanmasına da karşı çıkıyor. "Tabii ki kapanacak. Bu kötü bir şey değil" diyor. Ve sonra ekliyor:
"Kriz niye yaşanır? Bedel ödemek için değil mi? Bu bedel ödenecek."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 4 Mart 2009, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/04//haber,5BC8A9ACEECB4E3A973BE455595962C3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.