Sözcüğü bilerek seçtim.. Ömrünün tam hesaplamadım ama, en az iki yılını hastanede geçirmiş biri olarak, bu işin bir bilgi, görgü, eğitim, deneyimden öte sanat olduğunu düşünüyorum..
Ziyaret ettiğiniz hastanın en muhtaç olduğu şey, hatta doktor ve ilaçtan önce moraldir. Bu olmadı mı, tıp işe yaramaz.. Girdiğiniz odadaki adamın moralini yükseltmek, en azından düşürmemek ise, bir sanattır. Söylemek istediğim o..
Benim odamın kapısı, yığınla yazıyla doluydu.. Artık klasik ve işe yaramayan "Ziyaret yasaktır" yazıları bence kaldırılmalı.. Ve eğer bir kapıda bu yazı varsa, tüm hastane görevlileri, kapıdan, danışmadan başlayarak, kat görevlilerine, ziyareti önlemeli..
"Ziyaret yasaktır" ziyareti gerçekten yasak olması gereken hastalar için hayati, yani ölümcül olabilir. Bu laf ayağa düşürülmemeli..
Ötekiler benim isteğim üzerine bilgisayardan kocaman kocaman yazılmış ve kapıya yapıştırılmıştı.
"Hastaya, sağlığı ile ilgili sorular sormayın.." "Hastaya ne zaman çıkacağını sormayın.." Başkalarını bilmem. Bunlar bana özel durumlar..
"Ne oldu, nasıl oldu, şimdi nasılsın" sizler için laf ola sorulmuş sorular olabilir, adettendir diye.. Öyleyse geçin.. Gerçekten merak ediyorsanız, bunu odanın dışında refakatçilere veya hemşirelere, doktorlara sorun..
Zaten hasta, zaten fizik ve moral bakımından sağlam olmayan bir adama ayni soruyu günde 100 kişinin sorması ve hastanın ayni yanıtları 100 kez tekrarlaması onu ne hale getirir, bir düşünün.. Beni çıldırtıyor.. Bu yüzden bu sorudan nefret ediyorum. Hastaneye hastalık konuşmaya gidilmez. Adamın 24 saati bu zaten.. Gitmişsiniz, işiniz o birkaç dakika içinde onu hasta ve hastane havasından çıkarmak olmalı..
Hastanız sizin sağlıklı günlerinde görmeye alıştığınız fizikte olmayacaktır. Çok zayıf, çok solgun olabilir.. Yüzünüz ve gözleriniz bu şaşkınlığı ifade ediyorsa, hasta bunu anında hisseder. Gizleyemiyorsanız, ziyarete hiç gitmeyin.. Dilleriyle olmasa bile, gözleriyle "Ne hale gelmişsin" diyenler yüzünden o gece ateşimin nasıl çıktığını bilirim.
..Ve de içerde mümkün olduğu kadar az kalın. Hele oda kalabalıksa.. Hasta gitmenizi istemez. Yürekten istemez.. Çünkü yaşamı, sizi özlemiştir. Ama orada kaldığınız her dakika onu yorar. Oda kalabalıksa, ona çok lazım oksijeni çalmaya başlarsınız..
İnanın, bazen hastaneye hiç gitmemek, gitmekten çok daha büyük dostluktur. Gelen tüm arkadaşlarım beni mutlu ettiler. Çok sevindirdiler. Ama gelmeyenlere de teşekkür ettim, çıktığımda benden özür dilemeye kalktıklarında.. Hele grip, nezle olduğunuz şüphesi varsa, sizde ya da bir yakınızda, hastanızın odasına değil, koridoruna bile gitmeyin.. Gelelim, "Hastaya ne zaman çıkacağını sormayın" lafına.. Daha doğrusu şimdi değil de, haftaya pazara gelelim. Çünkü onun öyküsü biraz ayrıntılı anlatılmalı. Ayrı bir yazı konusudur!..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 1 Mart 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/03/01//haber,FD53993526834591B01640FA73228393.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.