kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Şubat 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat

Bu sadece film değil gerçek bir hikaye!

25.02.2009
'Her şeye rağmen yaşamak' sloganıyla yola çıkan 'Yaşam Arsızı'nın başrolünde 'kadın' ve 'toplum' var! Yasemin Alkaya filmini "Amacım seyircinin artık seyirci kalmamasını sağlamak!" diye özetledi..
Başarılı oyuncu Yasemin Alkaya, ikinci kez yapım ve yönetimini üstlendiği bir filmle izleyici karşısına çıkacak. Ana teması 'kadın' olan 'Yaşam Arsızı' isimli film 6 Mart'ta vizyonda olacak. Olumsuz yaşam koşullarına karşın hayata tutunmaya çalışan gerçek karakterlerin gerçek öyküsünü anlatan film; bu yıl Ankara Film Festivali'nde de yarışacak. Anne ve babasını bir trafik kazasında kaybeden iki şizofren kız kardeşine, alkolik kocasına ve iki çocuğuna bakmak zorunda olan bir kadının mücadelesinin anlatıldığı bu filmde izleyici neyi ne kadar görecek? Bu sorunun yanıtını yönetmen Yasemin Alkaya şöyle özetliyor:

YASEMİN ALKAYA FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ...

KADINA YAPILAN ŞİDDET
"Filmde çok yaşanan ama konuşulmasından hoşlanılmayan birçok konu işleniyor. Seyirci, seyrettiğinin sadece bir film değil, aynı zamanda gerçek bir hayat hikayesi olduğunu bilecek; 'Böyle şeyler gerçek hayatta olmaz, benim çevremde böyle şeyler yaşanmıyor' kaçamağını yapamayacak. Amacım seyircinin bu trajedideki kendi rolüyle yüzleşebilmesini ve artık seyirci kalmamasını sağlamak!" İşte madde madde filmin konusu:
* Kadına uygulanan şiddet, bu şiddetin çocuklarda açtığı hasar...
* Kadına uygulanan şiddete karşı devletin ve polisin tavrı...
* Düşmüş kadının toplumdaki yeri; törelerin, gelenek ve göreneklerin yok ediciliği, mahalle ahlakının ve kasaba ahlakının öldürücülüğü...
* Erkeklerin, güçsüz buldukları kadını nasıl da sonuna kadar sömürdükleri...
* Şerefi, namusu için rahatlıkla kadın döven, hatta öldüren erkeklerimizin, çıkarları söz konusu olunca, rahatlıkla karılarını satabilmesi ve buna rağmen namusuna helal gelmemesi...
* Aydın, devrimci, dinci, eğitimli, toplumda saygın bir yeri olan bu erkeklerin (!) küçücük, zor durumdaki bir kıza, sokaklarda yaşayan sakalları çıkmış hasta bir kadına, hatta akrabalarına dahi tecavüz edebilmeleri...
* Kadının hep suçlu bulunması, toplum dışı bırakılıp damgalanması... En kötüsü, bunlar yetmiyormuş gibi kendisini de suçlu hissetmesi...