"Sadece Maliye değil, özerk SPK da Doğan'ı inceliyor"

Cumartesi günkü Diyarbakır mitingi dönüşü, gazeteci arkadaşlarla birlikte Başbakan Erdoğan ile uçakta yaptığımız sohbetin ilginç bölümleri:
- Mitingi nasıl buldunuz?
- Yağmura rağmen meydanın coşkusu gayet iyiydi. Çocuklara oyuncak dağıttım. Çok güzel oldu. Ama asıl meydanda kitlenin heyecanı, hele hele bayanların coşkusu maşallah bayağı iyiydi.
- CHP'ye ve MHP'ye "Sivas'tan öteye geçemezsiniz" diyorsunuz.
- Buralarda CHP'nin zaten belediyesi hemen hemen yok. Yani parmak sayılarına ulaşırsa başarı sayarım. Buralara gelip gitmezler. Hiç uğramazlar.
En az gittiğim yerler Tunceli ve Hakkâri'dir ki, 3'er kez gittim. Gideceğiz ki halkla olan diyalogumuz sıcak olsun.
- Deniz Baykal sizi TV'de tartışmaya çağırıyor...
- Ben CHP'den hangi yerel yöneticiyle tartışacağım? Benim yerel yöneticilik geçmişim var. Baykal'ın böyle bir geçmişi yok. Ben bu konuda iyi konuşurum. O ise meydan okuyarak prim yapmak, reklam yapmak istiyor. Buna izin vermem. İşte meydan. Ne anlatacaksan gel burada anlat.
- Yolsuzluk dosyaları gündemde...
- Partimden ihraç edilmiş olan belediye başkanı ve belediye meclis üyesi sayısı neredeyse 20'yi bulacak. Biz bir şeyi ele aldığımızda, beklemeden, soruşturma açılmadan bunları partimizden ihraç ederiz.
CHP ise böyle bir şeyi yapamaz. Yani haklarında soruşturma açılmış belediye başkanlarını, gözaltına alınmış, hatta tutuklanmış olanları dahi partide tutarlar. Başkan adayı dahi yaparlar. Beş tane var onu koruyorlar zaten.
Deniz Feneri'yle ilgili dosya göstermeye gelince: Bildiğim kadarıyla Sayın Baykal avukat. Bir avukat Alman mahkemelerinde görülen bir dava için burada dava açılmasını nasıl olur da gündeme taşır?
Adalet Bakanlığı, Alman adli makamlarıyla görüşmeler yapmış. Dosya talebinde bulunmuş. Bu dosya Türkiye'ye gelir. Geldikten sonra suç unsuru varsa Adalet Bakanlığı da gereğini o zaman yapar.
Kaldı ki bunun bizim partiyle ne alakası var?
Şaban Dişli'ye ve Dengir (Fırat) Bey'e belden aşağı vurmuşlardı. Şimdi aynı şeyi Kadir (Topbaş) Bey'le ilgili yapıyorlar.
Hadi Şaban Bey ile Dengir Bey'in dokunulmazlığı var. Kadir Bey'in dokunulmazlığı da yok. Hadi Kadir Bey'i götür yargıya! Yargıya götürmüyorsun, suç duyurusunda bulunamıyorsun. Demek elinde tutarlı bir şey yok. Ama ikide bir bunları konuşuyorsun.
Etikten yoksun bir siyaset bu. Ama aklıselim sahibi halkım bunun dersini 29 Mart'ta verecektir. Herhalde avukatlık belgesini de o gün elinden alacaktır.
- Bölge halkının özgürlükleri konusunda genel göndermeler yaptınız. Ama galiba daha somut beklentiler var...
- Bölge halkının en çok mutlu olduğu açılımlardan biri Ergenekon soruşturmasıdır. Bu, yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarında da çıkıyor. Çok memnunlar. İktidarımız döneminde suçların sumen altı edilmediğini açıkça gördüler.
Bu konunun peşini bırakacak değiliz. Bu olay nereye varırsa varsın devam edeceğiz. Ama tabii ki biz işin yasama ve yürütme bölümünde varız. Yargıda yokuz. Yargıdan beklenen bizden beklenirse bize haksızlık olur.
İtalya'daki 'Temiz Eller' operasyonunu bu ülke hep konuştu. Ama tadamadı. Temiz Eller'in bizde de olması lazım. Bu bir arınma operasyonu.
Adresler, krokiler, şunlar bunlar çıkıyor. Güvenlik güçlerimiz sağ olsun. Durmak yok. Bu işin yavaşlaması olmaz.
- Kürtler ve Kuzey Irak için başka neler yapacaksınız?
- TRT Şeş'i güçlendireceğiz. Onu Farsça ve Arapça dilleri takip edecek. Program içeriğini çeşitlendirmek ilgiyi çok artıracaktır. Diğer televizyonların böyle bir altyapısı, arşivi yok.
Mesela Almanya'da olan Şivan (Perwer) var. Onu getirebiliriz. Ben Ertuğrul (Günay) Bey'e dedim: Ahmet Kaya'nın eşiyle görüşelim. İsterlerse kabrini buraya taşıyalım.
Henüz kesin değil ama olumlu bir gelişme olabilir. Ben İstanbul Belediye Başkanı'yken tanışmıştım Ahmet'le. Sağ olsun ben ne zaman kendisini bir programa davet etsem gelmiştir. Ücret de talep etmemiştir. Çok severdim kendisini. Kanal 24'teki "Keşke Olmasaydı" belgeseli de tabii fevkalade üzücüydü.

G-20 ZİRVESİ BELİRLEYİCİ OLUR
- Doğan Grubu'na kesilen vergi cezası, grubun siyaseten cezalandırılması olarak değerlendiriliyor...
- Bunu Doğan Grubu'nun kendisini savunma yaklaşımı olarak görüyorum. Bizim bu olayda bir dahlimiz yok. Biz, "Maliye Bakanlığı olarak soruşturma açacağız" veya "Oranın dosyalarını incelemeye alın" demeyiz. Maliye Bakanlığı hesap uzmanlarıyla, vergi kontrolörleriyle bu tür kararları alır. Bu kontroller sürekli olarak yapılır. Doğan Medya Grubu da buna takılmıştır.
Nitekim daha önce de çok ciddi bir rakamla bu işe takıldı. Kendileri uzlaşma talebinde bulunarak, uzlaşmaya gittiler ve uzlaşma sonucunda çıkan cezayı ödediler.
Yani bu olay, Maliye Bakanlığı'nın bütün medya gruplarına uyguladığı, periyodik bir işlem...
Mesela aynı şekilde SPK'nın (Sermaye Piyasası Kurulu) Doğan Grubu'yla ilgili şeyi var. Bağımsız kurum bu. Onu da mı ben yönlendiriyorum?
- Türkiye'nin bölgedeki ağırlığı artıyor...
- Başkan Obama yönetimiyle birlikte bölgede Türkiye'nin etkinliği çok daha farklı olabilir.
Ama bunu durumdan vazife çıkarmak adına söylemiyorum. Böyle bir görevin bize verilmesi halinde yapacağımız şeyleri söylüyorum. Bunu da son telefon görüşmemizden aldığım izlenimle söylüyorum.
- Başkan Obama size ne dedi?
- Türkiye'nin Ortadoğu'daki liderliğine atıfta bulundu. Ortadoğu'da müşterek çalışmanın gereğinden bahsetti. Biz de müşterek çalışma için, Türkiye'nin diğer ülkelere göre çok daha isabetli bir seçim olacağını söyledik.
Batı ülkelerinin Ortadoğu ülkeleriyle ilişki kurmada sıkıntılarının olduğuna inanıyorum. Biz Ortadoğu ülkeleriyle de, Batı ülkeleriyle de iletişim ağını gayet başarılı kurabilen bir ülke durumundayız.
- Türkiye'nin rolü ne olacak?
- Nisan başında toplanacak G20 Zirvesi'nde bunu konuşma şansımız olabilir. Bir de Obama'nın Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell gelecek 26 Mart'ta. Onunla da görüşeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Ayrıntılar için lütfen tıklayın