kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Biz bu millete hizmetkar olmaya geldik"

AA
Giriş Saati : 22.02.2009 19:13
Güncelleme : 22.02.2009 20:42
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, bu millete efendi olmaya değil, biz bu millete hizmetkar olmaya geldik'' dedi.

Adıyaman programının ardından Kahramanmaraş'a geçen Erdoğan, Hafiz Ali Meydanı'nda Kahramanmaraşlılara seslendi.

Sözlerine alandakileri selamlayarak ve ardından ''Maraş, Maraş, Can Maraş, Canlara Canan Maraş, Suları Kevser Olmuş, Toprağı Mercan Maraş'' diyerek başlayan Erdoğan, miting alanında yaşanan coşku ve heyecanın her şeyi yapmaları için yeterli olduğunu ifade etti.

''Şu coşku her şeye yeter. Şu heyecan her şeye yeter. Kahramanmaraş aşkı, sevdası, muhabbeti her şeye değer. Biz, heyecanımızı sizden alıyoruz. Şu meydan bize yorgunluğumuzu unutturuyor'' diyen Erdoğan, ''Şu meydanı görüp de şu Kahramanmaraş'ın haykırışını görüp de millete hizmetkar olmamak mümkün mü? Biz bu millete efendi olmaya değil, biz bu millete hizmetkar olmaya geldik. Şu muhabbeti, şu coşkuyu görüp de Aşık Veysel gibi 'Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece' dememek mümkün mü?'' şeklinde konuştu.

Erdoğan sözlerini, ''Sizin desteğinizi, sizin hayır duanızı, sizin emanetinizi alıp da o emaneti yükseklere taşımak için çabalamak bizim için adeta şu anda bir emir makamındadır. Hamd olsun bugüne kadar emanetinizi yere düşürmedik, düşürmeyeceğiz. Sizleri mahcup etmedik, bundan sonra da mahcup etmeyeceğiz'' diye sürdürdü.

''DİĞERLERİ DOĞRU DÜRÜST MEYDANLARA ÇIKAMADI''

Erdoğan, yerel seçimler nedeniyle 14. mitinglerini yaptıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti: ''Bugün 14. mitingimizi yapıyoruz, diğerleri daha doğru dürüst meydanlara çıkamadı. Sayın Baykal, 'Televizyona çağırıyorum, televizyona gel' diyor. Sayın Baykal, seçimlerin meydanı burası, burası, burası. Bize sandıklarda bu meydanlar oy verecek. Demokrasinin meydanı burası, burası. Bu meydanların dilini önce dinle, bu meydanlar ne diyor onu dinle. Onu dinle de ona göre konuş.
Bize küçük düşünmek yakışmaz diyoruz. Biz, büyük düşüneceğiz. Her bir köyümüzde, ilçemizde, 81 vilayetimizde büyük düşüneceğiz. Hiç kimse ama hiç kimse bu ülkenin başını öne eğmez. Hiç kimse bu milletin başını öne eğemeyeceği gibi bu milletin liderleri karşısında yüksek sesle de konuşamaz. Ama öyle günler geldi geçti ki bu ülkenin liderleri maalesef birçok yerde el pençe divan duruyorlardı. Yurt içinde, yurt dışında artık benim hiçbir kardeşim, hiçbir vatandaşım, hiçbir soydaşım kendisini ezik, itilmiş, ötelenmiş, horlanmış hissedemez. Bu ülkeye hiç kimse 'ülkelerden bir ülke' muamelesi yapamaz. Hiç kimse bu ülkeye, bu millete, bu milletin bir ferdine karşı neme lazımcılık yapamaz.''

''BEYEFENDİLER, ÜSLUBUMDAN RAHATSIZ OLUYOR''

Kendilerinin öfke, gerilim, karalama ve çamur siyasetiyle bir işlerinin olmadığını, milletin 2 kasımda, 28 martta ve 22 kasımda bu tür siyaseti elinin tersiyle ittiğini kaydeden Erdoğan, kendilerinin siyaseti meydanlarda yaptıklarını vurguladı.
Başbakan Erdoğan, olup bitenlerin görüldüğünü ifade ederek, ''Siyaset meydanlarda yapılır, siyaset halkın içinde yapılır. Siyaset milletin içinde, millet için yapılır. Bunların böyle bir derdi yok. Siyaseti ekranlar üzerinden, gazeteler üzerinden, medya üzerinden yapıyorlar. Çamurun üzerine oturuyorlar, çamur siyaseti yapıyorlar'' diye konuştu.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: ''Beyefendiler bir de benim üslubumdan rahatsız oluyorlar. Başbakan, milletin diliyle konuşuyor. Başbakan, milletin üslubuyla konuşuyor. Başbakan milletin gönlünden, milletin yüreğinden konuşuyor. Efendim, Başbakan medyayla neden kavga ediyormuş, medyaya karşı neden bu kadar sertmiş. Dikkat edin haftalardır, seçim sandığı ufukta göründüğünden itibaren karalama kampanyasına başladılar. Bana, şahsıma, aileme, milletvekili arkadaşlarıma, belediye başkanı arkadaşlarıma, belediye başkanı adayı arkadaşlarıma, devletin saygın kurumlarına en ağır şekilde hakaretler ettiler. İftiralar attılar, atıyorlar.
Ben de diyorum ki, ey CHP, diğerleri, elinizde belge varsa, bu ülke bir hukuk devleti, niçin yargıya gitmiyorsunuz? Yargıya gidin. Neden gitmiyorsunuz? Belediye başkanı arkadaşlarımızın dokunulmazlığı yok. Yargıya gidin, niye gitmiyorsunuz? Çünkü ellerinde belge yok. Bunlar, bir zamanlar vardı ya komünistlerin çamur at tutmasa iz bırakır anlayışı vardı ya bunlar o dille konuşuyor. İftira atıyor.''

''KURAL TANIMIYORLAR, KANUN TANIMIYORLAR''

Erdoğan sözlerini medyaya eleştiri yönelterek sürdürdü. Erdoğan, ''Kural tanımıyorlar, kanun tanımıyorlar. Meslek ahlakını, etik ilkeleri ihlal ediyorlar. En küçük bir eleştiri karşısında hemen basın özgürlüğü deyip ortalığı velveleye veriyorlar'' dedi.

Erdoğan, şunları kaydetti: ''Beyefendi senin basın özgürlüğün olduğu kadar benim de düşünme ve konuşma özgürlüğüm var. Geçmişte bunu yaptılar, bundan fayda devşirdiler. Şimdi de bunu yapmaya çalışıyorlar. Kusura bakmayın herkes işini yapacak. Siyasetçi siyaset yapacak, iş adamı işini yapacak, gazeteci gazeteciliğini yapacak. siyasetçi, siyaseti medyadan taşeronlara devir ederse iş adamı medyayı şantaj aracı olarak kullanırsa, medya kendi alanından çıkıp siyasete soyunursa işte o zaman işler çığırından çıkar.
Herkes sorumluluğunu bilecek. Herkes mesuliyet alanını bilecek. Bu ülkede hiç kimse imtiyazlı değildir, olamaz. Bu ülkede hiç kimse kanunların üzerinde değildir, olamaz. Bunu açık açık söylüyorum. AK Parti bu tür siyasetin içinde olmayacak. AK Parti demokrasiden asla taviz vermeyecek. AK Parti her türlü özgürlüğü bugüne kadar var gücüyle savundu, bundan sonra da savunmaya devam edecek. AK Parti hiçbir imkanı şantaj aracı olarak kullanmadı, bundan sonra da kullanmayacak. Ve AK Parti bugüne kadar şantaja boyun eğmedi, bundan sonra da Allah'ın izniyle eğmeyecek.''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Devletin güvenlik güçleri, devletin savcısı, hakimi, çetelerle, mafyayla, karanlık güç odakları ile mücadele veriyor. Baykal çıkıp avukatlık yapmaya çalışıyor'' dedi.

Kahramanmaraş Hafız Ali Efendi Meydanı'nda halka hitap eden Erdoğan, ''ülkenin resmi kurumu Maliye Bakanlığı'nın inceleme yaptığını ve bir kuruluşa vergi cezası verdiğini, bu olayın yargıya intikal edeceğini, konuşulacağını, tartışılacağını ve derinlemesine araştırılacağını'' belirtti.

Olay tüm boyutlarıyla ortaya çıkmadan CHP liderinin ''ezberden konuştuğunu'' ve ''Bu bir rejim sorunudur'' dediğini belirten Erdoğan, Deniz Baykal'a ''Bekle, olayı bir incele, araştır. Bu işleri bilen arkadaşların vardır. Partinde bu işlere aşina uzmanlar vardır. Onlara bir sor'' diye seslendi.

Erdoğan, şöyle devam etti:
''Hayır, sayın Baykal anında televizyon ekranlarına çıkıyor, sorumsuzca demeçler veriyor, avukatlık yapmaya başlıyor. Aynı tavrı biliyorsunuz başka olaylarda da gördük, Ergenekon olaylarında da gördük. Devletin bir kurumuna saldırı oluyor. Cinayet işleniyor. Sayın Baykal hemen koşup hükümeti suçluyor. Olay aydınlanıyor, ardından farklı şeyler çıkıyor. Devletin güvenlik güçleri, devletin savcısı, hakimi, çetelerle, mafyayla, karanlık güç odakları ile mücadele veriyor. Sayın Baykal çıkıp avukatlık yapmaya çalışıyor.
Çetenin, mafyanın, karanlık güç odaklarının avukatlığını yaparak muhalefet olunur mu? Biz, çete ile de mafya ile de mücadele edeceğiz. 'Hayır edemezsin.' Milletimin, tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyacağız. 'Hayır koruyamazsın.' Bir kere de millet adına bir şey söyle. Bir kere de milletin sesine kulak ver. Bir kere de milletle aynı yere bak. Allah aşkına bir kere de milletin avukatlığını yap.''

''AYNI SİYASETİ SAYIN BAHÇELİ DE YAPIYOR''

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yaptığı siyasetin aynısını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de yaptığını ifade etti. Bahçeli'nin düzenlediği kapalı salon toplantılarında ve basın açıklamalarında Türkiye'yi borç batağında gösterdiğini, milleti yanıltmaya çalıştığını kaydeden Erdoğan, şunları anlattı:
''Bakın bir kere daha söylüyorum. Türkiye bunu bilsin. 1999 yılından al, MHP'nin içinde bulunduğu koalisyon hükümetine bak değerli kardeşim. Millet bunlara kaç yıllığına görev verdi, 5 yıllığına. Bunlar ne kadar iktidarda kalabildi, 3.5 yıl. Dediler ki 'biz bu işi götüremeyeceğiz, bırakalım' ve bırakıp gittiler. O günlerden geldiğimiz bu günlere bakın. Sizler burada olmayanlara da duyurun. İşimiz burada bitmiyor ha. Noktayı burada koymayacağız. Noktayı 29 martta koyacağız.
Çok enteresan bakınız. Biz göreve geldiğimizde Türkiye'nin, değerli kardeşlerim Gayri Safi Yurt İçi hasıla üzerinden yeni hesaplamalara göre, Türkiye'nin kamu net borç stoku yüzde 64'tü, şimdi yüzde 25. Yani 100 liranın 64 lirası MHP'nin iktidarında borçtu. Bizim iktidarımızda şu anda yüzde 25'e düştü. Değerli kardeşlerim; MHP'nin ortak olduğu iktidarda devletin borçlanma faizi yüzde 63 idi. Şimdi ise Merkez Bankası açıklamasını yaptı, biliyorsunuz yüzde 11.5. Piyasa 14-13 buralarda. Nereden nereye geldik. Ah benim kardeşim, şu aradaki 50 puan fark var ya bu 50 puan fark bu kimin cebinden çıkıyordu? Benim halkımın, milletimin cebinden çıkıyordu. Sayın Bahçeli önce ekonomi öğren. Önce bunu öğren. Böyle bir faiz bıraktınız.''
MHP'nin de içinde bulunduğu hükümetin kendilerine 23,5 milyar dolar IMF borcu bıraktığını kaydeden Erdoğan, AK Parti iktidarının bu borcu 8 milyar dolara düşürdüğünü söyledi.
Erdoğan, Bahçeli'nin ortağı olduğu hükümetin kendilerine yüzde 30 enflasyon bıraktığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi enflasyon yüzde 9.5, nereden nereye geldik. 79 senede Türkiye'nin milli geliri 230 milyar dolara ulaştı. Ah Kahramanmaraşlı kardeşim ah. Şu anda biz altı yılda bunun üzerine neyi ilave ettik biliyor musunuz? 520 milyar dolar ilave ettik. Şimdi 750 milyar dolar oldu. Hesap ortada.

Biz, sizin (MHP'li koalisyon hükümeti) borçlarınızı ödüyoruz. Biz, sizin batırdığınız ülkeyi düzlüğe çıkartıyoruz. Bakınız 16 banka Bahçeli'nin döneminde battı ve fona devredildi. Türkiye'ye bedeli 46 milyar dolar. Daha öncekilerle beraber 21 banka.''

''BİZ EŞEĞİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLADIK''

Kendilerinin döneminde batan bir tek banka olmadığını kaydeden Erdoğan, ''Bizim dönemimizde batan bir tane banka yok. Çünkü biz eşeği sağlam kazığa bağladık. Bizim dönemimizde bakkal açar gibi banka açamazsın, paran varsa banka açarsın. Bankaları aç, yüksek faizden paraları topla sonra bunları ne idüğü belirsiz yerlerde harca. Yok öyle şey. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye yedirtmeyeceğiz dedik'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
''Çete ile mafya ile mücadelemiz aralıksız sürecek. Merkez Bankası bizim milli bankamız, 26.5 milyar dolar bankada para vardı. Şimdi ne oldu, 68 milyar dolar. Bakın nereden nereye. Bir taraftan yatırım yapacaksın, bir taraftan borçları ödeyeceksin, buna rağmen. Hamd olsun Türkiye'nin kamu net borç stokunu bu noktaya kadar düşüreceksin. Biz bunların söylediklerine aldırmıyoruz. Biz neler yaptık buna bakıyoruz.''
Erdoğan'ın Kahramanmaraş programına Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi ile Kahramanmaraş ve bölge illerinin milletvekilleri de katıldı.
Mitingde, AK Parti'nin Kahramanmaraş belediye başkan adayları tanıtıldı.