kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
22 Şubat 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

"Buzdolabı yerine iş verin"

CİHAN
Giriş Saati : 22.02.2009 16:44
Güncelleme : 22.02.2009 19:14
Yeni Haber
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin, ekonomik krizi dikkate almadığını söyledi.

Tunceli'de beyaz eşya dağıtılmasını eleştiren Baykal, "Bırakın hovardalığı, buzdolabı yerine iş verin iş." dedi.

Baykal, İzmit Perşembe Pazarı'nda düzenlenen mitinge katılmak için özel bir uçakla Kocaeli'ne geldi. Miting alanına CHP Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen ile birlikte gelen Baykal, meydanın partililer tarafından doldurulduğunu görünce yüzü güldü.

Meydanda bulunan vatandaşların durumunu sorarak sözü ekonomik krize getiren Baykal, vatandaşlara soru sorarak AK Parti Hükümeti'nin krize karşı tavrını şöyle eleştirdi: "Türkiye zenginleşiyor da kime gidiyor bu para? Memura, işçiye emekliye mi gidiyor? İşsiz sayısı artıyor mu? 30 bin kişi sadece İzmit'te işsiz kaldı mı? İşsiz kalmak sadece meşgaleyi kaybetmek anlamına gelmez. İşsiz kalmak insanın toplumdaki yerini kaybetmesi demektir. Çocuğunun isteğini yerine getiremeyen bir babanın ızdırabını bilir misiniz? Eşinin ihtiyacını karşılayamayan bir insanın yaşadığı nedir bilir misiniz? 30 bin kişi şu anda bu halde. Bir yılda kasım ayı itibariyle Türkiye'de işini kaybeden insan sayısı 635 bin. Daha önceden işsiz kalan kişi sayısı da 300 bin. İşsizler ordusuna katılan insan sayısı 900 bin. Bu iyi bir tablo mu?"

BUZDOLABI YERİNE İŞ VERİN

TUnceli'de beyaz eşya dağıtılmasını seçim rüşveti olarak değerlendiren Baykal, beyaz eşya yerine her ailede bir kişiye iş verilmesini istedi.
Yapılan yardımları hovardalık olarak da değerlendiren Baykal, şöyle konuştu: "Tunceli'deki vatandaşa çamaşır makinesi, buzdolabı dağıtılmasında başka bir amaç mı var? Sen yardım etmek istiyorsan, her aileden bir kişiye iş ver. Sağlık sigortası kapsamına girsin. Buzdolabı dağıtacağım diye seçim rüşveti vermeyi bırak, vatandaşın derdine çare ol, iş ver. Önce iş, önce ahlak. Bu CHP'nin yıllar öncesi söylediği temel düşünce. İnsan işin esasıdır. İnsanın en temel ihtiyacı iştir. İnsana iş vereceksin.

Medya özgür mü? Türkiye'de 6-7 yıl öncesine kadar adalet sistemi, yargı sistemi özgür mü? Yolsuzluklar soruşturulmayan bir ülke oldu mu? Kadınlar kendilerini özgür hissediyorlar mı?

Birileri Türkiye'nin kontrolünü eline geçiriyor. Ülkenin adaleti, dürüstlüğü elden gidiyor.

Ekonomide sıkıntı, siyaset sıkıntı, ahlakta sıkıntı, hepsi bir arada gidiyor. Eskiden jurnalcilik vardı, şimdi telefonlar dinleniyor. İnsanlar rahat dedikodu yapamaz hale geldiler. Şöyle rahat iktidara küfür edemez hale geldiler. Siz bir oy vererek bunlara cevap vereceksiniz."

HÜKÜMETİ DENİZ FENERİ DOSYASI ÜZERİNDEN ELEŞTİRDİ

Deniz Feneri dosyası üzerinden de AK Parti'ye yüklenen Baykal, Almanya'da yoksullara yardım için topladıkları paralarla televizyon kurup AK Parti'ye hizmet edildiğini ileri sürdü.

Dosyanın Türkiye'ye getirilmemesini eleştiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü; "Atatürk'ün, Fevzi Çakmak'ın, İnönü'nün bir yolsuzluğu var mı? Hepsi şerefiyle yaşadı. Yolsuzluk kişisel olmaktan çıktı. Artık birlikte, kolektif yapılıyor. Yolsuzluk bir kişinin ahlaki bozulmasının, sütü bozuk olmasının sonucu değil. Şimdi yolsuzluk akılla, fikirle yapılıyor. Almanya'da dernek kuruyorlar. Neymiş mazlumların yarasına merhem olacak. Dolaşıyor camileri Almanya'da. Ramazan'da fitreyi, zekatı topluyor. Kazancının karşılığını ver fakirlere de bakalım diyorlar. Sonra kuryeye veriyorlar, o kurye parayı Türkiye'ye taşıyor. Türkiye'de o paralar şirket oluyor, arsa oluyor. Bu paralar, televizyon kanalı oluyor. O televizyon ne anlatıyor vatandaşa? Ufkunu açıyor, hizmet ediyor değil mi? O kanal AKP'ye hizmet ediyor. Bu iş Almanya'da ortaya çıkıyor. Alman adliyesi yargıladı, davayı bitirdi. Adalet Bakanı, dosya gelsin diye bekliyormuş. Dosyayı kaplumbağanın sırtına bağlasan şimdiye kadar gelirdi. Dosya istiyorsan al sana dosya. Koca bir Türkiye Cumhuriyeti hala dosyayı getiremedi. Ama CHP dosyayı getirdi."