Daha önce de yazdık...
Yerel genel seçim diye belediye başkan adaylarının yeterliliklerinin sorgulandığı bir propaganda sürecinin yaşanacağı varsayılmasın.
Bu seçim, gelecek seçimin tayin edicisi, provası niteliğinde olacağı için mücadelesi de bir o kadar sert geçecek. Meydanlarda her türlü iddiaya, belgeye, belden aşağı vurmalara tanıklık edilecek.
Son iki haftadır Ankara kulislerinde söylenenlere bakılırsa herkes birbirinin ipliğini pazara çıkarmak için belge depolamış.
Sonuçta, yolsuzluk, rüşvetten tutun da belden aşağı vurmalara kadar uzanacak bir sürecin yaşandığı bir seçim dönemine tanıklık edeceğiz.
Bunun ilk işaretleri de zaten iki haftadır görülüyor.
Geleceğin provası Neden de belli: Bu seçim geleceği tayin edecek.
Fazla ihtimal dahilinde görülmese de yerel seçim sonucu erken genel seçimden, kongreler sürecine kadar birçok gelişmeye yol açacak.
Şöyle ki...
Yakın geçmişte yapılan yerel genel seçimlerin çoğu, milletvekili genel seçimi sonrasına denk geldi.
Milletvekili genel seçiminden en fazla 2 yıl sonra yerel genel seçim yapıldı.
Bu kez tersi olacak yerel genel seçim, milletvekili genel seçiminin önünde yapılacak.
Siyasi partiler de bir nevi
"sıralama turuna" katılmış gibi kabul görecek, yerel genel seçimde alacakları oyların oranına göre sıralanacak.
Özetle partilerin koalisyon ortaklığından, tek başına iktidarına, ana muhalefetinden baraj altına doğru kaymasına kadar uzanan gelecek tahlilinin yapılmasına yol açacak.
Liderlerin seçimi 29 Mart seçimi sadece siyasi partiler için değil, liderlerin koltuklarında kalıp kalmamalarının da belirleyicisi olacak. Bu seçimde partisi büyük oy erozyonuna uğrayan liderin koltuğu tehlikeye girecek, olağanüstü kongre veya kurultay yolu gözükecek.
Dikkat çeken, 29 Mart yerel seçiminin barajları da önceden belirlendi.
Parlamento dışındaki muhalefet gelecek seçimde yüzde 10 ülke barajını aşabildiğini bu seçimde kamuoyuna ispat etmek zorunda.
Nitekim SP liderliğine yeni seçilen Prof.
Numan Kurtulmuş 'un hedefinin bu olduğu arkadaşlarınca açıktan dile getiriliyor.
Partileşmeyi bekleyen yeni oluşumlar ise diğer partilerin alacağı oy oranını gözlüyor.
Parlamentodaki partilere gelirsek...
DTP bu seçimde oylarının yüzde 10'u aştığını ve elindeki belediye başkanlıklarını da koruyabildiğini ispat etmek zorunda.
Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası süren DTP'nin oylarındaki düşüş, yeniden yapılanmasını ve Genel Başkan
Ahmet Türk ve yönetiminin liderliğinin sorgulanmasını da beraberinde getirecek.
İl genel meclisi oylarında yüzde 20'yi geçmeyi hedefleyen MHP açısından da durum farklı değil.
Bu oranı aşmış MHP'de, Genel Başkan
Devlet Bahçeli 'nin bir kez daha taçlanmasına, ancak yüzde 12'nin altına inmesinin de tartışılmasına neden olacağı aşikâr...
Benzer durum CHP lideri
Deniz Baykal için de geçerli.
Bırakın ana muhalefet konumunu kaybetmesini, genel seçimde aldığı oyun altına düşmüş CHP'de kurultay süreçlerinin başlayacağını tahmin etmek zor değil.
AK Parti'deki eşiği de bakanları ve parti yöneticileri bir ay önce koydu:
"Yüzde 40'ın altı, yüzde 3536 seviyesi erken genel seçimi getirir..." Bu seviyeye inmiş AK Parti'nin öyle çok değil, hemen sonbaharda genel seçime gitmesi kaçınılmaz olur.
Ancak yüzde 47'nin üzerinde çıkmış AK Parti'nin de 2011'deki milletvekili genel seçimini garantileyeceği bugünden söylenebilir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın
Yayın tarihi: 8 Şubat 2009, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/02/08//haber,E1B0626EC5B447B6AD9FD649129E508B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.