Tüfekçi için Teşvikiye Camisi'nde düzenlenen törende, kızı Gamze Tüfekçi Yazıcı, damadı Öcal Yazıcı ve torunu Emir Ali Yazıcı ile oğlu Memil Sarısözen taziyeleri kabul etti.
Törene, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün yanı sıra aralarında Mustafa Sağyaşar, Ali Rıza Binboğa, Selahattin Alpay, Arif Sağ, Esat Kabaklı, Ümit Tokcan, Zafer Gündoğdu, Hüsamettin Subaşı, Mustafa Keser, Orhan Hakalmaz, Gökhan Tepe'nin de bulunduğu çok sayıda sanatçı ile akademisyen katıldı.
Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin de çelenk gönderdi. Neriman Altındağ Tüfekçi'nin Türk bayrağına sarılı tabutu, öğle namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından omuzlara alınarak cenaze arabasına taşındı. Tüfekçi'nin cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
"ANNEMİN TRT'NİN 41. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ ETKİNLİĞİNE DAVET EDİLMEMESİNİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILADIK"
İstanbul'da vefat eden Devlet Sanatçısı Neriman Altındağ Tüfekçi'yi son yolculuğunda yalnız bırakmayan dostları anlattı.
Neriman Altındağ Tüfekçi'nin kızı Gamze Tüfekçi Yazıcı, herkes çok iyi bir sanatçıyı kaybederken, kendisinin çok iyi bir anneyi kaybettiğini belirterek, dolu dolu bir hayat yaşamasının kendilerini teselli ettiğini, bundan dolayı annesini iç huzuruyla yolcu ettiklerini söyledi.
''Vefasızlık'' olarak tanımlayabilecekleri bir olay yaşamadıklarını ancak annesinin TRT'nin televizyon yayıncılığına başlamasının 41. kuruluş yıl dönümü etkinliğine davet edilmemesini şaşkınlıkla karşıladıklarını ifade eden Yazıcı, şöyle konuştu:
''Annem katılamasa bile biz ona vekalet edebilirdik. TRT'ye dahil olmayan insanların orada olduğunu görünce şaşırdık. Kırılmadık, artık biz kimseye kırılmıyoruz. Ben Nida Tüfekçi'nin kızıyım, ağabeyim Muzaffer Sarısözen'in oğlu. Bu insanların on binlerce türküsü var, derledikleri ve bilabedel TRT'ye bağışladıkları... TRT de bunları kaset yapıp satma hakkına sahip. Bunun için bizden izin bile almıyorlar. Ama etkinliğe davet edilmesinin annemin hakkı olduğunu düşünüyorum.''
Tüfekçi'nin oğlu Memil Sarısözen de annesinin çok iyi bir insan ve büyük bir sanatçı olduğunu belirterek, ''Çok sevgi, emek verdi. Bugün çok mutluyum, verdiği her yudum sevgi ve emeğin geri döndüğünü görüyorum. Umarım açtığı yolda devam edenler olur ve rahat uyur'' diye konuştu.
''İNSAN GİBİ İNSANDI''
Tüfekçi için Teşvikiye Camisi'nde düzenlenen törene katılan DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de son derece değerli bir sanatçıyı, halk kültürü ve müziğine gönül veren bir insanı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade ederek, ''Tüfekçi, dünyanın en derin halk kültürüne sahip, bu milletin değerlerini topluma en iyi yansıtan sanatçılardan birisiydi. Ben onun türkülerini dinleyerek büyüdüm. Çok üzgünüm, ama bıraktığı iz, kültürümüzü ileriye götürmesi açısından tesellimiz olacak'' dedi.
Türk Halk Müziği Sanatçısı Belkıs Akkale de Neriman Tüfekçi'nin bir kültür emekçisi, halk müziğine katkıları olan değerli bir usta olduğunu belirterek, duygularını ''Çok yönlü bir insandı. Onun hocalığı, sanatçılığı bir tarafa, hakikaten insan gibi insandı. Onu çok arayacağız. Bizler ve bizden sonraki kuşaklar da bu kültüre emek vererek saygısını gösterecek'' şeklinde dile getirdi.
Arif Sağ da çok sevdiği bir insanı kaybettiğini ifade ederek, Neriman Tüfekçi ile eşi Nida Tüfekçi'nin halk müziğinin ''ilkel müzik'' olarak bir tarafa itilmesine izin vermediklerini, evrensel müzik dünyası içinde çok ciddi bir yer almasına müthiş katkıda bulunduklarını anlattı. Tüfekçi çiftinin halk müziğinin toparlanması ve derlenmesine büyük katkıda bulunduklarını belirten Sağ, şöyle konuştu:
''Benim dönemimin halk müziği kadrolarını yetiştirdiler. Benim sanat yaşantım onlarla başladı. Neriman hanım, talebelerine hocalığın yanında analık yapmıştır. Neriman hanımla 1960'ta tanıştım ve o günden bu yana Neriman hanımı (anam) olarak algıladım ve bugün de anamı kaybetmiş gibi düşünüyorum. Bütün bu üzüntülü durum bir gerçeği bize hatırlatıyor. Neriman hanımın sanattaki duyarlılık ve ciddiliği, sanatın bu kadar yozlaştırılmak istenildiği bir dönemde koruyabilmesi, ciddi bir başarıdır. İnanıyorum ki bizler ve bizden sonraki kuşaklar, bu korumacı geleneği sürdürürler, halk müziğine daha evrensel ve çağdaş boyutta, dünyaya entegre etme açısından katkıda bulunurlar.''
''KALABALIK TÜFEKÇİ İÇİN AZ''
Mustafa Sağyaşar da çok büyük hizmetler yapan sanatçıların vefat ettiklerinde yerlerinin bomboş kaldığını belirterek, şöyle konuştu:
''Mühim olan bu değerli insanların aramızdan ayrılışında vefa örneğinin her yerde görülmesi. Görüyorum ki bu kalabalık Neriman Tüfekçi için çok az. İllaki sanat camiasından biri olmak gerekmez, onun son görevine gelmek için sevenlerin de bulunması lazım. Çünkü onlar sevenleriyle bu mevkiye gelmiş insanlar ve hizmetlerini sevenlerine vermiş insanlar. Hem sanatçılık arkadaşlığım var hem de radyoya ilk girdiğim zaman ablamız olarak bize şefkat ve sevgi ile yaklaşan bir insandı.'' Sanatçı, Prof. Dr. Can Etili ise duygularını şöyle aktardı:
''Türküler şu anda suskun, üzgün, öksüz, yasta... Neriman hoca gibi uzun hava okuyan bunca yıl geçmesine rağmen gelmedi. O büyük bir ekolün ustasıydı. O ekolün artist sanatçısı ve yorumcusuydu. Onun öğrencisi olarak ilkelerini, ekolünü ve anlayışını Türk Halk Müziği'nde akademisyen olarak devam ettirmek istiyoruz. Türkülerimizin başı sağ olsun.'' Sanatçı Ümit Tokcan da ''Kendilerinde, bir anne, baba şefkati gördüm. Beni yetiştirdi, bugünlere getirdi. Ben onların bir oğluydum'' dedi.
''BÜYÜK BİR USTA''
Çalışma arkadaşı Yücel Paşmakçı da Tüfekçi'nin, halk müziğinin geniş kuşaklara tanıtılıp sevdirilmesinde önemli rol üstlendiğini belirterek, şunları söyledi:
''Geniş repertuvarını oluşturan, muhtelif yörelerden derlenen uzun ve kırık havaların mahalli özelliklerini ve otantik mahiyetlerini kaybetmeksizin büyük bir ustalıkla nasıl icra edilebildiğine kendisinde şahit oldum. Mesleki faaliyetin ibadet edercesine büyük bir aşk ve şevkle sürdürüldüğünü, samimiyet, nezaket ve otoritenin bir üslup çerçevesinde nasıl bir ustalıkla bağdaştırılabildiğini onda gördüm.''
Eski İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Müdürü Fikret Değerli, Tüfekçi'nin yazılarla değil, gönüldeki duygu ve düşüncelerle ilelebet yaşayacağını söyledi.
Değerli, ''Tüfekçi, kültür değerlerine olan aşkıyla gönüllerde taht kurdu. O sanatçı kimliği ile ülkemizin her köşesinde her yaştaki ve durumdaki insanı gönül güzelliği kattı. O şimdi edebi istirahatgahına çekiliyor, orada melekler arasındaki yerini alacaktır'' diye konuştu. Şef Zafer Gündoğdu, halk müziğinin temel taşı olarak nitelendirdiği Tüfekçi'nin, bu topraklar için çok büyük kayıp olduğunu ifade ederek, Türk dünyasında çok özel bir yıldız olduğunu ve kayıp gittiğini kaydetti.
Sevcan Orhan da Tüfekçi'nin dönemine yetişemediğini ancak onun disiplini ile yetişen hocalardan ona dair çok önemi bilgiler aldığını kaydederek, duygularını ''Yeri dolmaz, ama umarım o yere ulaşabilecek insanları bu ülkede bir kez daha yetiştirebiliriz. Burada son görevimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu isimler medyatik isimler değil, kendi dönemlerinde çok güzel yerlere geldiler ama maalesef popüler kültür denilen dönem içinde bu insanlara gereken değer verilemedi'' dedi.
''ÖYLE BİR BAYRAK AÇMIŞLARDI Kİ...''
Türk Halk Müziği sanatçısı Esat Kabaklı da Neriman Tüfekçi'nin, Türk Halk Müziği camiasında herkese bir şey verdiğini belirterek, radyoda ve piyasada çalışan sanatçıların, Neriman Tüfekçi'den çok şey kapmaya çalıştıklarını anlattı.
Tüfekçi'nin bir sürü ilke imza attığını anımsatan Kabaklı, ''Neriman Tüfekçi, eşi Nida Tüfekçi ile öyle bir bayrak açmışlardı ki o bayrak bizleri bugünlere kadar getirdi. İnşallah onların bize sunduğu bu bayrağı yere düşürmeden, onların çıkardığı yere çıkarmaya çalışırız'' diye konuştu. Sanatçı Orhan Hakalmaz da Tüfekçi'nin ardından şunları söyledi:
''İnsani olarak da öğretmen olarak da çok iyiydi. Onların talebesi olmak çok önemli. Bu çağda onlarla yaşadığım için çok memnunum. Onların olmadığını düşünsek, halk müziği bu noktaya gelmezdi. Bunlar ölünün arkasından iyi temenni değil, samimi duygular. Onlar inanılmaz idealist insanlardı. Onlara layık olmaya çalışıyoruz. Büyük paralar kazanabilirlerdi, ama 'Konservatuvar kuralım' dediler. Onlar halk müziğinin kaynağıydı, hepimiz oradan fışkırdık.''
TÜFEKÇİ'NİN ÖZGEÇMİŞİ
1926 yılında doğan Tüfekçi, 16 yaşında stajyer sanatçı olarak Ankara Radyosu'na girdi. Halk müziğinin bağımsız bir dal olarak ayrılmasından sonra, bu ihtisas dalını seçen ilk sanatçı olan Neriman Altındağ Tüfekçi, 1957 yılında Kadınlar Korosu'nu kurup yönetti.
1959'da İstanbul Radyosu'na geçen Tüfekçi, burada Yurttan Sesler Kadınlar Korosu'nu kurdu. Güçlü sesi ve yorumunun yanısıra en geniş repertuvara sahip sanatçılardana biri olan Tüfekçi, yüzden fazla da derleme yaptı. Sanatçi iki çocuk annesiydi.