kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Şubat 2009, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Daha önce de bağırmıştı…

Giriş Saati : 05.02.2009 16:29
Güncelleme : 05.02.2009 19:55
Yeni Haber
Türkiye ile ilişkilerde yaşanan kriz, İsrail'de tartışılmaya devam ediliyor. ..
İsrail'in büyük gazetelerinden Haaretz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ağır eleştirilere yer verdiği analizinde "Erdoğan'ın iki yüzlülüğü, İsrail-Türkiye bağlarına zarar vermez" ifadesini kullanırken Türkiye'nin politikasının bir "çelişkiler yumağı" olduğunu da öne sürdü.

Gazete, ayrıca Başbakan Erdoğan için "İsrail liderlerine ilk defa bağırmıyor. Bir bucuk yıl öncesi kadar Ankara'da misafir ettiği Şimon Peres'e bağırmıştı. Ve bundan önce eski Başbakan Ariel Şaron için "terörist' demişti" diye yazdı.

Haaretz, "Erdoğan'ın iki yüzlülüğü, İsrail-Türkiye bağlarına zarar vermez" başlığı ile yayınladığı geniş analizine Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta panelindeki tavrına yönelik eleştirileri ile başlarken Erdoğan'ın "sinirlerine hakim olmadığı" yönündeki iddialarına vurgu yaptı. "Türkiye'ye gelen her diplomat, eğer Erdoğan ile görüşecekse, hakkında brifing verildiği kararterinin bir özelliği var, buda başbakanın kolayca sinirlenmesidir" diye yazdı. Gazete şöyle devam etti:

"Erdoğan, İsrail liderlerine ilk kez bağırmıyor. Bir bucuk yıl öncesine kadar Ankara'da misafir ettiği Şimon Peres'e bağırmıştı ve bundan önce eski Başbakan Ariel Şaron için "terörist' demiş ve Türkiye ile İsrail arasında Türk tanklarının modernizasyonunu öngören anlaşmayı "rezalet' olarak nitelendirmişti.

"Bizi tek teselli edecek olgu ise, en yakın danışmanlarının da onun fırçalarına da maruz kalıyor olması."

"ERDOĞAN'IN UNUTTUKLARI"

Haaretz, Erdoğan'ın "unuttukları"na da yer verdiği analizinde "Türkiye'nin 1990 yıllarında Güneydoğu'daki "3 bin 500 kadar Kürt köyünü yıktığı"nı iddia ederken, Kuzey Irak'taki Kürt Yönetimi'nin üst düzey bir yetkilisinin Türkiye'nin sınır ötesi operasyonlar için "Gazze benzemesi"ni yaptığını da belirtti.

Türk kaynaklarına dayanarak Kuzey Irak'taki PKK eğitim kamplarının yerlerine ilişkin istihbaratın, Türkiye'nin İsrail'den aldığı ve almayı sürdürdüğü hava araçları ile elde edildiğini yazan gazete, "İsrail, Ermeni katliamı konusunda gibi, Kürt köyleri yok edildiğinde sessiz kaldı. Türkiye ile oluşturulan ilişki daha önemli idi" diye yazdı.

"İsrail'in Türkiye'ye ne kadar ihtiyacı varsa, Türkiye'nin İsrail'e o kadar ihtiyacı var" diyen gazete, "Bu sadece İsrail Hava Kuvvetlerinin eğitimi, silah anlaşmaları, gelişen turizm, Türkiye'nin İsrail ile Suriye arasındaki arabuluculuğu değil. İki ülke arasında eşsiz bir stratejik ittifakı gelişti ve bu ittifak artık, iki ülkede belirli bir dönemde görev yapan hükümetler veya başbakanların özelliklerine o kadar bağlı değildir" görüşünü dile getirdi.

"TÜRK POLİTİKASI BİR ÇELİŞKİLER YUMAĞI"

Haaretz, Türkiye'nin halen, ordu tarafından "köktendinci bir tehlike" olarak değerlendirilen "dini bir parti" tarafından yönetildiğine, ancak İran ile ticari bağları, Hamas ve Hizbullah ile "iyi ilişkileri" olan partinin "Silah taşıyan İran uçaklarının Türkiye üzerinden Suriye'ye taşımasını önlediğini, bakanlarının da sık sık İsrail'i ziyaret ettiği"ne dikkat çekti.

ABD ve NATO üyesi olan Türkiye'nin Irak savaşı döneminde Amerikan askerlerinin ülkeyi topraklarını kullanmasına izin vermediğine de işaret edildiği analizde söyle devam edildi:

"Açık ki Türk politikası bir çelişkiler yumağı. Anayasa, ülkenin laiklik niteliğinin korunması için orduya yetki verirken, 70 milyon kadar vatandaşın yüzde 40'ından fazla, dini bir parti için oy kullanırken, ve 1 milyon insan Erdoğan ve türbana karşı gösteri yaptığında Filistinli Müslümanların Gazze'de öldürüldüğünü gördükten sonra milyonlarca insan da sokağa dökülürken, siyasi ve diplomatik zikzaklar konusunda yakınmak zorlaşıyor.

"İsrail, Türkiye'nin göz önünde tuttuğu birçok unsur arasında önemli bir faktör ancak sadece bir faktör. Türkiye'nin AB üyeliği hedefinin de ışığında, hükümet ile vatandaşlar, hükümet ile ordu ve hükümet ile en önemli müttefiki olan ABD arasındaki uygun bir diyalog, Türkiye'nin mantık yolunu işaretliyor."

ANKA