Kelimelerin boks maçına buyrun!
ESİN KÜÇÜKTEPEPINAR SİNEMA
30.01.2009
Frost/Nixon'u izleyen her izleyici, gazeteci ile politikacının gerilim dolu karşılaşmalarını bir tür boks maçına benzetebilir. Film zeki diyalogları, 'dar alanda kısa paslaşmalar' türünde kamera hareketleriyle, su gibi akıyor..
Frost/Nixon'un ana meselesi, doğrudan bir politikacı. Malûm, istifasından üç yıl sonra, 1977'deki ünlü TV söyleşisinde 'Bunlar bir başkanın kararıysa asla kanundışı sayılmaz' sözleriyle usulsüzlüklerini iktidar sahibinin düz mantığıyla bertararaf etmeye çalışan Nixon'ın kalan azıcık saygınlığı da yerle bir olmuştu. Ya da gerçekten öyle mi oldu? Frost/Nixon'ın aklama çabası karşısında hiç bu kadar mosmor kesilmeyeceğinize bahse girebilirim. Yönetmeni Ron Howard'a en iyi yönetmen ve film olmak üzere dört dalda Oscar adaylığı getirdiğine bakm ayın. Frost/Nixon ödüllü bir tiyatro eserinden uyarlama. Yazarı da 'kraliçe' ile ortalığı sarsan, İngiliz Peter Morgan. Yapım, meşhur Watergate skandalı nedeniyle azledilmeden önce el çabukluğuyla istifa eden ilk ABD Başkanı olarak tarihe geçen Richard Nixon'ı odak alıyor. Sahnedeki Nixon'u canlandıran emektar aktör Frank Langella da, zaten Tony'den sonra bir de Oscar'a aday olunca, sarsılmış ve 'zamanı geldi galiba' demiş. Kendisini mi, Nixon'ı mı kasdetti, kafayı yormayalım. Nixon'ın demokrasi ile totaliter rejim arasındaki kalın çizgiyi katmerlice aşarak yaptığı bu abuk açıklamaya zemin teşkil eden TV söyleşinin diğer kahramanı olan İngiliz gazetecinin adı David Frost da çok önemli.
TV DENEN ŞU RİNGDE...
Bu filmi izleyen herkes gazeteci ile politikacının gerilim dolu karşılaşmalarını bir boks maçına benzetebilir. Nitekim gayet akılllıca yazılmış diyalogları vs., film hiç sıkıcı değil, bilakis gayet eğlenceli. Kamera hareketleriyle 'dar alanda kısa paslaşmalar' mahiyetindeki koreografisiyle film su gibi akıyor. Ne de olsa Nixon, Vietnam savaşını gereksiz uzatan, Watergate binasındaki muhalefet parti merkezini 'telekulak' operasyonuyla dinleyerek ele geçirmeye ve olmadı muhalif gazetecileri sindirmeye çalışan yani Amerikalıların pek övündüğü 'demokrasi' sandalını itinayla batıran bir şahsiyet olarak 'ideal' bir kötü adam. Veya öyle mi? Kariyerinde mühim (elbette saygınlık) bir adım atmaya niyetli İngiliz 'talk show'cu David Frost'un biz de tam karşılığının olmaması ne tuhaf! Acun Ilıcalı veya olmadı Hülya Avşar'ın 'ciddi' TV söyleşilerindeki haline benzetsek bile kâfi değil. Film, 'gazetecinin başucu kitabı' kıvamında başlıyor. TV sunucusu David Frost'u 'ciddi' gazeteci katına yükselterek global bir şan ve şöhrete ulaştıran bu TV söyleşisinin bir 'itiraf' arayan ABD halkının nabzına şerbet verdiği gerçeği de ortada. Zamanında bu söyleşiler de zaten pek yalancıktan bulunmuştu. Bu girişimin, Amerikan demokrasi tarihinin yüz karalarından bir figürü temize çekme yani insani yönleriyle yaklaşarak halkın özrüne sığınma (aklama) operasyonunun bir parçası olduğu açık. Ama zaten Hollywood bunu hep yapıyor. Başlardaki grotesk bir edayla kurt politikacı olarak (Nixon ve onu canlandıran aktör Frank Langella da uzun ve iri insanlar) sunulan politikacının finalde yakın planda kameraya bakarak yaptığı 'ben de insanım' misâli özrü, tam da Hollywood'un 'tarihi ne denli beyaz yıkadığının' resmi olarak, hayal kırıklığı yaratıyor.
Orijinal adı: Frost/Nixon
Yönetmen: Ron Howard
Oyuncular: Frank Langella, Michael Sheen, Sam Rockwell, Kevin Bacon, Oliver Platt, Rebecca Hall
Süresi: 122 dakika
Yayın tarihi: 30 Ocak 2009, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2009/01/30//haber,D27ABA6B1CA34A929B7AD723FE32A30D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2009, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.