kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
24 Ocak 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Cumartesi SABAH  
REFİK DURBAŞ

Yatar Bursa Kalesi'nde...

Sözcükler dergisinin 17. sayısında Nâzım Hikmet ile Cahit Sıtkı Tarancı'nın ilişkisini belgeleyen iki şiir yayımlandı.
Cahit Sıtkı, Nazım Hikmet için Bir Şey başlıklı şiirini yazıyor ve 1947 yılında bir dost aracılığı ile gönderiyor. İki bölüm olan şiirin Nazım Hikmet'in de adının geçtiği son dizeleri şöyle: "Benerci Jokond Varanüç Bedrettin / Hey kahbe felek ne oyunlar ettin / en yavuz evladı memleketin / Nazım ağbey hapislerde çürür." Nâzım Hikmet de el yazısı ile Bir Şey'in altına "Sevdalınız komünisttir. / On yıldan beri hapistir. / Yatar Bursa kalesinde" diye başlayan şiirini yazıyor.
Nâzım Hikmet'in bu şiiri Cahit Sıtkı'ya gönderip göndermediği ise bilinmiyor. Sözcükler'in Yayın Yönetmeni Turgay Fişekçi, Nâzım Hikmet'in 'Piraye'sinin arşivinde bulunan belgeyi yayınlarken "Nâzım Hikmet, şiiri okuyunca 'bir garip kuş', 'hapislerde çürür' gibi sözlerle, sevgiyle de olsa bir başkasının kendisine acıyarak bakmasından rahatsız olmuş" yorumunda bulunuyor ki, bence pek doğru değil bu...
Bilindiği gibi Cahit Sıtkı, Bir Şey'i yazdığı yıllarda Nâzım Hikmet hapistedir.
Bir Şey'in Nâzım Hikmet'in adının geçtiği ikinci bölümünü hiçbir dergi yayınlamaz. Şiir üç yıl sonra, Orhan Veli'nin çıkardığı 1.5.1950 tarihli Yaprak dergisinde yer alacaktır. Bu nedenle Nâzım Hikmet ile Cahit Sıtkı'nın bu ilişkisine, eskilerin deyişi ile bir 'nazire' olarak bakılabilir.
Oysa Nâzım Hikmet'in Orhan Veli ile ilişkisi böyle değildir. Cezaevinden Memet Fuat'a yazdığı bir mektupta Orhan Veli'yi 'şekil yobazlığı' yapmakla suçlayacaktır. Nâzım Hikmet'in 'yobazlık' dediği, kimi şairlerin hareketsizliği, yani 'bir tek sesli şekli esas olarak almalarıdır.' Bu yüzden de 'Mithat Cemal ne kadar şekilperestse, Orhan Veli de o kadar şekilperesttir. İkisi de yobazdır.' Orhan Veli ise Nâzım Hikmet'in şekil bakımından çok ihtilalci görünmesine rağmen eski şiire bağlı olduğunu vurgulayacak ve Garip şiirinin Nâzım Hikmet şiirinden üstün ve ileri olduğunu yazacaktır.
Nâzım Hikmet ile Orhan Veli'nin ilişkisi, bu kadarla kalmayacak, şiirlerine de yansıyacaktır.
Orhan Veli, 1940 yılının nisan ayında Kızılcık başlıklı şiirini, hapisteki Nâzım Hikmet için yazacak, 1950'de affı için üç günlük açlık grevine bile yatacaktır.
Kızılcık şiiri şöyledir: "İlk yemişini bu sene verdi, / Kızılcık, / Üç tane, / Bir daha seneye beş tane verir, / Ömür çok, / Bekleriz; / Ne çıkar? / İlahi kızılcık!" Nâzım Hikmet de yurtdışına çıktığında, Slavya Kahvesinde Şair Dostum Tavfer'le Yarenlik başlıklı şiirinde şu mısralarla Orhan Veli'den söz edecektir: "Hele sabahları, hele baharda / Pırağ şehri yaldızlı bir dumandır / ve kızıl, kocaman bir elma gibi / Nezval geçer taze çıkmış kabrinden / paramparça yüreği de elinde / ve Orhan Veli'yle karşılaşırlar / Urumelihisar'ından gelir o / ve telli kavağa benzer Orhan'ım / yüreciği delik deşik onun da."