kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
8 Ocak 2009, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
MAHMUT ÖVÜR

Siyasi kanadın 'bir numarası' Dalan mı?

Yaklaşık bir ay önce (4 Aralık 2008) bu köşede "Dalan Nerede?" sorusunu sorunca, özellikle siyasi çevrelerden ilginç tepkiler aldık.
O tepkilerin odak noktasında şu soru vardı: "Bu yazı bir şey mi ima ediyor?"
Hukuken elimizde belge olmadığı için o günlerde bu soruya net bir cevap veremedik. Oysa İstanbul şehir kulislerinde konuşulan, tam da bugün gündeme gelen Ergenekon operasyonuyla ilgiliydi.
Hatta o yazıda önce şu tespiti yapıp sonra çıkarmıştık:
"Peki, bugünlerde Dalan ne yapıyor dersiniz?"
Aslında bu soruyu son günlerde İstanbul'un kulislerinde kısık sesle de olsa herkes birbirine soruyor:
"Dalan nerede?"
Bu da nereden çıktı demeyin. Sorunun soruluş biçiminde bile bir ima var. O imayı biraz araladığınızda altından herkesi şaşırtan bir şey çıkıyor: Ergenekon. Bir ilgisi var mı yok mu bilinmez ama Dalan'ın uzun süredir yurtdışında olmasının nedeni olarak Ergenekon dava dosyasında yer alan o ünlü "Bir numara" tarifi gösteriliyor. Yani "siyasi kanadın bir numarası..." Ne deniyordu o tarifte; "Sarışın mavi gözlü, kısa boylu ve Muzaffer Tekin'e benzer."
Yerel seçimler nedeniyle aradığımda "yurtdışında" denilen Dalan'ın bu şehir kulisleri hakkında ne düşündüğünü doğrusu merak ediyorum. Söylenenlerde gerçek payı var mı yoksa her şey bir şehir efsanesi mi?" Elimizde belge olmadığı için yazmaktan kaçındığımız bu tespitler, o günlerde İstanbul'un şehir kulislerinde yoğun biçimde konuşuluyordu ama biz sadece yerel seçim ekseninde "Dalan merakı" nı yazdık.
Ertesi gün de Bedrettin Dalan Miami'den bizi arayarak, sadece siyasi baskılardan kaçmak için orada bulunduğunu söyledi.

Darbeci bir zihniyet coğrafyası
Dün yapılan Ergenekon Operasyonu aralarında Dalan'ın da olduğu ilginç isimlere yönelerek genişliyor. Buna aslında ikinci büyük Ergenekon Operasyonu demek daha doğru. Çünkü içinde hem etkili isimler var, hem de başka birçok unsuru içinde barındırıyor.
İlk defa polisler var, siviller ve akademisyenler var, emekli askerler var, hâlâ görevde olan muvazzaf askerler var ve bir de Susurluk Skandalı içinde yer alan etkili isimler var.
Son operasyonda adı geçen isimlerin işin örgütlü boyutunda ne kadar olup olmadıkları bilinmiyor. Ama bilinen bir şey var; özellikle son üç dört yıl içinde "darbeci bir zihniyet coğrafyası" yaratıldığı kesin.
O günlerde en "sivil" siyasetçi bile "darbe yapılmasını makul" görüyordu.
Zaten 22 Temmuz öncesi yaşanan bombalamalar, suikastlar da bu darbeye giden süreci hızlandırmak adına yapıldı.
Şimdi Türkiye bu darbeci güçler ve zihniyetle yüzleşiyor.
Daha önce de yazdım, bunun ilk adımı Susurluk'tu ama soruşturma yarım bırakıldı. Özellikle askeri ayak üzerine kimse gidemedi.
Bu ülkenin meclisi bile 10 yıl boyunca Veli Küçük'ün ifadesini alamadı.
Şimdi sadece o değil, eski komutanlar, halen görevde olan muvazzaf askerler bile gözaltına alınabiliyor. Bu da şunu gösteriyor: Türkiye son on yılda önemli mesafe aldı. Hukuksuzluk üreten kurumlar yeniden yapılanıyor. Ergenekon ile ilgili operasyonlar da bu yeniden yapılanmanın bir sonucu.
Önemli olan bu operasyonları tam da yeniden yapılanan Türkiye'ye yakışan bir şekilde hukuk içinde götürmek... Daha açıkçası "askeri darbeler" dönemindeki gibi haksızlıklara yol açmadan nereye kadar gidiyorsa oraya kadar gitmek...