Giriş Saati : 04.01.2009 13:40 Güncelleme : 04.01.2009 19:06
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, bu yıl içinde EPDK'nın denetim faaliyetlerine hız vereceklerini belirterek, denetim yöntemlerini değiştireceklerini, yeni denetim mekanizmalarını devreye sokacaklarını söyledi. Bütçenin yaklaşık yüzde 33'ünü denetim faaliyetlerine ayırdıklarına işaret eden Köktaş, TÜBİTAK ile ortak bir çalışma yaptıklarını kaydetti.
EPDK Başkanı Hasan Köktaş bir grup gazeteci ile düzenlediği sohbet toplantısında 2008-2009 yılı faaliyetlerini değerlendirdi. 2008 yılının enerji sektörü için son derece hareketli bir yıl olduğunu belirten Köktaş, geçen yıl içinde petrolde tarihin en yüksek ve en düşük fiyatlarına ulaşıldığına işaret etti. Enerji piyasalarında özel sektörün payının da giderek artmaya başladığını ifade eden Köktaş, rekabetçi piyasayı oluşturmaya yönelik çok ciddi adımlar atılmaya başlandığını vurguladı. Köktaş, "Halen özel sektörün elinde 20 milyar doların üzerinde yatırımı devam etmekte olan bir portföy bulunuyor. Bu da yaklaşık olarak 22 bin megavatlık bir kurulu gücü ifade ediyor. Elektrik üretimi açısından baktığımızda ise 112 milyar kilovatlık bir enerji üretimine denk geliyor" diye konuştu.
EPDK, ÖZEL SEKTÖRLE BİRLİKTE KRİZ SÜRECİNİ DEĞERLENDİRECEK
2009 yılında da küresel finansal krizin reel sektörü etkilemeye devam edeceğini dile getiren Köktaş, ancak Türkiye'nin krizi fırsata çevirebilecek nadir ülkelerden biri olduğunu kaydetti. Özel sektörle buluşma toplantılarına 14 Ocak'ta başlayacaklarını ifade eden Köktaş, sivil toplum örgütleri ile 2008 ve 2009 yıllarını değerlendireceklerini, sektörü krize daha dayanıklı hale getirmeye çalışacaklarını ifade etti.
2009'da elektrik ve doğal gaz sektörün de derinliğin daha da artacağına dikkat çeken Köktaş, şöyle devam etti:
"Elektrik sektöründe dağıtımda yaklaşık yüzde 98'i kamunun elindeydi. Son dönemde yapılan özelleştirmelerle, özelleştirmesi bitmiş ama devir edilmemiş olanlar da dahil hepsini topladığımızda özel sektörün payı yüzde 25'lere ulaşıyor. Daha rekabetçi bir piyasa oluşturacağız. Monopol piyasalardan, rekabetçi ve çok oyunculu bir piyasaya geçiş çalışmaları devam edecek."
"2009'DA ÖZEL SEKTÖR DOĞAL GAZ İTHALATINA BAŞLAYACAK"
Elektrik üretiminde de özel sektörün payının artacağını kaydeden Köktaş, doğal gaz sektöründe dağıtım ayağında çok oyunculu bir piyasa ve ciddi bir rekabetin söz konusu olduğunu vurguladı. Köktaş, doğal gazın tedarik ayağında sadece Botaş'ın faaliyet gösterdiğini, EPDK'nın verdiği lisanslarla 2009 yılı içerisinde özel sektörün de kontrat devirlerinden kaynaklanan doğal gaz alımlarına ve dolayısıyla doğal gaz ithalatına başlamış olacağını dile getirerek, şirket hisselerinde belli bir oranda değişiklik olması durumunda EPDK'nın onayı gerektiğini dile getirdi.
Başkan Köktaş, şu anda Botaş'ın dışında iki tane özel sektör şirketinin lisanslarını aldığını belirterek, "4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nda 2008 yılının sonuna kadar Botaş'ın piyasa payının yüzde 20'nin altına indirilmesi öngörülmekteydi ve maalesef bu öngörü bugüne kadar gerçekleştirilemedi. Bu nedenle enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bir kanun tasarısı çalışması yapıyor. İlgili bütün kurumların katkısıyla doğal gaz piyasasını daha rekabetçi koşullara ulaştıracak. Bu konuya ilişkin biz de EPDK olarak kendi görüşlerimizi ilettik" diye konuştu.
"GÜNEŞ ENERJİSİ İLE İLGİLİ HUKUKİ ALT YAPI TAMAMLANACAK"
2009'un yenilenebilir enerji yılı olacağını dile getiren Köktaş, daha önce başvuruları alınmış olan rüzgar enerjisine ilişkin hukuki alt yapısının tamamlandığını, aynı zamanda çoklu başvuruların teke indirilmesi gereken usul ve esaslarını belirleyen yönetmelik çalışmasının da TEİAŞ tarafından bitirilme aşamasında olduğunu kaydetti. Bu yıl içinde güneş enerjisi ilgili hukuki alt yapıyı da çok hızlı biçimde tamamlayacaklarını anlatan Köktaş, güneş enerjisinin alım garantisinin yükseltilmesine yönelik Enerji Bakanlığı'nın yaptığı çalışmanın son aşamaya geldiğini, TBMM'ye sevk edildikten sonra tüm tarafların da katkılarıyla yeni bir fiyat oluşturulacağını dile getirdi.
"BÜTÇENİN YÜZDE 33'ÜNÜ DENETİM FAALİYETLERİNE AYIRDIK"
Bu yıl içinde EPDK'nın denetim faaliyetlerine olabildiğince hız vereceklerini anlatan Köktaş, "2009'da denetim yöntemlerimizi bir parça değiştireceğiz. Yeni denetim mekanizmalarını devreye sokacağız. Dolayısıyla daha kaynağında daha yeni teknolojileri işin içine sokarak denetim mekanizmalarını geliştireceğiz. Bütçenin yaklaşık yüzde 33'ünü yani üçte birini denetim faaliyetlerine ayırdık. 2009 daha etkin bir denetim yılı olacak Daha etkin bir denetimi sağlayacak farklı stratejileri devreye alacağız. TÜBİTAK ile ortak bir çalışma yapıyoruz" dedi. "HER EVE DEDEKTÖR TAKILMASI ZORUNLULUĞU İNCELENEREK, DEĞERLENDİRİLEBİLİR"
Toplantının ardından basının sorularını yanıtlayan EPDK Başkanı Köktaş, Ankara'da yedi kişinin doğalgazdan zehirlenme nedeninin teknik bir olaydan kaynaklandığını, konunun detaylı bir biçimde incelenip raporların ortaya çıkmasının ardından bir değerlendirme yapmanın mümkün olacağını söyledi. Köktaş, "Bu konu yeni bir yasal düzenleme konusu değil. Bu konuya ilişkin hem cihazlar açısından hem cihazların uygulanması açısından teknik standartlar var" dedi.
Her eve bir dedektör takılmasının zorunlu hale getirilmesinin incelenip değerlendirilebileceğini belirten Köktaş, yaşanan olayın değerlendirilmesiyle bundan sonra piyasaya yönelik alınabilecek önlemlerin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini söyledi.
"RAFİNERİ BAŞVURULARINI DEĞERLENDİRİYORUZ"
Köktaş, EGO borçlarının bazıları tarafından siyasi polemik malzemesi yapıldığını belirterek, bu sürecin devam ettiğini, Başkent Doğalgaz A.Ş.'nin 811 bin abonenin etkilendiğini tespit ettiğini belirtti. Rafineriler ile ilgili başvuruların ellerinde olduğunu ve değerlendirmeleri yaptıklarını dile getiren Köktaş, "Rafineriler bir ülkenin en büyük ve önemli yatırım araçlarından bir tanesidir. Dolayısıyla enine boyuna ve mevzuata uygunluğunun değerlendirilmesi lazım. Bu sürece ilişkin hiçbir hukuki alt yapı eksikliğine mahal vermeyecek türden sorunları giderdik" dedi.
"İNDİRİM HABERLERİ SONRASINDA DOĞAL GAZ ALINMAZ, BEKLENİR"
Botaş'ın doğal gaza indirim konusunun çok tartışıldığını ifade eden Köktaş, bu tarifelerin EPDK'nın onayına tabi olmadığını vurguladı. Bir gazetecinin tüketici olarak doğal gazda indirim haberlerini duyunca ne yaptınız sorusu üzerine Köktaş, "Doğal gazda indirim haberleri duyulunca doğal gaz alınmaz, beklenir" dedi.
Enerji yatırımlarının proje esaslı finanse edilen çalışmalar olduğunu ifade eden Köktaş, aldıkları kurul kararları ile yatırımcıları güçlü kılmaya çalıştıklarını belirtti. "Krizden dolayı lisans başvurumu geri çekiyorum" diyeni görmediğini dile getiren Köktaş, hala belirsizliklerin devam ettiği bir dönemin yaşandığını belirtti. Toplantılarda sektöre "İlave bir talebiniz var mı?' sorusunu da soracaklarını anlatan Köktaş, "Yani yatırımcılar, yatırımdan vazgeçme değil de, belki biraz bekleme, biraz daha bankalarla görüşme, öngörülebilirliğin biraz daha yüksek olduğu bir piyasaya geçişi bekleme gibi bir takım beklentilerle hareket ediyor olabilir. Enerji piyasası krizi fırsata çevirebilir. Çünkü önümüzdeki dönem Türkiye'de yabancı sermaye girişini hızlandıracak en önemli faktör enerji yatırımlarıdır" diye konuştu.
"KURULDA DOĞAL GAZ PİYASASININ NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİ TARTIŞTIK"
4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'nun 2001 yılında çıkarıldığını, bugüne kadar da kanunun gereklerinin yerine getirilemediğine dikkat çeken Köktaş, kanunun gereklerinin hukuken yerine getirildiğini, buna karşın pazar payları açısından gereklerin yerine getirilemediğini söyledi. Bunun gerekçelerini araştırmak yerine, sağlıklı ve rekabetçi bir piyasayı oluşturmaya yönelik çalışmalar yaptıklarını kaydeden Köktaş, şöyle devam etti:
"Piyasanın nasıl olması gerektiğini, ithalatın serbest bırakılmasından tutun da kontrat ve miktar devirlerinin olabildiğince hızlandırılarak koşullarının iyileştirilmesi ve kolaylaştırılmasına yönelik bir dizi tedbiri içeren bir kararı Kurulda görüştük, karara bağladık ve Enerji Bakanlığı'na Kurul görüşü olarak bildirdik. Taslak, kısa bir süre sonra ilgili taraflar ve kamuoyuyla paylaşılacak. Ümit ediyoruz ki oradan da daha sağlıklı bir piyasaya yönelik bir hukuki alt yapı çıkmış olacak."
"İLETİMDE HALKA ARZ EDİLEBİLİR"
İletimin Kurul kararında olmadığını, iletimin devletin elinde kalması gereken bir unsur olduğunu dile getiren Köktaş, ancak iletim faaliyetlerinin nitelikli yapılabilmesini mümkün kılan tarzda şirket yapılandırılmasının gerektiğini söyledi. Yüzde 49'una kadar iletimin içinde olduğu şirketin özelleştirmesini yapmanın mümkün olduğunu belirten Köktaş, sabit getirili olduğu için rağbet çok olacağına dikkat çekti. Köktaş, "Ayrıca, yüzde 49'unun halka arz edilmesiyle şirket SPK mevzuatına tabi hale gelecek. İyi yönetişimin şirkete hakim kılınması ve iyileştirilebilir. Sadece tedarik ayağının çok oyunculu hale getirilerek serbest bırakılması değil, aynı zamanda iletimin de halka açılması yoluyla bir rasyonilazyon sisteminin içine getirilmesine ihtiyaç var" dedi.
"ELEKTRİK ÜRETİM VE DAĞITIM ÖZELLEŞTİRMELERİ HIZLA DEVAM EDER"
Elektrik üretim ve dağıtım özelleştirmelerinin bugüne kadar hukuki alt yapının olmaması nedeniyle yapılamadığını ifade eden Köktaş, dünyanın en büyük ekonomik krizinin yaşamasına rağmen enerji sektöründeki proje finansmanın hala devam ettiğini, sürecin eski haline dönmesi durumunda hem üretimde hem de dağıtımdaki özelleştirmelerin tüm hızıyla devam edeceğini vurguladı. Petrolde düşüşün devam etmesi ve halihazırdaki dolar kurunun daha da yükselmemesi halinde akaryakıt fiyatlarının daha da düşeceğini belirten Köktaş, vergisiz oluşan fiyatlara bakıldığında Avrupa fiyatları ile Türkiye fiyatları arasında makas kalmadığını kaydetti. Köktaş, temel parametrelerin EPDK tarafından sıkı takip edildiğini, bu piyasada daha rekabetçi bir ortam oluşturmaya yönelik çalışmaların da bu yıl içerisinde de hızlı bir biçimde devam edeceğini söyledi. Vergi rejimlerinin hükümetlerin politikası olduğunun altını çizen Köktaş, vergi rejimlerini tartışamayacaklarını ifade etti.
2009'DA 207 MİLYAR KİLOVAT SAAT ELEKTRİK TÜKETİLMESİ ÖNGÖRÜLÜYOR
2008 yılında 205 milyar kilovat saate elektrik tüketimi öngördüklerin ancak bunun 197 milyar kilovat saate kaldığını dile getiren Köktaş, 2009 yılında da tüketimin 207 milyar kilovat saati bulmasını öngördüklerini, krizin psikolojik etkileri ortadan kalkmaya başlamasından itibaren yine tüketimdeki eski hızlı artışın devam edeceğini söyledi.
Türkiye'nin doğal gazda yüzde 60'ın üzerinde Rusya'ya bağımlı olduğunu, nükleer ihalesini de Rus ortaklı bir firmanın kazandığı hatırlatılması üzerine Köktaş, geçen sene Türkiye'nin dışarıya 34.7 milyar dolar enerji bedeli ödediğine dikkat çekerek Köktaş, ilgili bütün kurumların kaynak çeşitlendirmesine yönelik bir projeksiyon yapması gerektiğini vurguladı. Nükleer ihalesinde sadece tek teklifin olduğunu, bunun da yerli ve yabancı konsorsiyumu olduğunu belirten Köktaş, sonuçlanmayan bir ihale üzerinden görüş beyan edemeyeceğini kaydetti.
EPDK NELERİ YAPARSA BAŞARILI OLUR?
Bir gazetecinin EPDK 2009 yılında neleri yaparsa çok başarılı olur" sorusu üzerine Köktaş, iki konuya önem verdiğini bunlardan birinin doğal gaz piyasasını rekabetçi ve sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, diğerinin de elektrik piyasasında üretim ve dağıtım ayağında kamu payını yüzde 50'nin altına indirmek olduğunu kaydetti.