Amerikalı astronot Neil Armstrong 20 Temmuz 1969'da Ay'a ayak basarken, "Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım" demişti. TRT de Rum ve Ermeni yurttaşlarımızın yanı sıra, Süryani, Asuri, Keldani vatandaşlarımızın da Noel'i kutladıkları gün, 1 Ocak'ta devreye girecek Kürtçe TV'nin test yayınlarına başlayarak, bazılarının küçümseyebileceği ama
Türkiye için gerçekten büyük ve cesur bir adım attı.
Hem de sadece yasalardaki değil, beyinlerdeki birçok yasağı delik deşik ederek:
Açılışta
"Em di bin eyni esmani de ne..." (Aynı göğün altındayız) anonsu...
Tanıtım yazılarında bol bol "Q", "X", "W", "Şapkalı U" ve "Şapkalı E" harfleri. ("Van" ili "Wan" diye yazıldı devlet televizyonunda; düşünebiliyor musunuz!)
Lübnanlı anne ve Nusaybinli babadan Adana'da doğan Rojin'den şarkılar... (Hem de Şivan Perwer'in bir dönem seslendirenin ağzına kelepçe vurulup cezaevine gönderildiği
"Mıhamedo" parçasını söyledi; inanır mısınız!)
Korkuların esiri önyargılılar Biliyoruz;
"Q", "X", "W" harflerini görünce saçları dikleşen bu tarafın iflah olmaz önyargılıları ile korkularının bataklığında çırpınanları, "Türk alfabesinin 32 harfe çıkarılmasını isteyen Kültür ve Turizm eski Bakanı Atilla Koç muradına erdi" diye düşünecekler. Ya da "Türk alfabesinin değişmesini dayatan AB'nin dediği oldu" yorumları yapacaklar.
(Not: Hemşehrimiz Atilla Koç, alfabenin 29'dan 32'ye çıkarılmasını isterken "Q", "X" "W" harflerini kastetmedi, sadece bir dizi sözcüğün telaffuzunda yetersiz kalan ünlü harflerin bu yöntemle zenginleştirilmesini önerdi. AB'nin sözde dayatmasına gelince; 2003 İlerleme Raporu'nda o konu yer aldı. Ama Türk alfabesine "X", "W", "Q" harflerinin eklenmesi değil, içinde o harflerin de geçtiği isimlerin konulabilmesine özgürlük istendi.)
Biliyoruz;
devletin attığı her adımda ya "Kürtler'e tuzak" arayan ya da "Türkiye Cumhuriyeti'nin dize getirilmesi" diye yorumlayan o tarafın iflah olmaz önyargılıları ile sağduyudan nasipsiz fanatikleri için, Kürtçe TV de ifrat ile tefrit arasındaki incecik yolda inciler saçmanın fırsatı olacak,
(Not: Saçmaya başladılar. Diyarbakır Kürt Enstitüsü, Kürt Yazarlar Derneği, Azadiya Welat gibi kuruluşlar bugün Diyarbakır'da "TRT'nin Kürtçe kanalla Kürtler'i aldatmayı amaçladığını" ilan edecekler! Öte yandan, Kürt sitelerinde zafer çığlıkları eşliğinde "TRT'nin açılımı Türk devletinin Kürt halkının haklı kavgası karşısında yenildiği anlamına geliyor" yorumları gecikmedi.)
Harf, huruf, hurafe... Neyse ki, iki tarafta da önyargılılar ve fanatikler azınlıkta. Neyse ki, iki toplumda da sağduyu iktidarda.
O sağduyulular "Show" kullanılırken, "Ciwan"ın suç sayılmasının Franz Kafka'ya taş çıkartan kâbusunu yıllardır görüyorlardı.
O makuller kitlesi, evlerde, kahvelerde Kürtçe şarkılar çalarken, İstanbul'un göbeğinde tezgâh açan kasetçilerden Şivan Perwer'in, Civan Haco'nun şarkıları özgürce yükselirken, radyolardaTV'lerde yasaklamanın totaliter ve de ırkçı rejimlerin politikalarıyla eşdeğer olduğunu biliyorlardı.
Ama önyargılılar uzun süre toplumları rehin aldığı için, "Normalleşme" bu kadar gecikti.
Yine de neresinden dönersek kâr diyelim. Ve yılbaşı gecesini bekleyelim.
Ciwan Haco'nun "Gula sor" parçasını hep birlikte mırıldanmak için. Daha sonra "35 yıldır sürgündeyim. Yeter. Barış ve kardeşlik ortamına katkı için dönüyorum" diyen
Şivan Perwer'in "Govenda Azadixwazan" (Halaylar özgürlük istiyor) şarkısında hep birlikte coşmak için. Ve de 10 Şubat 1999'da bir ödül töreninde "Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayınlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim" deyince linç edilmek istenen, canını kurtarmak için yurt dışına kaçan ve Paris'te vatan özlemiyle ölen
Ahmet Kaya'nın "Hoşçakalın Gözüm" şarkısında hep birlikte ağlamak için. "Harf"in çoğulu "Huruf"tur. "Huruf"u "Hurafe"ye çevirmemeyi böyle böyle öğreneceğiz.
Böyle böyle kardeşliği yeniden keşfedeceğiz...
Yayın tarihi: 27 Aralık 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/27//haber,EC1176C819BE47D2B74596DC004C5783.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.