Disko Kralı adını hak etti

Tabii ki geçen hafta bizim bu sütunlarda Okan Bayülgen'in programı için yaptığımız eleştirilerin etkili olduğunu iddia edecek değilim. Ama bu hafta Disko Kralı gerçekten de adını hak etti. Okan'ın 90'lı yılları anlattığı enfes programını sabaha kadar büyük bir keyifle izledim. İşte bunlar, Disko'da görmek istediğimiz hareketler!.. Bir kere harika bir arşiv taraması yapılmış. Okan'ın da programın bir bölümünde iki cümle ile anlatmaya çalıştığı üzere bizim ülkemizde "görüntü arşivlemek" gibi bir alışkanlığımız maalesef yok. Bu nedenle başta belgeselciler olmak üzere geriye dönük program hazırlamak isteyenler için gerekli dokümanları bulmak başlı başına bir kabus. Okan'ı ve ekibini öncelikle bu titiz çalışmaları için kutluyorum. 90'lı yılların ünlü pop sanatçılarının konuk olduğu programda eski klipler, görüntüler birer ikişer ekrandan geçerken, ülkemizde trendlerin ne denli çabuk değiştiğini görüp, bir kez daha şaşırdım. Çok değil, 10 yıl önce "Tamam budur işte" dediğimiz şarkıların, kliplerin, kıyafetlerin, saç ve makyajların karşısında stüdyodakiler gibi ben de kahkahaları koyuverdim. Değişmeyen tek şeyin "değişim" olduğu, bu programla bir kez daha kanıtlanıyordu. Hakan Peker'in Mustafa Sandal taklidi gecenin en müthiş şovuydu. Hülya Avşar'ın programının "popo sallayan" jeneriği, Tarkan'ın canlı yayında Savaş Ay'a "Çişim var" demesi ekranda resm-i geçit yaparken, Okan'ın tespiti çok daha şaşırtıcıydı: "O zamanlar gerçekten de eğleniyormuş Türkiye... Şimdi herkes çok edepli!.." Okan bu edepli hali kırmak adına programın ilerleyen saatlerinde Burak Kut'un ilk yılları için "Küçük mastürbatör" (mastürbasyon yapan kişi) tanımını kullandı. Stüdyodaki kayak kulübünün internet sitesinin ismini (skiciyizbiz.com) telaffuz ederken, kelimenin üzerinde tepinmekten geri durmadı. Bir dönem Mustafa Topaloğlu'nun canlı yayında söylediği "S.çtınız sohbetin içine" lafını olduğu gibi tekrarlayıp, sonra da yönetmenine dönerek, "Reyhan, galiba ben de aynı lafı söyledim değil mi şimdi?" deyiverdi. Programın tüm "biberlik" anlarının yanında, 90'ların nostaljisi son günlerde kasvete bulanan yüreklerimizin üzerinde ince bir kaymak tabakası oluşturdu. Hele Erkan Petekkaya'nın "sabah şekeri" olduğu günlerdeki hali yok mu?.. Geçen yıl Halit Ergenç'in mavi taytlı, ağır makyajlı dans görüntüleri çok konuşulmuştu. Bu kez sırayı bir başka "jön" alacak galiba... Okan'ı bir hafta yeriyoruz, diğer hafta övüyoruz... Bizim köşenin okurları bu dalgalı hava yüzünden "deniz tutması"na maruz kalmış olabilirler. Ama konu Okan Bayülgen olunca, "mutedil dalgalı bir deniz" beklenir mi?