kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
14 Aralık 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
NAZLI ILICAK

Menderes ve kader

Sebati Ataman'dan bir hatıra...
"Menderes'le birlikte askeri uçakla Ankara'ya gidiyorduk. Yalova'yı geçtikten sonra uçak sallanmaya başladı. Menderes 'Ankara'da işim var, yolumuza devam edelim' dedi. Ben, onun bu aldırmayan haline bakarak 'Siz hiç korkmuyorsunuz maşallah' şeklinde konuştum. Menderes bana 'Cesar et sa fortune' (Sezar ve kaderi) cevabını verdi."
Hikâye şu: Sezar Roma İmparatoru. Pompeius ile ikinci Triumvira'da ortak olmuşlar; sonra araları bozulmuş. Sezar, İtalya ve Roma'ya hâkim. Pompeius'un ordusu Anadolu'da. Sezar'ın ordusu Epir'de, Pompeius ordusunu gemilerle Epir'e nakletmiş ve Sezar'ın ordusunu yakalamış. Sezar, ordusuna ulaşmak üzere tek başına Adriyatik denizinde bir balıkçı teknesine binmiş. Biraz sonra bir fırtına çıkmış. Tekne fena halde sallanıyormuş. Gemi kaptanı, "Çaresiz geri döneceğim" deyince, Sezar o meşhur sözü söylemiş: "Sen Sezar ve kaderini taşıyorsun, korkma yürü." Sezar yoluna devam etmiş; Pompeius'un ordusunu yenmiş; o galibiyetten sonra tek başına imparatorluğun hâkimi olmuş.
Menderes talihine fevkalâde güvenen bir insandı. Çocukken ağır bir hastalık geçirmiş ama, ölüme yaklaşmış olmasına rağmen kurtulmuştu.
Ayrıca iki kaza geçirmişti. Biri, Çakırbeyli çiftliğine dönerken Çine deresini atla geçmiş, müthiş bir fırtına ve yağmur olduğu için atıyla birlikte Çine deresinde, selde sürüklenmişti. Milyonda bir ihtimal, at kuma saplanmış ve Adnan Menderes bu şekilde kurtulmuştu. Bir kere de, muhalefet mebusuyken, eve gelmek için taksiye binmiş, araba elektrik direğine çarpmıştı. Hurdahaş olan otomobil tersine dönmüştü. Menderes ufak tefek sıyrıklarla bu önemli kazadan kurtuldu. Ardından 1958'deki uçak kazası yaşandı. Menderes kaderine çok güvenir, kendisinin Allah'ın sevgili kulu olduğunu düşünürdü. Ama her zaman kader onu müşfik bir tavırla kucaklamadı. Bununla birlikte, acı biten hayat hikâyesi, gene de ona, milyonların sevgilisi olma fırsatını tanıdı.
Kısa sayılabilecek ömründe, hem tarihe iz bıraktı, hem de Türk milletinin kalbini fethetti.