Geçen hafta "Önce spora saygı kazandıralım lütfen!" diye noktalamıştım. Açıkçası, bunları bir öğretmen edasıyla yazmaktan hoşnut değilim. Okurlardan çok mesaj aldım. Çok teşekkür ederim. Aslında herkes aşağı yukarı aynı şeylerden şikayetçi.
Spor programı diye, içeriğinde sadece futbol olan programlar bile, sporun saygınlığını zedelemeye yetiyor. Oysa her sporun ayrı bir kültürü var. Ve bu kültürlerin toplamı, sporun ana felsefesini oluşturuyor.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan diyaloğu, spor kültürüyle oluşan atmosfere iyi bir örnek değil mi? Fakat bu olay, vatandaşımızın spora bakışında saygınlık kazandırmış mıdır? Zannetmem...
Hala, "Fatih Terim milyon dolarları hak ediyor mu?" diye düşünenimiz çok. HaberTürk de severek takip ettiğim Balçiçek Pamir de aynı görüşte. Pamir geçenlerde, Terim'e verilen parayı fazla bulduğunu söyledi. Demek ki içine sindirememiş. Benzer bir serzenişin, herhangi bir şirket CEO'su için dile getirdiğine şahit olmadım. Oysa yapılan iş çok yukarıda. Kimse farkında değil!
SPOR GÜNDEMİ OLMALI Futbol gereksiz diyaloglarla fazla konuşuluyor. İşte bu nedenle televizyonların spor programları çok önemli.
Programın adı sporsa, Hıncal Uluç'un 90 dakika'da yaptığı gibi, başlangıç menüsünde mutlaka genel bir spor gündemi olmalı. Bir başka açıdan da
Hakan Şükür'ün futbol yorumcusu olması spor adına bir güzelik. Futbol adamları, spor terminolojisi iyi diğer spor adamlarıyla birlikte, futbolun/sporun saygınlığına özen göstermeli. Aynı şekilde diğer sporların bu tür adamlarına medyada yer verilmeli.
Yayın tarihi: 13 Aralık 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/13//yavuz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.