"Hollywood'da bir kişiye yapılacak en kötü beddua; genç, güzel, zengin ve ünlü olması. Çünkü bulunduğu yerden gideceği sadece bir yön var; dibe doğru iniş..." Alkol-uyuşturucu bağımlısı zengin ve ünlülerin tedavi olduğu Hollywood'daki lüks rehabilitasyon merkezi Wonderland'in yöneticisi Howard Samuels böyle diyor... New Yorker dergisinin geçen haftaki sayısında Wonderland ile ilgili yazıyı okudukça içimin soğuduğunu hissettim. Samuels, "Hollywood zenginlerinin hemen hepsi merkezimizde tedavi gördü" diyor... Eva Mendes, Kirsten Dunst, Robert Downey, Ben Affleck, Charlie Sheen, Matthew Perry, Britney Spears,
Lindsay Lohan ve daha pek çok ünlü, Wonderland'da bağımlılıklarından kurtulmak için şanslarını denemiş. Samuels'in kendi de bir zamanlar uyuşturucu bağımlısıymış. Varlıklı işadamı babasının yüksek başarı için kurduğu baskıyla baş edemeyince kendisini uyuşturucuya vermiş. Uyuşturucu çalmış, satmış. Defalarca gittiği tedavi merkezlerinden sonuç alamamış ve bağımlılığı daha da artmış. Bir sabah, şırınga bulamadığı için omzunu jiletle keserek yaraya kokain sürecek kadar dibe vurmuş! Yıllar sonra babasının kalp krizi geçirerek ölmesi üzerine adım atabilmiş ve bir 'uyuşturucu bağımlısı' olarak ölmek istemediğine karar vermiş. "Mezar taşıma 'potansiyeli vardı' diye yazılmasını istemedim" diyor. Uzun bir tedavi programına katılıp, ardından üniversitede psikoloji master'ı yapmış. 15 yıl önce, diğer rehabilitasyon merkezlerinden farklı olarak lüks bir SPA'yı andıran Wonderland'i kurarken amacı, hastaları tedavi olmaya cezbetmekmiş. Bağımlılığın fiziksel, psikolojik, sosyal ve ruhsal, çok yönlü bir hastalık olduğuna inanan Samuels, daha insancıl bir tedavi yöntemi uygulamak istemiş. "Niye çöplüğü andıran bir yerle cezalandırayım ki onları?" diyor. Wonderland'de otuz günlük tedavi ücreti 60 bin dolar, peşin! Bu kadar parayı verebilen alkol, uyuşturucu ve seks bağımlıları, tedavi merkezinde cep telefonu ve bilgisayar da kullanabiliyor. Aktörler film çekimleri, müzisyenler de konser turları için merkezden ayrılabiliyorlar. Bağımlılar her sabah erken kalkıp, meditasyon ve yoganın ardından; öfke idaresi, seks ve alkol bağımlılığı, müzik terapisi gibi grup derslerine giriyor. Öğle yemeği mönüsünde tereyağ ve sarımsak ile sunulan ıstakoz var. Görevliler golf kartları ile merkezin içinde seyahat ediyorlar. (Bu insanlar fazla lüksten kafayı yedikleri için burada değiller miydi?) Paparazziler ise giren çıkan tanınmış simaları yakalamak için 24 saat tedavi merkezinin çevresinde nöbette... İyileşme oranı mı? Genelde, tedavi olan üç ay sonra geri dönüyor. Samuels'e göre ilk seferinde çok zor ama bu başarısızlık anlamına gelmiyor. Rehabilitasyonun insanların hayatını kurtardığına inanmıyormuş. Önemli olan, bağımlılığı olan kişinin istemesiymiş. Yani kişinin değişmeye kendini hazır hissetmesi. (O zaman 60 bin dolar niye???) Medeniyet nerede eksik kalıyor? Lüks ve pahalı ortamların, insanı kendine karşı dürüst olmaya, ruhen iyileşmeye ve değişmeye, teşvik etmediği ortada... Seks, alkol ve uyuşturucu bağımlılıkları her geçen gün pek çok aileyi, kariyeri yok ediyor. Maddi varlık, insanı dışta süslüyor ama içte yumuşatamıyor. Pek çoğumuz için hayat, başkası olma arzusu ile heves kıran, kendine güveni sarsan bir tecrübe olmaktan ileriye gidemiyor. Medenileştikçe bencilleşiyoruz. Paylaşmaktan korkuyoruz. Hep dışarıdan, hatta en yakınımızdan bile gelecek darbeye karşı korunma ihtiyacı hissediyoruz. Bütünleşemiyoruz. Medeniyet adına ruhsal varlığımızı hiçe sayarak materyal varlığımıza yatırım yapmaya çalışmanın cezasını çekiyoruz belki de... Bu yüzden hep daha fazlası, daha iyisi için yarıştığımız bu hayatta ruhunuzu, sağlığınızı ve sevdiklerinizi kaybetmeden nerede durup, nerede değişiklik yapmanız gerektiğini fark etmenizi öneriyorum bu hafta...
Yayın tarihi: 13 Aralık 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/13/gny/haber,3F11B3A12124427080CCB3B15364358D.html
Tüm hakları saklıdır.