Aydın Bilgin'in bir yazısından almışım, bir kenara koymuşum.. Günü gelir kullanırız diye.. Geldi işte..
Okuyamıyor, ama seviyor
Harflerin şekillerini
Kağıt üzerinde, hani
Balıkçının gölün yüzeyinde danseden olta iğnesini
Bir Mersin balığının sevişi gibi.
Konuşamıyor, ama seviyor
Sesli harflerin seslerini
Ağız boşluğunda, hani
Bir baykuşun ağzında çevirip de kemikleri
Tüyleri tükürüşünü sevişi gibi.
Resim yapamıyor, ama seviyor
Hastane odasının duvarlarındaki
Çizgilerin arasındaki boşlukları
Fırça darbelerinde, hani
Bir sirk aslanının çelik kafesi
Ve çubukların aralıklarını sevişi gibi.
Uyuyamıyor, ama seviyor
Tertemiz bir çarşafın yumuşacık hissini
Tenine değdikçe, hani
İçine çeken bir kum girdabının denizi
Ve suların çekilişini sevişi gibi.
........
Bir daha okuyun şimdi ve düşünün.. Kimi anlatıyor bu dizeler?..
(10 Nisan 1998'de yayınlandı)
Yayın tarihi: 9 Aralık 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/09//haber,B463B104648043DFBB006B8E815135AD.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.