kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
28 Kasım 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Adaleti yok eden hukuk sistemi..

Şimdi lütfen takip edin.. Ayni gün gazetelere yansıyan iki olayın hukuksal sonuçlarını takip edin.. Aslında etmenize de gerek yok. Biraz ilgiliyseniz, adınız gibi bilirsiniz ya, gene de edin.. Edin de bu ülkede hukuk sisteminin adaleti nasıl yıprattığını ve kamu vicdanını nasıl yaraladığını bir de siz kendiniz için belgeleyin..
Olay 1.. Zeynep Öğretmen, meslektaşlarıyla Öğretmenler Günü'nü kutlayıp evine dönmek için sokağa çıktığında hızla gelen bir otomobilin altında kaldı. Sürücü arabadan indi. "Yardım edin" diye inleyen Zeynep Öğretmene baktı ve sonra arabasına atlayıp kaçtı. Zeynep Öğretmen kurtarılamadı.
Olay 2.. 16 yaşındaki Özlem pırıl pırıl bir öğrenciyken, işsiz ve alkolik babası tarafından okuldan alındı, başlık parası için bir adama satıldı. Özlem altı ay dayanabilip eve döndü. İşiz baba, eşine ve en büyükleri Özlem olan çocuklarına şiddet uyguluyor, dövüyor, tehdit ediyordu. Eşine "Seni ve kazandığı parayı bana vermeyen oğlunu öldüreceğim. Özlem'i geneleve satacağım" diyordu. Aile adalete başvurdu, mahkeme üç ay eve yaklaşmama cezası verdi. Buna rağmen baba sarhoş ve elinde sopa ve bıçakla eve geldi. Anneye saldırıp dövmeye başlayınca, çığlıklara mutfaktan fırlayan Özlem, elindeki tavada bulunan kızgın yağı babasının suratına fırlattı ve adamın elinden fırlayan sopayı alarak kafasına tüm gücü ile vurdu.. Vurdu.. Adam öldü.
Şimdi bu iki olay, batı ülkelerinde, mesela Anglo Sakson Hukuku uygulayan Amerika ve İngiltere'de geçseydi, jüri sistemi Özlem'i "Suçsuz" bulurdu. Zeynep öğretmeni ezen ve onu olay yerinde ağır yaralı bırakıp ölüme terk ederek kaçan sürücüyü ise, cinayet suçu ile yargılar ve öyle cezalandırırdı.
Ve bu uygulamalar o ülkeler insanının hak, hukuk ve adalet duygularını fevkalade tatmin ederdi..
Bizde böyle bir ihtimal yok.. Çünkü bizim sistemimiz başka.. Biz kıta Avrupasının, fazlasıyla da İtalya'nın sistemini benimseyip kendimize uydurduk.
Bakın bizde ne olacak?.
Zeynep Öğretmeni öldüren katil, büyük olasılıkla tutuklanmayacak bile.. Yargılaması tutuksuz sürecek ve sonunda alacağı en alt seviyeden ceza da günlüğü 10 lira falandan komik bir paraya çevrilecek. Katil sürücü Zeynep Öğretmenin ailesine maddi, manevi tazminat da ödemeyecek..
Buna karşılık, Özlem'in hayatı kayacak. Ağırlaştırılmış müebbet cezası, babasının insanlık dışı hareketleri ağır tahrik sayıldığından 15-20 seneye falan indirilecek. Hayatının en güzel yıllarını hapiste geçirdikten sonra, ömrünün geri kalanında da, sabıkalı bir baba katili damgası alnında, işsiz ve yalnız sürünerek yaşayacak.
Aynen öyle olacağı bir gün evvelki gazete haberlerinde benzeri iki kararda vardı çünkü.
Karar 1. Yolda yürüyen Faruk Gündem'e çarparak öldüren, duruşma sırasında "Arabayı babam kullanıyordu" diye yalan söyleyen ve raporlarla asli kusurlu bulunan Hasan Er, 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve mahkemedeki iyi hali hafifletici sebep sayıldığından bu ceza günlüğü 20 liradan 12 bin 100 lira paraya çevrildi.
Karar 2. Esra Aydeniz, kendisini sapık cinsel ilişkilere zorlayan, kız kardeşini de yatağa sokarak üçlü seks yapan, bununla da yetinmeyip eve getirdiği erkek arkadaşlarıyla gurup sekse zorladığını, çekilmiş fotoğraflar ve videolarla kanıtladığı kocasını öldürmekten ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Kocanın görüntülenmiş sapıklıkları ağır tahrik sayıldığından cezası 20 yıl, mahkemedeki iyi halinden dolayı da 16 yıl 8 aya indirildi.
Şimdi Adalet Bakanı M. Ali Şahin'e soruyorum..
Bu kararlar "Adalet" anlayışınızla bağdaşıyor, vicdanınızı tatmin ediyor mu?.
"Ediyor" diyorsanız mesele yok..
Ama en az benim kadar rahatsız oluyorsanız, "Bu ülkenin Adalet Bakanıyım.. Böyle gelmiş, böyle gider demek bana yakışmaz. Bir şeyler yapmalıyım" diyen bir ses duyuyorsanız, içinizden gelen?.
Bu adaletsiz, bu kamu vicdanını artık her gün derinden yaralayan hukuk sistemini kökünden değiştirecek bir radikal değişimin öncülüğüne soyunmaya ne dersiniz?.
Yani, Türk Hukuk Tarihine geçmeye!..