Faruk Yalçın ve en küçük kızı Süreyya.
İLİŞKİLİ HABERLER
Diyarbakır'dan dünyanın tepesine bir hayat Faruk Yalçın
Diyarbakır'dan dünyanın tepesine bir hayat Faruk Yalçın
3 milyar doları aşkın servetiyle Türkiye'nin en zengin 19. kişisi, dünyanın ise 749. zengini olarak Forbeslistesine de adını yazdıran Faruk Yalçın, 85 yıllık hayatını geçtiğimiz hafta İsviçre'nin Zürih kentinde noktalayarak, aramızdan ayrıldı. Yalçın ardında çok büyük bir servet, binlerce hayvanın bulunduğu bir hayvanat bahçesi ve Fenerbahçe'ye duyduğu büyük sevgiyi bıraktı..
Cumhuriyet'in ilan edildiği yıl, Cumhuriyet'in en çok ihmal ettiği bir bölgenin en büyük şehrinde, Diyarbakır'da doğdu Faruk Yalçın. Daha sonra asker babasının mesleği nedeniyle Türkiye'nin dört bir tarafını gezdi, iflah olmaz hayvan ve doğa sevgisine ise henüz çocuk yaşta tutuldu. Hayatını değiştiren, kazandığı burs oldu. Devlet Demiryolları'nın bursunu kazanarak, İsviçre'ye gitti ve orada mühendislik eğitimi aldı. Türkiye'ye döndüğünde takvim yaprakları 1963'ü gösteriyordu.
İş hayatına çok hızlı girdi, kurduğu taşeron şirketle Amerikan şirketlerinin işlerini yapmaya başladı, bir yandan da yıllar sonra neredeyse sıfatı haline gelen 'NATO müteahhidi' unvanını hak edercesine, NATO'yla ilişkiler geliştirmeye.
İlk bilgisayar sistemli makinelerin kullanıldığı Makyal İnşaat şirketiyle 'merhaba' dediği Türk sanayi hayatı yıllar sonra onu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en zenginleri arasına yükseltecekti.
İLKLERİN ADAMI
Faruk Yalçın, Türkiye'ye ilkleri getiren ender sanayicilerinden. Yurtdışındaki güçlü bağlantılarını her zaman Türkiye yararına kullanan Yalçın, beş bilgisayarla başladığı teknolojiyi kullanma eğilimini yıllar içinde bir yaşam alışkanlığı haline getirdi.
Çalıştığı Amerikan, Fransız, İsviçreli ve Alman firmalarıyla yaptığı işler, onu yüksek teknolojiyle tanıştırdı. Bu arada tanıştığı önemli isimler, ona NATO ile ilişkilerin de yolunu açtı.
Hemen projelerini hazırladı ve kendi tabiriyle 'işleri kaptı'. Yıllar içinde şirketler grubu haline gelen ve yıllarca yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Makyal'ı, NATO'yla uzun yıllar iş yapan ender şirketlerden biri haline getiren de Yalçın'ın yeniliklere açık olmasıydı.
Bu özelliği sayesinde dünyanın birçok yerinde havalimanı inşaatları, askeri alanlar, limanlar, restorasyon işleri yaptı. Neredeyse 30 yıl boyunca dur durak demeden çalışan Faruk Yalçın, 1994'te bütün işlerini oğullarına devrederek kendisini doğaya, havyanlara, eğitime ve pek tabii ki en büyük aşkı Fenerbahçe'ye adadı.
HAYVANLARA TUTKULUYDU
Faruk Yalçın, yalnız Türkiye'nin en önemli işadamlarından biri değildi, aynı zamanda bir hayvansever, bir eğitim gönüllüsü ve Fenerbahçe'nin uzun zamandır başkanlığını yürüten yeğeni Aziz Yıldırım'ın arkasındaki en önemli isimdi. Darıca'da dünyanın her yerinden getirttiği 3 bin hayvanı barındıran Boğaziçi Hayvanat Bahçesi, ömrünün sonuna kadar en büyük mutluluk kaynağı oldu. Onu hayvanat bahçesini kurmaya yönelten ise, en başta kuşlara duyduğu meraktı. Önceleri bir kuş parkı oluşturmak isterken, birkaç değişik hayvan daha getirdi ve hayvanlar çevreden ilgi görünce parkı geliştirmeye karar verdi.
İlk başlarda kupkuru bir tarla olan araziyi parsel parsel satın aldı ve 200 dönüm üzerinde, Türkiye'nin en büyük özel hayvanat bahçesini kurdu.
Parktaki nadir bitki ve hayvanlar için her yıl bir trilyona yakın para harcayan Faruk Yalçın, bu işe o derece gönül verdi ki, bitki ve hayvan bakımı üzerine tam 21 kitap yazdı. Artık kendi yetiştirdiği meyve ve sebzelerle besleniyordu, hatta hayvanlarının tükettiği yoncaları bile kendi elleriyle yetiştiriyordu.
SARI LACİVERT AŞK
Olağanüstü servetine ve ihtişamlı hayatına rağmen, hep mütevazı bir hayat sürdü Yalçın.
Onun ve şirketlerinin haberlerini ne ekonomi sayfalarında çarşaf çarşaf okuduk, ne de sosyete partilerinde duyduk. Son eşi Ülkü Hanım'dan olan ve 'Türkiye'nin Paris Hilton'u olarak nitelendirilen küçük kızı Süreyya da olmasa, kendi halinde bir hayırsever zengin olarak yaşayıp göçecekti belki de bu dünyadan. Zaten gündeme gelmesi de kızından önce, kız kardeşinin oğlu Aziz Yıldırım sayesinde oldu. Yıldırım göreve geldikten sonra futbolcu teminat mektuplarına, dayısının imza attığı öne sürüldü ama o, bu iddiayı reddetti.
Fenerbahçeli olmasına Fenerbahçeliydi ama bu konuda da alçakgönüllülüğü elden bırakmadı.
Yeğeninin hatırına ve sarı lacivert renklere olan sevgisi uğruna, Şükrü Saracoğlu stadından her yıl loca kiraladı, ancak maçları hep evindeki televizyondan seyretti.
Yeğeninin büyük bir saygı duyduğu, hatta onun izniyle başkanlığa aday olduğu bu alçakgönüllü dayı, stada sadece iki kez gitti. Birinde ilk kez başkan seçilen yeğenini tebrik etmek için, ikincisinde biten inşaatı görmek için. Mide kanseri tedavisi için gittiği İsviçre'nin Zürih kentinde hayata gözlerini yuman Yalçın'ı bu kadar mütevazı bir aşkla sevdiği Fenerbahçe camiası, sarı-lacivert bayrağa sararak son yolculuğuna uğurladı. Dolu dolu yaşadığı ve bir başarı öyküsü olan hayatından geriye ise, "Benden sonra ne olacaklar?" dediği hayvanları, özene bezene yetiştirdiği bitkileri kaldı. Bir de 85 yıllık hayatına sığdırdığı üç evlilikten olan ve her yıl Kanlıca'daki yazlıkta bir araya topladığı oğulları, kızları ve torunları.
İLİŞKİLİ HABERLER
Diyarbakır'dan dünyanın tepesine bir hayat Faruk Yalçın
Yayın tarihi: 7 Aralık 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/12/07/pz/haber,00DD5177676A400595E000786824EAEA.html
Tüm hakları saklıdır.