Meclis Başkanı Köksal Toptan dün parlamentonun kadın üyelerinin eşlerine bir yemek verdi.
Ankara büromuzun haberine göre, davetiye doğal olarak Demokratik Toplum Partisi Grup Başkan Vekili Fatma Kurtulan'a da gitmiş.
DTP'li hanımların hiçbirinin eşi yemeğe katılmamış ama Fatma Kurtulan'ın eşinin katılması zaten mümkün değil; çünkü o PKK'nın dağ kadrosunda ve hakkında müebbet hapis istemiyle açılmış davalar var.
Türkiye'nin içinde bulunduğu büyük açmazın bir fotoğrafı aslında bu davet.Biri Meclis'te, biri dağda bir çift. Kimileri "Daha ilk baştan Meclis'e girmeleri yanlıştı" gerekçesini seslendirebilir, DTP'li vekiller için.
Son dönemdeki kimi açıklamalar da böyle bir itiraza hak verdirebilir belki.
Ama bu kadar keskin bir tavır almadan düşünmek gerekir.
Türkiye'nin önemli bir kesiminde sadece iki parti var.
Sadece bu iki parti miting düzenleyebilecek güçte ve seçim yarışı bu iki parti arasında geçiyor.
Biz beğensek de, beğenmesek de bu partinin bir temsil kabiliyeti gerçeği var.
Üstüne üstlük sadece askeri yöntemlerle çözemeyeceğimiz konusunda herkesin hemfikir olduğu bir terör sorunumuz var.
Ekonomik, sosyal boyutuyla çözülmesi gereken bir sorun bu.
Ama oradaki insanlarla birlikte çözülmesi gereken bir sorun aynı zamanda.
Temel ilkeler üzerinde fikir birliği sağlandıktan sonra aynı masada oturup, konuşmamız gereken insanlar onlar.
Yıllarca temel sorunları ve onların temsilcilerini görmezden geldik.
Biz görmeyince çarşaflılar yok olacak sandık ama vardılar.
Şimdi
CHP bile onların farkına vardı.
Aleviler, Kürtler de öyle. İktidar sandıkta belirlenecekse, oy hakkına sahip her grubun sıkıntılarını dinlemek, dertlerine çare aramak her parti için kaçınılmaz bir yol olacak.
MHP'nin Alevilere kucak açması, CHP'nin çarşaflı kadınlara rozet takması, bu gerçeğin kabul edilmesi anlamına geliyor.
Toplum, kendi sorunlarını hızla tespit edip çözüm yollarını buluyor.
Geride kalan siyaset ve o da toplumun bu sorunları tespit ve onlara çözüm bulma kabiliyetini keşfetmiş durumda.
Türkiye rüştünü ispat etmiş bir ülke olarak demokrasi temellerini güçlendiriyor bence, önündeki engeller ne olursa olsun.
Evet insanlar sıkıntı çekiyor, bedel ödüyor ama değişim ihtiyacı kaçınılmaz bir biçimde kendini hissettiriyor.
Tepeden inme değil de alttan gelen değişimin gücü ise kalıcı oluyor. Bu değişime ayak uyduranlar ayakta kalacak, uyduramayanlar eriyip gidecek.
Yayın tarihi: 27 Kasım 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/11/27//haber,9D09933371F7482592F168D1EBBA0DF9.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.