Çünkü en kirli onlar!

Devlet, "Öğretmenler Günü" nde müthiş "ahlak provası" yaptı.
"Etik", "ögretmene hediye" yasakladı.
Makul yanı olabilir; velilerin farklı imkânlarının, hediyenin pahasında kimi çocuğu böbürlendirip kimini utandırmaması gibi. Farklı gelir gruplarına hitap eden okullarda, öğretmenler arası bariz eşitsizliğin sırıtmaması gibi.
Ama, "çürük elması" filan bulunsa dahi, bütün öğretmenler, "potansiyel rüşvetçi, avantacı" sayılınca, işin rengi değişiyor.
Utandıran, aşağılayan engisizyona dönüşüyor.
Hem de, kiri, pası, rüşveti siyasetin, bürokrasinin, iş dünyasının demirbaşı kılmış düzen tarafından. Kendileri pekala "hediye" alıp verebilenlerce.
On binlerce öğretmeni sözde yetiştirip çöpe atan, işsiz bırakan yahut köle gibi iş ve ücret koşullarına maruz bırakan sistemde.

Köle mi dedik?
"Dershane ögretmeniyim. Maaşlar ödenmeyince işi bıraktık.
İşveren, işe başlarken 9, 10 aylık maaş tutarında, teminat adı altında senet almıştı bizden. Maaşımız yerine bunu verdi.
Günde 9, 10 saat ders verdiğimiz oluyordu. Bir öğretmen üç kişilik iş de yükleniyor, ders dışında dershane için yayın hazırlıyorduk. Sigortamız yoktu, maaşlar 250 ile 750 YTL arasında. Maaşı talep edince uğradığımız hakaret cabası.
Birçok dershane öğretmeni böyle çalıştırılıyor. İstifa dilekçesi ve boş senet imzalattırılıyor.
Biz işsiz öğretmenler, dershanelere sunulmuş 'hediye paketi'yiz.
Birçok dershane, suyunu iyice sıkabilmek için yeni mezun öğretmen arıyor.
Biz burada tavır aldık hiç olmazsa. Diğer meslektaşlar da bilsin isteriz.
Hamasi öğretmen günü övgüleri yerine, insanca hayat talep ediyoruz."