kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
26 Kasım 2008, Çarşamba
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

İstikbal savaşı

Bastığın yeri toprak diye geçme, tanı...
Haksızlığa boğulmuş her yanı!

Mutlaka bütün gazetecilere, ne bileyim, siyasetçilere filan da oluyordur...
"Adalet" talebi fışkırıyor, toprağın her köşesinden. Cumhuriyeti emanet gençliğinden!
Kitlesel olanları bazen topluca konuşuyoruz... Birikmiş, inatlaşılmış kimliğe dayalı sorunlar malum.
Bir de, insanları, çok sayıda insanı yaraladığı halde pek konuşulmayan var.
Çünkü, kimliğe dair problemlerde "ezilenler"i başka "ezilenler"e düşman kılmak çok kolay...
Oysa ötekilerde hep şu olur:
Aslında "güçlüler" bu haksızlıkları açıkça savunamaz, bunlar sık ve yoğun konuşulsa bu adaletsizliklerinden yana kitle desteğini yanlarında bulamaz ve en tehlikelisi, "her kökenden alttakiler" zurnanın zortladığı esas yerin farkına varabilirler. Tahtları sarsabilirler.
O
yüzden, "eleştiri yüklü" medyada dahi bu tür mevzular kolay dile gelmez.
Çünkü "adaletsizlik" yaygın, "yayılan adalet talebi" ise kudretliler için "tehlikeli salgın"dır.