kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Kasım 2008, Perşembe
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

Bir kahramanlık da siz yapın!

Küçük bir çocuk, 27 yaşında 16 kurşunla delik deşik ölmüş amcasının tabutuna sarılıp haykırıyor:
"Benim amcam kahramandı!"
Çünkü, amcası "güvenlik görevlisi" olduğu banka şubesinde para yüklü ATM'i korumak isterken öldürüldü.
Muhtemelen o banka artık onun "ölüsü"ne sahip çıktı.
Genel Müdür Adana'daki cenazedeydi; muhtemelen ailesine "yardım" da yapılır.
Peki şunu bilmeyecek miyiz?
O bankada yahut bir başka köşede, hatta bazen herkese "suçlu" gibi bakmaları emredilerek dikilmiş, tabutta görüldüğü gibi, bir bölümü gerekirse orada ölebilecek "güvenlik görevlisi" ne maaş alır; genellikle onları oralara "kiralayan" güvenlik şirketleri "kişi başına" onun sırtından ne kazanır?
Sokaktaki binlerce binlerce kızlı, erkekli gencin, bir bölümü ellerinde üniversite diplomalarıyla "asgari ücret, üniforma, sigorta" karşılığında güvenlik şirketlerine eleman olmaya koştuğu bir ülkede...
Çok sayıda "genç emekli" yahut "ordudan ay(ı)rılmış ama emekli de olamamış" askerin de hiç olmazsa böyle bir iş bulduğunda şükrettiği bir çağda bu sorunun fazla manası da tabii olmuyor.
Ama belki şu sıra şöyle bir "mana ve ehemmiyet" mevcut:
Bari biraz da (banka patronları) banka genel müdürleri kahramanlık yapsın!
Tabii ki asgari ücretle "para makinesi" veya "öğlen açık şube" beklemeleri şart değil...
Ama şöyle bir "yiğitlik, mertlik" olabilir:
Bir yandan milyar dolar veya YTL'lerle "kâr" açıklarken, bir yandan milyon dolar veya YTL'lerle "prim" tahsil ederken, bütün bu "kâr, birikim, şahsi servet" dönemlerini emekleriyle, akıllarıyla var eden onca insanı da düşünsünler.
Gençliklerini, hayallerini, eğitimlerini, toplumda yer edinebilme endişelerini, sonra giderek çocuklarına verecekleri zamanı ve daha çok sevgiyi dahi, boyun eğerek, bazen yükselme arzusuyla bazen işte kalabilme telaşıyla "aşırı angaryalı çalışma"ya gömen "banka köleleri"ni mesela.
Elbette müdürlerin, ceoların, danışmanların, azaların, başkanların hepsi hepsi çok akıllı, zeki, "parlak para ve piyasa şeyleri"dir ama...
O "kârlar"ın iki önemli kaynağından biri, şimdi ümüğünü sıktıkları kredi müşterisi şirket, esnaf ile tüketici kredisi ve kart müşterisi milyonlarca insandı;
Diğeri de, aşırı ve yoğun ama karşılıksız mesai "sömürüsü"yle aklını ve bedenini "işlettikleri" çalışanlardı.
Şimdi "müdürler" de "bir kahramanlık" yapsın işte...
Kapıdaki asgari ücretli "potansiyel kahraman" dan veznedeki, masadaki, kasadaki aşırı çalıştırılmış "yorgun eleman"a kadar, çalışanları krizde topluca atılacak ilk safra diye görmekten biraz vazgeçsinler.
O kadar iyi eğitimli, o kadar akıllılar ki, mutlaka başka yollar da bulurlar!
Biliyorum, "Piyasa ile Borsa" böyle dönemlerde bazen "işçi çıkartanlar"ı daha çok "satın alır"... Şirketin büyük aklına önce çalışandan tasarruf gelir...
Ancak, "asgari ücretli" bir insan "para makinesi"ni korumak için canını verebiliyorsa, bu insanların canını azıcık koruyabilmek için de "Para Makineleri" biraz "kahramanlık" yapmalı!
Haydi kahramanlar, göreve! Can vermek için değil, can yakmamak için.