Gündüz!..

LİG TV yazısını yazıyorum.. Karşımda NTV açık, her zamanki gibi.. Kulağıma "Gündüz Aktan" lafı takıldı. Kafamı kaldırdım. Ekranda alt yazı.. "Gündüz Aktan'ı kaybettik.."
Orda kala kaldım..
Durdum.. Bu yazıya geçtim.. Perşembe spor günü.. Gündüz siyaset adamı. MHP Milletvekili.. O zaman yazı cumayı beklemeli..
Hayır.. Gündüz benim için spor adamı.. Beraber spor yaptığımız adam..
Dört yıl hafta arası her öğleden sonra Mülkiye'nin spor salonunda Üstad'ın gözde öğrencileri olarak basketbol oynadık.. Gündüz, Ahmet (Kışlalı) ve ben.. Ayrılmazdık.. O zaman Mülkiye'de asistan Deniz Baykal da zaman zaman soyunur gelir, bizimle oynardı..
Okul turnuvalarına girerdik. Sami Çölgeçen'i de aramıza alıp.. Sol Ulufeciler'di bizim takımın adı.. Artık bu isim size neyi ilham ediyorsa..
En iyimiz Gündüz'dü.. Harika bir oyun kurucuydu. Okul bitince Dışişleri Bakanlığı'na girdi. Müthiş bir diplomat oldu. Başarılarla dolu kariyerini Büyükelçi olarak tamamladı ama memlekete hizmetinin bitmediğine karar verdi. Radikal'deki köşe yazıları kesmeyince, siyasete atıldı.
Gene Büyükelçi, ama bu defa "Büyük" Osman Bölükbaşı'nın oğlu Deniz'le MHP'nin çağdaş ve ileri yüzü oldular seçim döneminde.. Ama MHP, AKP'nin dümen suyuna girerken ikisi de vitrinden kayboldular. "Nerde bunlar" diyordum. Meğer Gündüz hastaymış..
62 sınıfının o popüler basketbol üçlüsünden bir ben kaldım geride..
Gündüz'le Ahmet, Üstad'ın yukardaki salonunda buluştular gene!..