kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
16 Kasım 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Günaydın  
YÜKSEL AYTUĞ

Issız Adam'dan mutfak dersleri

Hayatımda sinema salonuna gidip de iki kere izlediğim film sayısı üçü geçmez. Issız Adam'a bir kez daha gittim... Aldığım keyifte en küçük bir azalma olmadı. Aksine ilk sortide, filmin duygu yoğunluğu içinde ıskaladığım pek çok güzelliği ikincisinde yakaladım. Eminim, benim gibi orta yaşa mensup bir çok kişi filmden çıkar çıkmaz kömürlükte ya da tavan arasında kalmış pikaplarını ve plaklarını çıkarıp, tozunu almıştır. Zira filmin 70'li 80'li yıllara ait Türk Hafif (!) Müziği şarkıları, dramaya müthiş bir ağırlık ve derinlik katmış. Ayla Dikmen, Hümeyra, Nil Burak ve diğerlerine saygı duruşu niteliğindeki müzikal tema insanı alıp alıp, eskilere götürüyor. Peki sadece biz orta yaşlılar mı etkileniyoruz? Ne münasebet? Bugünlerde radyolarda en fazla çalınan şarkıların başında Ayla Dikmen'in "Anlamazdın" ı geliyor. Ve filme ayrı bir lezzet katan yemek şölenleri... Çark artık tersine döndü. Günümüzde kadının kalbine giden yol midesinden geçiyor. Kentli erkekler mutfakta hüner sahibi olmak için yemek kurslarında ter akıtıyor. Özel tarifler, gizli reçeteler erkeklerin iş toplantılarında elden ele dolaşıyor. Çağan Irmak bu trendi de ensesinden yakalamış. En tecrübeli gurmelerin bile filmdeki restoran sahibi Alper'den öğreneceği çok şey var. Mesela masada yemekten önce içkiyi tatmamak gibi... Eğer önce kadehe davranırsanız, yemeğin lezzetini yakalayamazmışsınız. Çünkü her lezzet, önündekini takip edermiş. Yemeğe katılan sebzeler, tadıldığında "aynıymış gibi ama kendi lezzetlerini de koruyarak farklıymış gibi" damağa yapışmalıymış. Ve her sebze tencereye girme sırasını "sesiyle" size söylermiş. Hardal ve sirkeyi yemeklere katarken iki kere düşünmek gerekirmiş. Çünkü baskınlıklarıyla bazen bir yemeği arş-ı âlâya çıkarır, bazen berbat edip, çöp tenekesine gönderebilirmiş... Çağan'ın filmi, "Aşk çoğu zaman mutfakta ağır ateşte pişer" sözünü destekleyen enfes bir örnek...