Hoca ateş gibi olmalı

Maç öncesi analiziminde " Daha iyi takım olmak, daha iyi oyunculara sahip olmak, daha iyi oynamak, kazamayı istemek derbilerde yeterli olmuyor. Şans da gerek" demiştim.. Kadıköy'de akıllı oynayan, rakibe göre sahaya yayılan, yüreğiyle oynayan, Galatasaray'ın top yapmasına izin vermeyen, takım halinde mücadele eden kazanma isteğini yüreğine ve beynine kazıyan Fenerbahçe bileğinin hakkıyla kazandı.
Fenerbahçe tribünlerinde " Herkes haddini bilecek" diye bir pankart açılmıştı.. Fenerbahçe Alex'in yokluğunda haddini bilerek oynadı ve Benfica'dan derbinin favorisi olarak dönen ve bulutlar üzerinde yürüyen Galatasaray'a haddini bildirdi.
Fenerbahçe'de futbolcuların maç boyu kazanma duyguları dimdik ayaktaydı.. Ve disiplinli oynadılar.
Karşılaşma boyu Avrupa Şampiyonu " Yaşlı Kurt" Aragones kulübeden takımını bir maestro gibi yönetti, " Yakışıklı " Skibbe seyirci gibi maçı izledi.. 9 yıl sonra Galatasaray öne geçtiği maçı yine farklı kaybetti. Neden?

ARDA'NIN HALİ YOKTU
1-Galatasaraylı oyuncular zihinsel olarak derbiye yeterince hazırlanmamıştı.. Yüzlerine bakınca hepsi sinirliydi. Şuurları yerinde değildi.. Benfica maçının yıldızı Arda'nın güçsüzlükten yürüyecek ve çalım atacak hali yoktu.
2-Selçuk'un attığı gol Galatasaraylı oyuncuların şuursuzluğunun, ciddiyetsizliğinin ve dikkatsizliğinin ürünüydü. Koca bir takım böyle komik gol yer mi? Saniyeler önce aynı Selçuk ön direkte kafaya vuruyor, Ayhan çizgiden mucizevi şekilde çıkarıyor. Benim anlamadığım şu, Fenerbahçe korner atıyor bir oyuncu aut çizgisinin yanındaki çizgiye gitmiyor. Hadi bunu düşünmediler, bir kişi Selçuk'a önlem almaz mı? Şuur yerinde olmazsa alamazsın..
3-Fenerbahçe savunmasını öne çıkarmıyor, Galatasaray kanatları kullanması gerekirken Baroş ve Karan'a yüksek top atıyor.. Skibbe oyuna mühadale bile etmiyor.. Karan zaten ayakta duramıyor.. Yenilen ikinci golden sonra Skibbe'nin Karan'ı alıp Kewell'i oyunu sokacağını düşündüm ama yanıldım.. Bir hoca kulübede ateş gibi olacak, maçı hep yaşıyacak, gerektiğinde oyuncularınla konuşacak hatta sert müdahallerde bulunacak. Büyük maçlar, Skibbe'nin "Benim için bu maçı kazanın" isteğiyle kazanılmaz.