kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
OKUR TEMSİLCİSİ
Okur Temsilcisi

Yalanlama rüzgârı

Haber-yalanlama zincirine devam. SABAH, Genelkurmay Başkanı'nın terör brifinginde hükümete verdiği mesajları haber yaptı ama Başbakanlık yalanladı. Muhabir haberi savunuyor. İnceliyoruz.
Gazete, 30 Ekim Perşembe günü 'Doğu'da İmam Açığı Giderilsin' başlıklı bir habere yer verdi, iç sayfalarından birinde. Haberin girişine göz atalım:
"Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ ile İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, kabineye verdiği terör brifinginde, Doğu ve Güneydoğu'ya yönelik kültürel ve sosyal açılımın önemine vurgu yapılırken, bu bölgelerdeki imam açıklarının giderilmesi gerektiğini ifade ettiği öğrenildi."
Devamında "askerin" (Org. Başbuğ ve ekibinin) verdiği mesajlar sıralanıyordu:
Bazıları şöyleydi:
- PKK'ya en çok katılım İstanbul'dan. Onu Diyarbakır ve Mardin izliyor.
- 4 bin 500 terörist var. Bunların 3 bini Irak'ta, bin 500'ü yurtiçinde.
- Terörü bitirmek için her türlü önlem alınmalı. Destekçilerle de görüşülebilir. Barzani ile de görüşülebilir. Görüşmeler iyi de gidiyor. Ancak, sonuç alınacağı kanaatinde değiliz.
- Doğu ve Güneydoğu'da kültürel, sosyal ve ekonomik açılımlar hızla yaşama geçirilsin. Kürtçe yayın önemli.
- Doğu'da imam açığı var. Bu açık bir an önce kapatılmalı. Doğu'da, sosyolojik koşullar dikkate alındığında dinin önemli bir yeri var.
- Tartışmalı yayınlar, terörle mücadeleyi zaafa uğratıyor. Anlık taktik kararlar yargılanamaz. Bu kararlara yönelik haksız eleştiriler mücadeleyi zayıflatır.
- PKK, etkin propaganda yapıyor. İnternet ve televizyondan yararlanıyor. Sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında bazı örgütler, PKK'yı örtülü ya da açık biçimde destekliyor.
- Şehit cenazelerinde ne asker alkışlansın, ne de siyasetçi yuhalansın.
Ertesi gün, yani 31 Ekim tarihinde, SABAH, yine iç sayfalardan bir yalanlama açıklaması yayımladı.
Başbakanlık'tan Brifing Haberlerine Yalanlama başlıklı açıklama aynen şöyleydi:
"Sabah, Zaman ve Yeni Şafak gazetelerinde 27 Ekim 2008 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısının içeriği konusunda aynı kaynaktan üretildiği izlenimi veren asılsız bazı haberler yayınlanmıştır. Söz konusu haberlerde yer alan bilgiler gerçeği yansıtmadığı gibi doğruluğu hiçbir şekilde soruşturulmamış olup, tümüyle dayanaktan yoksundur. Manipülasyona yönelik bu tür haberlere itibar edilmemesi hususunu basın mensuplarımızın ve kamuoyumuzun dikkatine sunuyoruz."
Bu yalanlama Cuma günü Hürriyet gazetesinde Üreten Kim Tartışması manşeti ile duyuruldu. Milliyet ise internet sitesinde "Başbuğ'la ilgili iddiaları içeren haber AKP yandaşı üç gazetede aynı ifadelerle yer aldı" diyor ve iri puntoyla soruyordu:
"O haberleri kim sızdırdı?"
Yeniden, "kimliği saklı kaynak" anlatımı üzerine kurulu bir eleştiri ile karşı karşıya kalındı. "Kaynak kim?" vurgusuyla sorgulamayı yaymaya çalışan iki gazetenin benzer nitelikli pek çok haberde iç araştırma ve özeleştiri bakımından defalarca sınavda kaldığını elbette ki göz ardı edip okurun yargısına bırakarak, "acaba bu habere ne kadar itibar edilmeli?" sorusunun izini sürelim.
Kolay bir iş olmasa da.