Giriş Saati : 07.11.2008 11:06 Güncelleme : 07.11.2008 17:24
Türk-İş, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Uluslararası Sendikalar Konfedederasyonu (ITUC) ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu'na (ETUC) Hükümet ve Hak-İş'e yönelik şikayetlerin yer aldığı bir mektup gönderdi.
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu imzasıyla gönderilen mektupta, konfederasyona bağlı Tekgıda-İş'in ÇAYKUR işletmesinde yetkili sendika olduğu ve bu nedenle sona eren toplu iş sözleşmesini yenilemek amacıyla Bakanlığa yetki tespiti başvurusunda bulunduğu belirtildi. Mektupta, ÇAYKUR Genel Müdürlüğünde istihdam edilen 14 bin işçiden 9 bin 695'inin Tekgıda-İş üyesi olduğu kaydedilerek, tüm resmi bilgi ve belgeler ile Bakanlık kayıtlarındaki verilerin Tekgıda-İş'in yetkili sendika olduğunu kanıtladığı savunuldu.
''RESMİ KAYITLAR DEĞİŞTİRİLDİ''
Resmi kayıtların değiştirildiğinin öne sürüldüğü mektupta, şunlar kaydedildi: ''Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çoğunluğun Özgıda-İş sendikasında olduğuna dair bir karar vermiştir. Bakanlığın ilgili tüm girdileri göz ardı ettiği, otoritesini suistimal ettiği ve hukuku ihlal ettiği bu durum, Çalışma Bakanlığı tarihinin en büyük utancı olmuştur.
Anayasaya, hür iradeye ve ahlaki değerlere karşı gelmek kamu idaresinden sorumlu zihniyetin yozlaştığını ve kolay bir şekilde, sınır tanımadan, herhangi bir ilkeye saygı göstermeden her türlü suistimali gerçekleştirebileceğini kanıtlamaktadır.
Bu zihniyet sadece yasa dışılığı dayatmamakta, aynı zamanda anayasal sorumlulukları da görmezden gelmekte ve halkın devlet idaresinin tarafsızlık ilkesine olan güvenini zayıflatmaktadır. Hükümet ve Hak-İş aynı siyasi görüşü paylaştıklarından Hükümet bizim üyelerimize sendikalarından istifa etmeleri ve Hak-İş' e bağlı sendikalara üye olmaları için baskı yaparken, Hak-İş Hükümetin anti-sendika ve anti-işçi politikalarını dahi desteklemektedir.''
Mektupta, Hükümet'in yaklaşımının ''87 ve 98 Sayılı ILO sözleşmelerinin ihlali anlamına geldiği, işçilerin örgütlenmesini ve hür iradeleriyle diledikleri sendikaya üye olmalarını da engellediği'' savunuldu.
Türk-İş'in, kurulduğundan beri hiçbir zaman sahip olduğu işçi hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmek ilkesinden vazgeçmediğinin ifade edildiği mektupta, konfederasyonun bu amacına ulaşabilmek için diğer ulusal ve uluslararası sendika örgütleri ile işbirliği ve dayanışma içerisinde olduğu kaydedildi.
Mektupta, sendikacılığın en önemli ahlaki değerinin karşılıklı saygı, işbirliği, dayanışma ve ulusal ve uluslararası düzeylerde kardeşlik olduğu belirtilerek, ''Bu anti-demokratik koşullarda Türk-İş, Hükümete karşı mücadelenin yanında Hak-İş ile yürütülen ortak programlardan çekilmeye karar vermiştir. Konuyu değerlendirmelerinize sunuyor, örgütünüzden bir delegasyonu yukarıda bahsi geçen ve Türkiye'de meydana gelen sendika ve işçi hakları ihlallerini izlemeye davet ediyoruz'' denildi.
''HAK-İŞ'İN BULUNDUĞU HİÇ BİR ETKİNLİKTE YER ALMAYACAK''
Türk-İş, ayrıca yurt dışında ilişkide bulunduğu 280'i aşkın ulusal konfederasyona da ''Hükümet ve Hak-İş İşbirliği Türkiye'de Bağımsız Sendikalara Saldırıyor'' başlıklı birer mektup gönderdi.
Konfederasyonlara gönderilen mektupta, Türk-İş'in karşı karşıya kaldığı olaylardan örnekler verildi.
İşçilere, sendikal tercihlerinden dolayı baskı yapıldığı savunulan mektupta, ILO sözleşmelerine aykırı hareket edildiği öne sürüldü. Mektupta, Türk-İş'in zayıflatılmak istendiği, işçilerin mağdur edildiği savulunarak, Türk-İş'in, Hak-İş'in bulunduğu hiç bir etkinlikte yer almayacağı bildirildi.