Giriş Saati : 04.11.2008 11:29 Güncelleme : 04.11.2008 19:42
Birçok AB liderinin Türkiye'ye eskimiş bir zihniyetle yaklaştığı belirtildi. Financial Times tarafından İlerleme Raporu'nun açıklanmasından hemen önce yayınlanan bir analizde müzakere sürecinin sürüklenmeye bırakılmasını isteyenlerin raporda birçok şey bulabileceği görüşü dile gerildi. Türkiye'nin ise, bölge ülkeleriyle ilişkileri çeşitlendirdiğine, Rusya ile daha aktif bir işbirliğine girdiğine dikkat çekildiğini analizde birçok AB liderinin ise, Türkiye konusunda "30 yıllık zihni harita"yı kullandığı belirtildi.
Financial Times, Avrupa Komisyonu'nun Türkiye ile ilgili yıllık İlerleme Raporu'nun açıklanması öncesi Brüksel muhabirini Tony Barber imzalı rapora ilişkin bir analiz yayınladı. "Türkiye, AB rutinine takılıp kaldı" başlıklı analizinde raporun Türkiye'nin diş politikasına ilişkin "şefkatlı", Türkiye'deki iç siyasi gelişmeler konusundaki "daha sert ifadeleri"yle dikkat çektiği kaydedildi.
Raporda, AB kriterlerine uyulması konusunda bazı alanlarda ilerleme sağlandığını, bazılarında da ya hiç yada az ilerleme olduğu belirtildiği kaydedilen analizde "Kısacası, Türkiye'nin bir gün AB'de olmasını isteyenler için bazı şeyler var, hiç istemeyenler için de bazı şeyler var ve bütün sürecin sürüklenmeye bırakılmasını tercih edenler için ise çok şeyler var" yorumu yapıldı.
Bu bağlamda rapordan çeşitli alıntılar yapıldığı analizde "Gerçek budur ki Türkiye'nin katılım müzakereleri, bir rutine takılıp kaldı. Ekim 2003'de başladı ancak aday bir ülkenin üye olabilmesinden önce tamamlanması gereken 35 başlık veya politika alanından sadece sekizi açıldı. Sekizi de, Aralık 2006'da Türkiye'nin ticaretine Kıbrıs (Rum) gemilerine açmayı reddettiği için donduruldu. Nicolas Sarkozy, Angela Merker ve diğer liderler, Türkiye'nin tam üyeliğine karşıtlığını pek gizlemiyor."
Analizde bütün bunların, Türkiye'nin geleneksel Batı yanlısı politikası, iş dünyasındaki elitleri ve genel olarak Türk kamuoyunda olumsuz etkilerinin olduğu belirtilerek şöyle devam edildi:
"Türkiye, diplomatik ve ticari ilişkileri çeşitlendiriyor ve en yakın komşuları, Orta Asya'daki Türk dünyası ve giderek artan bir biçimde Rusya ile daha aktif bir işbirliğine giriyor.
Fazla sayıda AB lideri, Türkiye'nin sadece Güneydoğu Avrupa'nın azgın, geri kalmış bir uzantısı olduğunu gösteren 30-yıllık zihni dünya haritasını kullandığı izlemini veriyor. Ankara ve İstanbul'da ise böyle bir tenezzül pek iyi karşılanmıyor."