kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Kasım 2008, Pazartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
UMUR TALU
Dipsiz Kuyu

1 trilyon dolarmış!

Bakan Cemil Çiçek, öylesine açıkladı:
"Terör yüzünden 1984'ten beri kayıp 1 trilyon dolar."
Cemil Çiçek de o günden beri Meclis'te... Fasılalarla o günden beri de bakan.
Tarihe ve talihe bakın:
1 trilyon dolar!
Dört üçüne yakını "bu topraklardan çıkma terörist" 40 bin ölü ve 1 trilyon dolar!
Bunu, İstanbul'da çıplak ayaklarla okula giden miniklere, Sabah'ın haberi üzerine bir firma ayakkabı dağıtınca, "Bin çift mutluluk" bulunabilen ülkede öylesine konuşuyoruz.
Bunu, gıda yardımı kamyonu yanaştığında insanların birbirini ezdiği bir memlekette herhangi bir rakammış gibi konuşuyoruz.
Bunu, çeyrek asır sonra, iki karakol basılıp onca can da verildikten ve karakolların derme çatma olduğu, taşınması gerektiği kabul edilince...
"162 karakol yapımı" için 200 milyon dolar harcamanın yettiği ülkede fazla acı çekmeden konuşuyoruz.
Bunu, kimileri "terör rantı" elde edebilirken "teröre karşı" ön saflara sürülen binlerce insanın ailesinin geçim şartlarının felaket kaldığı yılları devirirken şöylesine konuşuyoruz.
Bunu, krizden ötürü "vergi affı... yastıkaltı affı" çıkararak devletin kaynak kazıdığı günlerde...
"Varlıklı Türk vatandaşlarının ve şirketlerin yurtdışındaki parası 70 ila 100 milyar dolardır. Kaynağını sormadan faizi yükseltip dörtte birini getirsek kârdır" dendiği sırada, herhangi bir 1 trilyon dolar imiş gibi söyleyip geçiyoruz.
Bir ülke, binlerce asker, polis, korucu, köylü ve kentli vatandaş ve binlerce "memleketli terörist" gömmüş...
Hemen yanlarına da 1 trilyon dolar gömmüş.
Binlerce minik ayağın vurmayan, deliksiz, parçalanmamış birer ayakkabısı olabilmesini; binlerce minik bedenin çeltikte, tütünde, pamukta, fındıkta, otlakta ve göçlerde kurumama ihtimalini; kamu okullarını, kamu sağlığını hakikaten daha iyi kılabilme imkanını, açlık sınırı altında on binlerce insanını çürütmeme gücünü gömmüş.
Burası, koca bir mezar yeri olmuş...
40 binden fazla insan gömülmüş...
Üstlerine de 1 trilyon dolarlık toprak atılmış.

Eksik hesap
Ve bu çeyrek asır sonunda, "Mahkeme", çeyrek asrın orta yerindeki kimi muammanın peşine düşmüş şimdi:
"Terörle mücadele sırasında, Adapazarı'nda epeyce cesedin atıldığı üçgenin manası neydi?"
Bunu bir, iki emekli generale yahut bir, iki eski polise sormak yetecek mi?
Bütün bir dönem, işte Cemil Çiçek de bir o kadar yıldır o Meclis'te ve kaç hükümetin bakanı, siyasi,idari ve askeri en üst sorumlulara sorulmayacak mı?
24 yılda 1 trilyon dolar harcayan veya "terör yüzünden kayıp" diyen ve şimdi kendi "terörle mücadele" politikalarında dahi, 162 karakol için 200 milyon dolar harcamayı ancak akıl eden siyasiler, bürokratlar ile en üst düzey askerler, daha öncekiler nerede?
Mesela, o "üçgen" döneminin başbakanı, başbakan yardımcısı, ilgili bakanları, emniyet müdürleri, valileri, Genelkurmay başkanları, ilgili komutanları nerede?
Hesap "Büyük" ise bir tek "Küçük" yetecek mi?

Zan davası
Biliyorsunuz, Mehmet Ağar da Susurluk'tan dolayı yargılanacak. Çünkü "Dokunulmazlık" ı yok artık.
Şimdi kabul etmediği eski deyişiyle, hani Uğur Mumcu öldürüldüğünde, şimdi CHP Milletvekili olan Güldal Mumcu' ya dediği üzre, "Bir taş çekmek" meselesi.
Ağar da bir bakıma, "bir taş".
Ama bakın, unutmuşsunuzdur, hatırlayın, "taş" nereden nereye:
12 Eylül öncesi, 12 Eylül dönemi, Özal iktidarı, Demirel'in DYP'si ve sonra Çiller ile Karayalçın iktidarı, sonra Refahyol.
Ağar
bunların hepsinde, polis şefi, emniyet müdürü, emniyet genel müdürü, özel harekatçı, olağanüstü halci, bakan olarak var. Veli Küçük de kendi kariyerinde öyle.
"Devlette devamlılık" var, o devletin siyasi, bürokratik, askeri üst düzey sorumluları var.
Ama çoğu, sanki onlar o gün orada o yetkili değilmiş gibi, arazi.
1 trilyon doların, "teröristler" ve birkaç Susurlukçu, Ergenekoncu dışında daha fazla tanığı, daha fazla ve daha önemli maddi ve manevi sanığı olmalı!
Sadece ölenlerin, öldürülenlerin, şehit düşenlerin değil; milyonlarca Türk ve Kürt yoksul çocuğun da hayatını canlı canlı gömme zanlısı olarak.