Giriş Saati : 03.11.2008 19:13 Güncelleme : 03.11.2008 23:25
''Ergenekon'' davasının bugün görülen 7. duruşmasında Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından iddianamenin 141 sayfası okunarak, 584. sayfaya gelindi.
Duruşmada iddianamenin okunmasına ara verildikten sonra sanıkların ve avukatların talepleri alındı.
Söz alan Doğu Perinçek, iddianamede ''şüpheli'' olarak anılan Tuncay Güney'in Kanada'dan getirtilerek mahkemede dinlenilmesini talep ettiğini bildirdi.
Perinçek, ''Tuncay Güney, örgüt iddiasının tek kanıtıdır. Bu davanın temelini oluşturmaktadır. 3 genelkurmay başkanı, 2 jandarma komutanını, 'Ergenekon Terör Örgütü' üyesi olmakla suçlamaktadır. Çok büyük iddiaları bulunmakta. Dolayısıyla da mahkemede dinlenmesi gereklidir'' şeklinde konuştu.
Mahkemenin daha önceki duruşmada Tuncay Güney'in katıldığı programların yayın kasetlerinin istediğini hatırlatan Perinçek, ''Güney'in buraya getirtilmesi konusunda savcılığın işlem yapması gerek. 'Mülakat' diye bir delil olmaz. Mülakatı gazeteciler yapar. Benim bildiğim savcılar ifade alırlar. Savcıların yerine gazeteciler, gazetecilerin yerine savcılar geçmiştir. Hukuken son derece acayip bir durum içerisindeyiz'' dedi.
Perinçek, Güney'in geçtiğimiz Aralık Ocak ve Şubat aylarında Türkiye'ye getirildiğini öne sürerek, ''Güney arkadaşı olan gazeteci Nevzat Yılmaz tarafından görülmüştür. Güney, soruşturma aşamasında kendi ismi ile olmayan bir pasaport ile yasa dışı yollardan getirilmiş ve polisle ortak çalışmıştır. Bu bana ifademi alan polisler tarafından da emniyette söylenmişti'' açıklamasında bulundu.
Doğu Perinçek, o sırada bu durumun gizleneceğini bilmediğinden, son derece normal karşıladığını, ancak çalışmaların hukuki bir tutanağa geçirilmediğini de söyledi.
Tuncay Güney ile yapılan mülakatın bazı bölümlerinin soruşturma dosyasından çıkartıldığını, Güney'in de kendisine sorulması üzerine ifadelerinin eksik olduğunu anlattığını öne süren Perinçek ''Türkiye makaraya sarılıyor. CIA ile çalışan Güney'in beyanları deli saçmaları değil. Bunların amaçları var. Bu davanın gerçek savcısı Erdoğan'dır. Arkasında Amerika olduğunun ortaya çıkması için Tuncay Güney getirilsin'' dedi.
Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz de Perinçek'in Güney konusundaki beyanlarına katıldığını belirtti.
Güney'in dosyadaki konumunun ya da aranıp aranmadığının belli olmadığına işaret eden Kerinçsiz, savcılıktan Tuncay Güney hakkında ne işlem yapıldığının, şüphelilik durumunun sürüp sürmediğinin, neden dava açılmadığının sorulmasını istedi.
Kerinçsiz, iddianamenin kendisi ile ilgili bir bölümünde de maddi hata bulunduğunu savunarak, bu bölümün düzeltilmesi için savcılığa gönderilmesini talep etti.
Ümraniye'de el konulan el bombalarına ilişkin Cumhuriyet Savcılığından ya da kolluk amirinden alınmış el konulma kararının da sorulmasını isteyen Kerinçsiz, bombaların kime ait olduğunun da belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
''HÜSEYİN ÜZMEZ GİBİ 3 GÜNDE RAPOR GETİRTEMİYORUZ''
Davanın tutuklu sanıklarından Hayrettin Ertekin de geçen hafta bir travma geçirerek düştüğünü, bu nedenle o günden beri zaman zaman hastaneye gittiğini ifade ederek, ancak asıl sorunun kalbinde olduğunu, kardiyolog bulunmadığı için de tedavisinin yapılamadığını söyledi.
Bu sırada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Ertekin'in rahatsızlığının tespiti amacıyla geçen hafta Adli Tıp Kurumuna sevk edildiğini hatırlattı.
Ertekin de ''Adli Tıp'tan rapor 60 gün sonra gelecekmiş. Biz Hüseyin Üzmez gibi 3 günde rapor getirtemiyoruz. Avukatım bugün o işlerle uğraşıyor. 3. Daire çok yoğunmuş. 120 kişi bekliyormuş sırada. 60 gün bekleyemem efendim. Kalp rahatsızlığım ile ilgili kullandığım ilacımdan 8 adet kaldı. Bir kardiyolog tarafından muayene edilmeliyim. Buradaki hastanelerde kardiyolog yok. Kendi doktorum tarafından muayene edilmem için izin verilmesini istiyorum'' dedi.
Sanıklardan Hayrettin Mahmut Özgür de davanın ilk duruşmasına katıldığını, ancak hakkındaki arama kararı nedeniyle daha sonra ceza evine konulduğunu kaydetti.
Tutulduğu Ümraniye Cezaevi'ne bir dilekçe ile başvurduğunu, ancak duruşmaya getirilmediğini belirten Özgür, ''Mahkemenin kararı üzerine eve polisler gitmiş. Annemin özel bir durumu var benim hapishanede olduğumu bilmiyordu. Öğrenince bilinci kapandı. Mahkemenin bu durumu dikkate almasını istiyorum'' diye konuştu.
Sanık ve avukatlarının beyanlarının ardından söz alan Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Adli Tıp Kurumu'na sevk edilen Hayrettin Ertekin'in üniversite hastanesine gönderilmesi yönündeki talebinin reddedilmesini istedi.
Pekgüzel ayrıca Tuncay Güney hakkında da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca devam eden bir soruşturma olduğunu, Güney'in bu soruşturmada ''firari şüpheli'' olarak yer aldığını belirterek, Güney'in dinlenilmesi yönündeki taleplerin değerlendirilmesini mahkemeye bıraktıklarını söyledi.
Sanık ve avukatların taleplerinin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verildi.