Giriş Saati : 03.11.2008 15:06 Güncelleme : 03.11.2008 19:37
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2009 yılı bütçe görüşmelerinde tartışma yaşandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Hakkari'de, ''Ya sev, ya terket'' dediğini ileri süren DTP'li Hasip Kaplan'a, bazı AK Partili milletvekilleri tepki gösterdi.
Komisyonda, 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı'nın tümü üzerinde söz alan Kaplan, ''Bu bütçe Türkiye'nin hayrına olacaksa, operasyonların, tezkerenin, Milli Savunma Bakanlığının harcamalarının mutlak surette denetim altına alınması lazım. Mutlak suretle Mecliste denetlenmesi lazım. Türkiye, barışını yakalayıp, bu alana oluk oluk giden paraların da akan kanın da önünü kesmelidir'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in ''1 trilyon dolar'' ile ilgili sözlerine işaret eden Kaplan, gelinen noktada hükümet politikalarının kendilerini ciddi ciddi düşündürdüğünü ifade etti. ''Ne diyor sayın Başbakan? Daha dün, 'ya seveceksin, ya terkedeceksin" diyen Kaplan'a, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan ile AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, ''Bayrağı seveceksin'', ''Bu ülkede yaşayan herkes vatanını, milletini, bayrağını sevecek, yok öyle bir şey'' diye tepki gösterdi. Tartışma daha sonra şöyle gelişti:
Kaplan: Ben konuşurken saygılı olun, dinleyin. Öz: Sayın Başbakan'ın sözünü çarpıtamazsın. Kaplan: Sus, dinle sakin ol! Öz: Vatana ihanet edeceksin, sonra konuşacaksın. Yok öyle şey. Benim Kürt kardeşlerime ihanet edemezsin sen. Onlara leke süremezsin. Sen PKK'yı, terör örgütünü savunuyorsun. Kaplan: Sen Kürt kardeşlerine saygı duyuyorsan, sahip çıkıyorsan türkülerini, evlatlarını savunacaksın. Öz: Siz PKK'yı, terör örgütünü savunuyorsunuz. Kaplan: Sizin zamanınızda çatışmalar başladı, siz körüklediniz.
''BARIŞ EKONOMİYİ DE BÜTÇEYİ DE GÜÇLENDİRİR''
Uyarılar üzerine tartışma sona ererken konuşmasını sürdüren Kaplan, ''Bu utanç verici slogan, faşit bir söylemle uzun yıllar dışarıda kullanıldı. Ama şimdi, kullananlar bile bunu kullanmazken, bazı değerlerin ne olduğu tam anlaşılmadan gelişigüzel kullanılması, bu ekonomik istikrar tablosunu da bozuyor. Barış ekonomiyi de güçlendirir bütçeyi de...'İsteyen istediği yere gitsin' denildiği zaman, Türkiye Cumhuriyeti'nin 20 milyon yurttaşının, -ki biri de benim, bu topraklarda doğmuş, özgürlükleri solumuş, bu toprağın evladı olmanın, Mezopotamya topraklarının evladı olmanın şerefine nail bir kişinin- bize geleceğe ilişkin kötü yönetimin ipuçlarını verir'' diye konuştu.
Erdoğan'ın AK Parti ilçe kongrelerine kendi imkanları yerine, devletin helikopteri, uçağı, binlerce askeri, özel harekat timini yanına alarak gittiğini ileri süren Kaplan, bunun bütçeye yükünü göremediklerini söyledi. Kaplan, ''Etik olarak Başbakan, kongrelere varsa kendi özel aracı, uçağı, arkadaşları veya partisinin imkanlarıyla gitmeli'' görüşünü savundu. Kaplan, Erdoğan'ın 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşmaya dikkati çekerek, ''Nasıl ki 2005'te doğruya dikkat çektiyse, 2008'de Hakkari'de 20 milyon vatandaşına 'çek git' diyen Başbakan'a, 'Sayın Başbakan söz ağızdan çıkar' deme ihtiyacını duyuyorum'' dedi.
Biraz çaba gösterilmesi halinde bir ay içinde Türkiye'de silahlar susup, çatışmasızlık ortamına gidebileceğini, demokrasinin güçlenebileceğini kaydeden Kaplan, ''Başbakan'a 'sev terket' demiyorum. Şırnak'a gelsin, yanına tek polis almasın, ben yanında yürüyeceğim, gelsin beraber halkımıza gidelim, en ufak bir şey de ben siper olurum. Başbakan'ın sanıyorum bir özür borcu olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu söylemi çok ağır ve patenti ABD'de Kuzey Vietnam savaşına aittir'' diye konuştu.
''BİR KATILIM BANKASI İÇİN ÇIKARILDI'' İDDİASI
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Hükümet üyelerinin doğalgaz zammına gerekçe olarak, yurt dışında petrol fiyatlarının artmasını gösterdiğini, bu gerekçenin doğru olmadığını ifade etti. 10 ayda dünyada petrol fiyatları yüzde 40 artarken, Türkiye'de petrol fiyatı yansıması gerekçe gösterilerek doğalgaza yüzde 80 zam yapıldığını kaydeden Özyürek, Türkiye'de fiyatın yüksek olmasının nedeninin vergiler ve BOTAŞ'ın elektrik kurumlarıyla Ankara Büyükşehir Belediyesinin borcunu ödememesi olduğunu ifade etti.
Özyürek, ''BOTAŞ borçlanıyor, borçlanınca da yüksek faizler ödüyor. Ama insaf diye bir şey var. Gerektiği zaman zam yapılabilir ama hem vatandaşın hem sanayinin durumları düşünülerek bu zamların yapılması lazım. Ama bunlar düşünülmüyor. Zaten kriz nedeniyle zor durumda olan, dolar borcu olan firmalar bir de şimdi doğalgaz zammı ile karşı karşıya. Hükümetin bu doğalgaz zamlarını bir kez daha gözden geçireceğini umuyorum ve bekliyorum, doğrusu da budur'' diye konuştu.
Tasarruf mevduatlarına güvence konusunda Bakanlar Kuruluna yetki verilmesine değinen Özyürek, ''Bankacılık kesimi, 'bizim böyle bir talebimiz yok. Sadece güç durumdaki bir katılım bankası için bu düzenleme getiriliyor' gibi ifadeleri var. Bu iddiaların geçerlilik payı nedir? Gerçekten bankalarımızın mevduat bankalarımızın bu garantiye ihtiyacı var mıdır, katılım bankalarımızın durumu sağlam mıdır?''
''BENZİNİ FULLENMİŞ ARABA....''
MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata da Hükümetin kriz karşısındaki söylemine dikkat çekerek, ''Türkiye, küresel kriz nedeniyle mi sıkıntıda yoksa zaten sıkıntıda mıydı? Öncelikle bunun açıklanması lazım. Eğer küresel kriz nedeniyle ise bunun için gerekli ne önlem varsa hepsini alalım'' dedi.
Ekonomide her şeyin güllük gülistanlık gibi gösterilmesinin anlamı olmadığını savunan Kutluata, ''Eğer siz arabanızı benzini fulleyip yola çıkmışsanız ve 500 kilometre gittikten sonra hala benzin ibresinde bir değişiklik yoksa, 'bu ne güzel araba' diye arabanın göğsüne vurmak yerine, benzinciye gitmeniz lazım. Şimdiden uyarıyorum, benzinciye gidin'' demesine, bazı AK Parti'li milletvekilleri ''Benzinciden kastınız IMF mi?'' diye laf attı.
CHP Malatya Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu ise buna karşılık ''Tam bağımsız Türkiye'' derken, Kutluata ise ''Bizim IMF ile işimiz yok'' dedi. Bütçenin geneli üzerindeki görüşmeler verilen aranın ardından devam ediyor.