Giriş Saati : 20.10.2008 11:34 Güncelleme : 21.10.2008 00:11
Enerji ve Tabii Kaynaklar Hilmi Güler, 2004-2006 yıllarında yapılan yoğun sismik program ve doğalgaz keşfinin, Karadeniz'i büyük petrol şirketlerinin de ilgi odağı haline getirdiğini bildirdi.
Güler, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün, Türkiye'nin petrol rezervi ile petrol arama ve çıkarma çalışmalarına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün kayıtlarına göre, Haziran 2008 itibariyle üretilebilir ham petrol rezervinin 37.7 milyon ton civarında olduğunu, bin 24 adet kuyudan ham petrol üretimi yapıldığını belirten Güler, 7 coğrafi bölge ve denizlerde toplam 437 arama ruhsat sahasında ham petrol ve doğalgaz arama çalışmaları yürütüldüğünü bildirdi.
Güler, 2003-2007 yıllarını kapsayan dönemde, ham petrol üretim miktarının 11.2 milyon ton olduğunu, bunun, yaklaşık yüzde 70'ini Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) gerçekleştirdiğini ifade etti. 71 KUYU TEKRAR ÜRETİME ALINDI
Petrol fiyatlarının yükselmesi de göz önüne alınarak, özellikle 2005-2008 yılları arasında daha önce TPAO tarafından terk edilen veya yeniden açılan 71 adet kuyunun tekrar üretime alındığını bildiren Güler, ayrıca, birçok kuyunun da terk edilme sebeplerinin yeniden değerlendirilmesi yapılarak, gerekli görülenler için kuyu tamamlama operasyonları planlandığını ve bu operasyonlar sonunda ekonomik açıdan uygun olanların devreye alınmasının düşünüldüğünü belirtti.
KARADENİZ'DEKİ PETROL REZERVİ
Güler, Karadeniz'de büyük petrol rezervi bulunduğuna yönelik açıklamalarının, bilimsel verilere dayanıp dayanmadığı; arama ve petrol çıkarma çalışmaları için TPAO dışında özel şirketlerin de başvuru yapıp yapmadığına ilişkin soruyu yanıtlarken, Batı Karadeniz'de Akçakoca açıklarında doğalgaz bulunduğunu, halen üretim yapıldığını anımsattı. Hilmi Güler, Karadeniz'in karasuları içi ve münhasır ekonomik bölgede, TPAO'nın dışında Toreador Turkey Ltd, Stratic Energy Turkey Inc, Hema Enerji A.Ş, Petoil Petrol ve Petrol Ürünleri Uluslararası Arama ve İşletme A.Ş ve Turkish Petroleum Int.Co.Ltd. olmak üzere 5 şirketin ortak olarak veya tek başlarına petrol arama ruhsatları bulunduğunu bildirdi.
''ÇOK SAYIDA OLASI KAPAN...''
Karadeniz'deki arama çalışmalarına devam edildiğini, yeni kuyuların açılmasının planlandığını ifade eden Güler, özellikle 2004'den sonra büyük yatırımlar gerçekleştirilerek jeolojik ve sismik çalışmalar yapıldığını belirtti. Güler, şunları kaydetti: ''Bu çalışmalar neticesinde gerçekten önemli büyüklüklerde, çok sayıda olası kapan, TPAO yer bilimcilerince tanımlanmış ve bunlara ilişkin jeolojik-jeofizik ve modelleme çalışmalarına devam edilmektedir. Bu kapanların petrol ve/veya doğalgaz içerebileceği öngörüsü ve ümidiyle çalışmalar yürütülmektedir. Karadeniz'de bahsedilen büyük petrol rezerv tahminleri, jeolojik ve jeofizik (sismik) çalışmalara dayanmaktadır. Sondaj yapılmadan petrolün varlığı ve miktarı hakkında konuşmak bazı riskleri beraberinde getirebileceği düşünülmektedir.
Bu ortamlarda sondaj yapmak dünyada çok az sayıda sondaj gemisiyle mümkündür, bunların hepsi de diğer alanlar için uzun süreli kontratlar ile bağlanmış durumdadır. TPAO, hem bu tür sondajların sayısını arttırarak birim maliyetleri düşürmek ve yeni teknolojiye ulaşmak hem de çok riskli olarak değerlendirilebilecek sondajların maliyetini diğer yatırımcılarla paylaşmak üzere Karadeniz'in belli alanlarında ortaklıklar kurmaktadır.''
''İLGİ ODAĞI HALİNE GELDİ''
Güler, 2004 yılında Batı Karadeniz'de TPAO-TOREADOR-STRATIC ortaklığı ile Ayazlı-1 A kuyusunda gerçekleştirilen doğalgaz keşfini takiben Batı Karadeniz'de yoğun bir arama-sondaj ve arkasından üretim faaliyetleri sürdürüldüğünü belirterek, şöyle devam etti:
''2004-2006 yıllarında Karadeniz'de yapılan yoğun sismik program ve doğalgaz keşfi Karadeniz'i büyük petrol şirketlerinin de ilgi odağı haline getirmiştir. Bu ilgi sonucunda TPAO ile Brezilya şirketi olan PetroBras arasında 17 Ağustos 2006 tarihinde ortak işletme anlaşması imzalamıştır. Sonuç olarak, Karadeniz'de çalışılan alanlarda bilimsel verilerimiz olduğu, fakat kesin bir petrol keşfinin ancak sondajdan sonra ilan edilebileceği söylenebilir. TPAO 2010 yılından itibaren yüksek kapasiteli bir sondaj gemisini Karadeniz'e getirmeyi planlamaktadır.''
DOĞU AKDENİZ'DEKİ FAALİYETLER
Doğu Akdeniz'deki petrol rezervleriyle ilgili bölge ülkelerinin başlattığı girişimler karşısında Türkiye'nin nasıl pozisyon aldığına yönelik soruyu yanıtlarken de Güler, Antalya açıklarından başlayarak İskenderun körfezine kadar TPAO'nun arama ruhsatları bulunduğunu, bu alanlarda sondaj öncesi yapılması zorunlu olan jeofizik sismik alımı ve değerlendirme çalışmalarına devam edildiğini, henüz sondaj aşamasına gelinmediğini ifade etti. Güler, TPAO'nun, Doğu Akdeniz'de en aktif arama-üretim faaliyetlerinin yürütüldüğü Mısır ve Kızıldeniz'deki çalışma ve gelişmelerin yanı sıra, bölgedeki diğer arama faaliyetlerini de yakından izlediğini kaydetti.