kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
20 Ekim 2008, Pazartesi
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Başbakan'dan Diyarbakır mesajları

İHA
Giriş Saati : 20.10.2008 15:24
Güncelleme : 20.10.2008 19:22
Yeni Haber
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Üniversiteler özgür aklın ve özgür tartışma zemininin kaleleridir. Özgürlüklerin kısıtlandığı ortamda huzurdan ve refahtan söz edilemez" dedi.

Dicle Üniversitesi'nin 2008-2009 yılı akademik yılı açılış törenlerine katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında üniversitelerin bulundukları bölgenin huzur ve rafına büyük katkıda bulunduğunu belirterek, "Dicle Üniversitesi'nin bölgenin refah ve huzuruna katıları bulunduğuna inanıyorum. Geçmişte üniversitelerin sadece iş bulma aracı olarak algılandığını ya da eylemlerle gündeme geldiğini biliyoruz. Üniversite bulunduğu şehre, ülkeye yol gösteren, ışık tutan bir kurum olmak durumundadır" diye konuştu.

"Üniversitelerimizin katkısına her zaman ihtiyacımız var" diyen Erdoğan, çözümlenemeyen meseleleri eleştirirken konunun temeline inilip eğitimin gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin kronik meseleleri söz konusu olduğunda siyaseti suçlama kolaycılığına kaçarız. Bu ülkede son yıllarda kronik sorunların oluşmasına neden olan her kademedeki idareci, yine bu ülkenin eğitim sistemi içinden gelmiştir. Eğitimcilerin ve eğitim kurumlarının uzun yılar tatmin edici çözüm üretemediklerini görüyoruz. İsterdik ki teoride kalmasın, aynı zamanda uygulamaya geçsin. Teori ile pratiği birleştirebiliyorsak sonuç alınır. Siyasetçi kadar eğitim de tartışma konusu yapılsaydı çok farklı yerlerde olurduk. Eğitime yeterli yatırım yapılsaydı daha iyi noktalarda olurduk. Üniversite yöneticilerimize çok büyük sorumluluklar düşüyor. Biz son 5 yıl içinde tüm imkanları seferber ettik. Milli eğitime milli bütçeden ayrılan payı birinci sıraya koyduk" açıklamasını yaptı.

"Bilgiye ulaşım ne kadar hızlı ve kaliteliyse o ülkenin refah düzeyi, uluslararası refahı o derece yüksek olur" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"6 yıl içinde ülkeye 54 üniversite kazandırdık. 'Hakkari'de ne lüzum var?' dediler. 'Bitlis'in, Mardin'in üniversiteye ne ihtiyacı var?' dediler. Bir ilin kalkınmasındaki en önemli faktörlerden biri üniversitedir. GAP'ın içine giren bu topraklar, tarihte tarımın ilk olarak yapıldığı topraklar, dünyanın en bereketli toprakları. Dünyada tarım denildiğinde ilk akla gelmesi gereken üniversiteler bizim üniversitelerimiz olmalı. Tarih denildiğinde bu bölgenin üniversiteleri ön plana çıkmalı. Hükümet olarak vizyonumuz bu doğrultuda. İmkanları zorlayarak alışıyoruz. Sadece Diyarbakır'a son 6 yılda kazandırdığımız derslik 3 bin 356'dır. 8 bin 883 bilgisayarı okullarımıza verdik. 477 okula ADSL sistemini kurduk. Sadece Diyarbakır'da, 'Haydi Kızlar Okula' kampanyasıyla tam 25 bin 570 kızı okulla buluşturduk. Dicle Üniversitemize İktisadi İdari Bilimler fakültesini kazandırdık. Eğitim konusunda hiçbir mazeret kabul etmiyoruz. 3200 kişilik pansiyon kapasitesi oluşturduk. 9 milyon YTL'lik bursa ulaştık. Kredi, burs talep edip alanları kapıdan çevirmiyoruz."

Üniversitelerin özgür aklın, özgür tartışma zemininin kaleleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Dünyanın hangi ülkesine bakarsanız bakın özgürlüklerin kısıtlandığı, taleplerin baskı altına alındığı bir ortamda huzurdan, ikrardan, güvenlikten bahsedilemez. Özgür düşünce her türlü ilerlemenin temel şartıdır. Özgürlüklerin yerleşmediği, huzur ve güvenliğin olmadığı yerde kalkınma, yatırım, refah olmaz" dedi.

"TERÖRÜ HİÇBİR YATIRIMIN BAHANESİ OLARAK GÖRÜP TERÖRÜN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMÜYORUZ"

Terör konusuna değinen Erdoğan, "Güneydoğu'ya, Doğu'ya teşvik verdik. Acaba girişimci bu bölgeye niye gelmiyor? Dünyanın çok çok ileri şirketleri yatırım yapmak istiyor ama, 'Terörün olduğu bölgeye gidemem' diyor. Demokrasi, özgürlükleri, huzur ortamını, güvenlik şartlarını bozmaya çalışanlar, gelişmeye, ilerlemeye, milletin refaha kavuşmasına düşmandırlar. Biz millete hizmette sınır tanımıyoruz. Terörü hiçbir yatırımın bahanesi olarak görüp terörün ekmeğine yağ sürmüyoruz. Bu bölge ne zaman huzura kavuşsa terör faaliyetleri hızlanıyor. Şimdi de terör gerilim üretip kan dökerek bölgenin demokrasi ve kalkınma sürecini sabote etmeye, bölge halkını sindirmeye çalışıyor. Ne zaman bölgede demokratik irade güçlense, sivil toplum gelişse terör örgütü paniğe kapılıyor, terör yılgınlık üretmeye çalışıyor. Son dönemde eylemlerini sıklaştırmış olmasının altında bu yatıyor. Bir taraftan demokrasiden yana olduğunu söyleyeceksin, demokratik hukuk devletinden yana olduğunu söyleyeceksin, bir taraftan da tüccarın ticaret yapma hakkını ortadan kaldıracaksın. Ekonomi ile demokrasi at başıdır. İkisini birlikte götüreceksiniz ki başarıyı yakalayın. Demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğü noktasında çağdaş standartları yakaladıkça terör örgütünün etkisini azaltırsınız. Uyuşturucu, insan kaçakçılığı, terör taşeronluğu yapan bir örgütün Kürt kökenli vatandaşların sözcüsü olması mümkün değildir. Bölgenin geriye gitmesine, demokratik ve ekonomik gelişmenin yavaşlamasına, halkın gelecek hayallerinin yıkılmasına asla izin vermeyeceğiz. Halkımız, terör baskısından da terörün ürettiği olumsuz şartlardan da bıkmıştır. Bu olumsuzlukların bölge insanımızın geleceğini karartmasına izin veremeyiz. Terörle mücadelenin sadece askeri önlemden geçmediğini, farklı boyutları olduğunu çok iyi biliyoruz. Her alanda yoğun bir çaba içindeyiz. Terörün halka verdiği zararları hafifletmenin gayreti içindeyiz"şeklinde konuştu.

"AB SÜRECİ KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR"

"Zararları tazmin hakkında 2005 y.eleri ön plana çıkmalı. Hılında 5233 Sayılı Yasa'yı biz çıkardık. Evini kaybeden, köyünü terk eden, hayvanları telef olanlara 600 trilyon ödeme yaptık. Bu ödemelerimizi hız kesmeden sürdürüyoruz" diyen Erdoğan, "Mezralara kadar yol yapıp su götürüyoruz. Diyarbakır'ın yolu, suyu olmayan yeri neredeyse kalmadı. Sadece Diyarbakır'da tarıma verdiğimiz destek 6 yıl içinde 1 katrilyondur. Diyarbakır genelinde 6 yılda 232 trilyonluk sosyal yardım gerçekleştirdik. Bilmeyenler konuşuyor. 'Bu yardımları siyasi propaganda olarak yaptınız' diyorlar. Bunlar, evinde aşı olmayan vatandaşı gidip görmemişler. 'Siz milleti dilenciliğe alıştırıyorsunuz' diyorlar. Göreve geldiğimizde yoksulluk sınırında 17 milyon vatandaş vardı, 12 milyona düştü. Bunlar varken, 'Başının çaresine bak' diyebilir miyiz? Anayasada niçin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olarak tanımlanıyor Türkiye? Sosyal özelliği bir kenara atamazsın, hukukun üstünlüğünü bir kenara bırakamazsın. Hepsine birden sarılacaksın" dedi.

Diyarbakır ile ilgili yapılması planlanan hizmetlerle ilgili bilgi veren Erdoğan, "Gelirken dikkat ettim. Diyarbakır'ı yönetenlerin çöp arabaları yok mu? Temizlik elemanları yok mu? Bu görüntü yakışıyor mu? Halkım gereken dersi vermeli. Medeniyet dediğimiz şey temizliktir, yoldur, sudur, sevgidir, saygıdır. Bunu hep beraber başarmamız lazım. Bu değişim dönüşümde hedefimiz, Diyarbakır'da 11 bin 417 konutu bitirmek. Diyarbakır'da bugüne kadarki en büyük konut hamlesini gerçekleştireceğiz. Bundan rahatsız olanlar var. En büyük istismar zeminlerini kaybediyorlar çünkü. Terör örgütünün paniği bu yüzden" dedi.

Ocak ayından itibaren TRT'nin Kürtçe yayına başladığını kaydeden Erdoğan, "12 saat olarak planladığımız bu yayınları, kısa sürede artırmayı düşünüyoruz. AB süreci kararlılıkla devam ediyor. Tüm tahrik ve saldırılara rağmen Türkiye ne güvenliğinden, ne demokrasi ve insan haklarından taviz verecek. Altyapı ve üstyapı çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğiz. GAP'ı, Konya Ovası Projesi'ni bitirip Türkiye'nin 81 ilini eş zamanlı olarak kalkındırmayı başaracağız" açıklamasını yaptı.

"ÖZGÜRLÜKLER NOKTASINDA MÜCADELEMİZE DEVAM EDİYORUZ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının devamında kuraklık ve küresel kriz konularına değinerek şunları söyledi:

"Ülke genelinde yaşanan kuraklığa da hükümet olarak ilgisiz kalmadık. Çiftçiyi rahatlatacak kuraklık desteği programını açıkladık. Bugünden itibaren ödemeye başlıyoruz. Türkiye genelinde 35 il, 243 ilçede toplam 500 bin civarında çiftçiye 520 trilyon ödemeye başlıyoruz. Türkiye genelinde 306 trilyonu hemen ödüyoruz. Ardından hak sahiplerine 15 gün içinde kalanını ödeyeceğiz. Diyarbakır'da bu desteklerden 35 bin 446 çiftçi yararlanacak. Kendilerine ilk planda 67.3 milyon YTL'yi ödemeye başlıyoruz. Etnik kökeni ne olursa olsun herkes bu ülkenin ortak zenginliğidir. Biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Yıllar boyunca bu topraklarda kardeş olarak yaşadık. Yıllar sonra aramıza nifak sokmak isteyenlerin göz ardı ettiği gerçek bu. Çanakkale Şehitliği'nde Diyarbakırlı da var. Doğu'daki şehitliklerde Çanakkaleli var. Tarih bizi bir ve bütün yaptı. Bunu bozmaya kalkışacak kim olursa olsun, nereden beslenirse beslensin bu milletin bütünlüğünden gereken cevabı alacaktır. Özgürlükler noktasında mücadelemize devam ediyoruz. Güvenlik, birlik, bütünlük konusundaki hassasiyet ve heyecanımızı koruyacağız."

Erdoğan, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin 2009-2010 yılları için geçici üyeliğine seçilmesiyle ilgili olarak, "Cuma günü Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin 2009-2010 yılları için geçici üyeliğine 1. sıradan seçildik. 192 üyenin 151'inin oyunu alarak seçildik, 128 oy yeterliydi. Birçok muhalefet yapılmasına rağmen hamdolsun başarıldı. 5 yıldır bu konuda yoğun çalışmalar yaptık. Tezlerimizi anlattık, her ülkede bunun önemini anlattık. Türkiye'ye gelen her ülke temsilcisine neler yaptığımızı anlatıyoruz" şeklinde konuştu.

"KÜRESEL KRİZ İNŞALLAH BİZİ TEĞET GEÇECEK"

Başbakan Erdoğan, küresel mali krize de değinerek, "Bildiğiniz gibi küresel ekonomik kriz yaşanıyor. İnşallah bizi teğet geçecek. Diğerlerini vurduğu gibi vurmayacak. Biz rehavete düşmedik, mali disiplinden taviz vermedik. Göreve geldiğimizde önüne geleninin bir sıfır eklediği paramız vardı, biz altı sıfırı çakardık. Enflasyonun patlayacağını söylediler, patlamadı, aksine yüzde 30'lardan yüzde 7'ye kadar indi. Hedefleri vuramadık, doğrudur. 2006 Haziran krizini yaşadık. Şimdi yine kriz dönemi bekleniyor.

Yüksek faizi de gördük ama insaf sahibi olmak lazım. Zorluklara rağmen önemli ekonomide önemli ilerleme kaydettik. Türkiye artık çok daha güçlü" diye konuştu.

Altyapı çalışmalarının hızla devam ettiğini belirten Erdoğan, 5.5 yılda 9 bin kilometre duble yolun ilave edildiğini belirtti. Erdoğan, "Ulaştırma Bakanım ile Avrupa'yı Asya'ya bağlayan Marmaray Projemizi inceledik. Bu proje hep hayal olarak kalmıştı, biz gerçekleştirdik. 1350 metrelik tüpün birleşmesi sağlandı. 60 metre derinlikte Üsküdar'dan Sirkeci'ye kadar denetim yaptık. İnşallah 2012'de oradan trenle geçeceğiz. Bu sadece Gebze ile Halkalı'yı değil, Londra ile Pekin'i bağlıyor. Otomobillerin geçeği bir tüp daha yapılıyor. Bütün bu çalışmalar daha modern bir Türkiye için. İnşallah Cumhuriyet'in 100. yıldönümünde dünyanın ilk 10 ülkesi arasında olacağız, amacımız bu. Yasakların değil, özgürlüklerin zemininin oluşturduğu üniversitelerimizin başarılarla dolu, bilginin doruk noktasında olduğu, üniversitelerin birbiriyle yarıştığı bir Türkiye'nin özlemi içindeyiz. Bunu yakalayacağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.