kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Çanakkale Üniversitesi adına, Selimiye Camisi ve estetik düzeni üzerine bir proje de yapılmıştı.

Gelenekten geriye formlar kaldı

20.09.2008
- Anlattıklarınız, Batı'nın aradığı soyutlama arayışını çağrıştıryor gibi?
-Tabii, aslında modern Batı sanatları da sonunda geldi, soyuta dayandı. Esasen fotoğraf makinesi icat edildikten sonra mimesis'e dayalı ressamlığın bir anlamı kalmamıştı. İslam dünyası da, tam aksine, öykünme, yani'mimesis'e... Tasvir yasağını hâlâ resim ve heykel yasağı olarak anlarsanız, fotoğraftan sinemaya, hatta televizyona kadar bütün imkânlardan kendinizi mahrum edeceksiniz. Tabii bu ayrı bir mesele... Demek istediğim şu, bu estetik, İslam dünyasında asırlar boyunca sanatta yaratmanın ve dünyayı güzelleştirme çabasının temel ilkelerini verdi. Geleneği vardı, kurumları, aktarım usulleri vb. vardı. Zamanla kurumlar ortadan kaldırıldığı için gelenek kesintiye uğradı, geriye sadece formlar kaldı. Geleneğin içinden gelenler, bir süre tevarüs ettiklerini devam ettirmeye ve yeni kuşaklara aktarmaya çalıştılarsa da, talep olmadığı için bu geleneğin kendini üretmesi artık imkânsızdı. Son elli yıl içinde yaşanan siyasi, sosyolojik ve kültürel gelişmelerle talep canlandı; fakat arz artık eskisi gibi mümkün değildi. Arz edilen kubbe, kemer, tonoz vesaireydi. Hiç kimse, 'Sinan bugün yaşasaydı nasıl cami yapardı,' diye düşünmedi. Ama bu, ne talepte buluna, ne de arz edenlerin suçudur.
Haberin fotoğrafları