kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
19 Ekim 2008, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak
 
24 Saat
24 Saat
Günümüzde birçok genç kızın hayalini, zengin koca bularak cemiyet hayatına girmek süslüyor. Jennifer Lopez de Maid in Manhattan filminde, zengin vali adayını tavlayan kat görevlisini canlandırmıştı.

Beyaz atlı prensin peşinde...

BURCU ALDİNÇ
20.09.2008
Fakir kıza âşık olan zengin adam, Ye.ilçam'ın eski filmlerinde kalmadı. Günümüzde kolay yoldan sınıf atlamayı seçen kızlar, kısıtlı paralarını markalara yatırarak ava çıkıyor, sonunda da mutsuz oluyor... ..
Hepimiz Sinderella masalıyla büyüdük. Sindirella, çok istediği baloya gidemezken ortaya çıkan peri, balkabağını at arabasına, fareleri atlara dönüştürüyor ve Külkedisi'ni baloya yolluyor. Aradığı kadını bir türlü bulamayan prens de, onca güzel kadın arasından Külkedisi'ni seçiyor ve masal mutlu sonla bitiyor. Psikolog Mansur Beyazyürek, bu masalın küçüklükten itibaren genç kızları yanlış yönlendirdiğine inanıyor. Ona göre bu masal, 'Külkedisi Sendromu'na yol açıyor. Kendilerini bu kahramanla özdeşlendiren genç kızlar, 'Neden ben de prensimi bulmayayım ki?' diyerek, zengin kocanın peşine düşüyorlar; onlara her istediklerini alacak, sosyo-ekonomik sınıf atlamalarını sağlayacak bir kocanın peşine...
Külkedisi Sendromu'nun toplumumuzda artmasında magazin dergilerinin, dizilerin ve televizyon programlarının etkisi de var. Bu tip yayın organlarında her gün lüks hayatlar yaşayan kişilerin yaşam stilleri ile karşı karşıya kalıyoruz. Dizilerde genelde zengin adam, fakir kadına aşık oluyor. Magazin dergilerinde ise varoştan gelen bazı kişilerin nasıl şöhrete, paraya kavuştuğunu okuyoruz. Kim nereden nereye gelmiş, nasıl para kazanmış, kazandığı parayla ne almış, nereye gitmiş, nasıl eğlenmiş...
Hiç tanımadığımız ve belki de hiç tanışmayacağımız bu insanların hayatlarına ister istemez balıklama dalıyoruz. Kimimiz, "Yeter artık, bize ne onların hayatlarından,' diyor belki ama bir de bu hayatlara bakıp kıskananlar, özenenler ve aynısına sahip olmak isteyenler var. Psikolog ve ilişki terapisti İlkim Öz, günümüzde bu tip genç kızların sayısında artış olduğunun altını çiziyor. Üç-dört aylık maaşını biriktirip marka çanta alan, popüler bir gece kulübünden içeri girebilmek için saatlerce dışarıda bekleyenler, hatta buralarda eğlenebilmek için günübirlik ilişkiler bile yaşayanlar olduğunu söylüyor. Gazeteci Şenay Düdek de, gerçek hayattaki bazı örneklerin, bu genç kızların hırslarını tetiklediğini düşünüyor.
"Eskiden hostes olup, sekreter olup da şimdi 'jetsosyete' olarak nitelendirilenler var," diyor. Ama tetikleyen ne olursa olsun, üst sosyo-ekonomik gruba girebilmek için her türlü yola başvuran, yemeden içmeden kısıp, kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışan kişilerin günümüzde arttığı da bir gerçek. Ama çoğu zaman sonu hayal kırıklığı, ruhsal bunalım ve hatta dayakla biten bir hikaye bu... Bu nedenle uzmanlar uyarıyor: "Para, lüks, eğlence, mutluluğu beraberinde getirmiyor. Dergilerde gördüğünüz her hayat, sandığınız kadar renkli değil. Beyaz atlı prensin peşinde koşarken, ruh sağlığınızdan olmayın."