kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Ekim 2008, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Çizerler
Sabah Günaydın Cuma Cumartesi Pazar
 
24 Saat
24 Saat
ERGUN BABAHAN

İstanbul'a Sözen, İzmir'e Çakmur

CHP lideri Baykal, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Murat Karayalçın'ın adaylık sürecinin başladığını ilan etti.
Türkiye'de aday belirleme sürecinin işleyişini göstermesi açısından çarpıcı bir örnek.
Sistemin demokratikleştirilmesine siyasi partilerden başlanmasını gösteren bir gelişme.
İki kişi bir araya gelip aday belirleyebiliyor, genel başkanın belirlediği yetkili kurullara sadece genel başkanın kararını onaylamak kalıyor.
Bu işin bir yönü.
Diğer yönü ise Ankara'da bir dönem başarılı bir belediye başkanlığı yapmış bir ismin, yeniden seçim kazanmak için yeterli olabileceğinin düşünülmesi.
O zaman aynı tercih İstanbul ve İzmir için de yapılabilir ve CHP adına seçim kazanmış Nurettin Sözen ile Yüksel Çakmur bu kentlerde yeniden aday gösterilebilir.
Ama sorun adayların isimlerinde değil, sorun CHP'nin algılanış biçiminde.
CHP gelecek için seçmene umut vermiyor.
CHP toplumun geniş kesimleriyle barışık değil.
Şu anda Türkiye'de mevcut siyasi tablodan memnun olmayan geniş kesimler var.
Ancak bir ülkede siyasi iktidarın değişimi sadece iktidardan memnuniyetsizlikle bitmiyor.
Siyasi iktidara alternatif, ülkeyi yönetecek kudrette güçlü bir muhalefetin de bulunması gerekiyor.
Hep yazdık, çizdik yine yazalım.
Bugün Türkiye'de en büyük sorun, işadamından çalışanına kadar güven veren, iktidara alternatif olduğunu gösteren bir muhalefet eksikliğinin yaşanması.
Kendi yaklaşım tarzını ortaya koymayan Avrupa Birliği ile ilişkilerden Ermenistan açılımına kadar her girişime olumsuz bakan bir muhalefetin iktidar alternatifi olarak görünmesi çok zor.
Onun için isimden çok partinin stratejisi, yapılanması, genel politikası, Kürt meselesine bakışı gibi temel konular önem taşıyor.
CHP ise bunları yapmak yerine çarpıcı isimlerle seçim kazanmak istiyor.
Hasan Bülent Kahraman günlerdir bu ekonomik krizin yeni bir sol anlayış ortamı çıkarması, bunun da kapitalizmin özüne değil ama zenginliğin paylaşımı üzerine oturtulması gerektiğini yazıyor.
CHP'de şu anda bunun üzerine kafa yoran veya "Hoca gel şunu bir anlatsana" diyen biri var mı gerçekten merak ediyorum.
CHP bunu yapamadığı için adı sosyal demokrat olmasına rağmen yoksul kesimlerle bağ kuramıyor.
CHP bunu yapmadığı için sisteme muhalif gençleri çatısı altında toplayamıyor.
Dünyanın bu kadar büyük ekonomik krizden geçtiği bir dönemde sol adına yeni bir duruş, yeni bir siyaset görmek mümkün değil CHP'den.
O nedenle yumurta-avuk misali siyaset yürütüyorlar.
CHP doğru isimler bulamadığı için mi iktidar olamıyor yoksa doğru siyaset üretemediği için mi yeni ve güçlü isimler bulamıyor.
Öncelikle cevaplanması gereken soru bu.