kapat
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
Okur Temsilcisi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
9 Ekim 2008, Perşembe
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Çocuk Kulübü Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Hava kirliliği kalp ve damar hastalarını tehdit ediyor

Giriş Saati : 09.10.2008 14:40
Güncelleme : 09.10.2008 22:49
Yeni Haber
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Tıp Fakültesi Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihangir Uyan, hava kirliliğinin kalp damar hastalarını tehdit ettiğini söyledi.

Prof. Dr. Uyan, bugünlerde havanın soğumasıyla birlikte sobaların ve kaloriferlerin yakılmaya başlandığını belirterek, "Bir yandan ısınırken diğer yandan insan sağlığını etkilediğimizin farkında mıyız." dedi. Prof. Dr. Uyan, çalışmalarda, hava kirliliğine bağlı ölümlerin kalbe bağlı sebeplerden çok solunumsal nedenlere bağlı olduğunun düşünülmesine rağmen, riskteki toplum miktarından dolayı gerçekte kalp hastalıklarına bağlı ölümlerden daha fazla olduğunu kaydetti. Kardiyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uyan, şunları söyledi:

"Yapılan büyük grup çalışmaların analizlerinde, 10 mikrog/m3 lük parça yoğunluğunda bir artış toplam ölüm yüzdesini yüzde 1,8 ve kalp damar ölüm oranını yüzde 1,4 artırmaktadır. Ortamda siyah duman konsantrasyonu 35,6 mikrog/m3 azaltıldığında yıllık kalp damar ölüm oranı yüzde 10,3 olarak azaldığı çalışmalarla gösterilmiştir. Gene benzer bir çalışmada fuel oilde sulfür dioksit içeriğini yüzde 50 azalttığınızda kalp damar ölümleri yüzde 2,4 azalmaktadır."

Prof. Dr. Uyan, koroner arter hastalığı ve kalp yetersizliği olanlarda, havayı kirleten parçacıkların oranı arttıkça paralel olarak günlük ölüm oranının arttığına dikkat çekerek, "Kalp yetersizliği, miyokard infarktüsü ve inme oranları hava kirliliği olan bölgelerde normal alanlara göre daha fazladır. Ritim bozukluğu yüzdesi hava kirliliği olduğunda yüzde 50 artmaktadır. Dolayısı ile ritim bozukluklarına bağlı kalpten ölümler artmaktadır. Şoklayıcı kalp pili olan (ICD) hastalarda günlük şoklama sayısı hava kirliliğine orantılı olarak artmıştır." dedi.

Hava yoğunluğunda patikül sayısı arttıkça ölümler ve hastaneye kalp yetersizliği, miyokard infarktüsü ve ritim bozukluğundan başvurmaların arttığını kaydeden Prof. Dr. Uyan, şöyle devam etti: "Bunlarla ilgili bazı hipotezler öne sürülmektedir. Havadaki bazı partiküller akciğerlerde iltihabi reaksiyona sebep olmakta ve bu da kanda pıhtılaşmayı ve iltihabi hücreleri artırmaktadır. Böylece kalp damarlarında kireç plaklarının oluşumu hızlanmakta, oluşan plakların yırtılması ve damarı tıkaması artmaktadır. İkinci olarak, hava kirliliği, kalbin otonomik (sinirle) kontrolünü bozmakta ve yatkın kişilerde ritim bozukluğu riski artmaktadır.

Havada kirliliğe neden olan partiküller arttığında hem kanın vizkositesi artmakta hemde C reaktif protein konsantrasyonu artmaktadır. Havadaki partiküller akciğerde alveol epiteline yapışarak iltihabi olayı ve oksidatif stresi başlatırlar. Bronşiol epitel hücrelerinden iltihabi hücreler salgılanır. Bu hücreler dolaşan kanda artmaya başlar, dolayısı ile damar sertliği ve pıhtılaşma oranı hızlanır ve kalp damarlarını daraltarak ya da tıkayarak kalp hastalıklarının artmasına ve kalpten ölümlere neden olur."

Prof. Dr. Uyan, kronik kalp hastalığı olanlarda yıllık klinik olay riski düşük olmasına rağmen, kalp krizine bağlı ani ölümlerin belirgin kalp hastalığı olanlarda ve sağlıklı görünen bireylerde, herhangi bir uyarıcı belirti vermeden birden ortaya çıkabildiğine vurgu yaptı.

(CİHAN)