Giriş Saati : 08.10.2008 16:20 Güncelleme : 08.10.2008 17:09
Uluslararası Para Fonu (IMF), dünya ekonomisinin, 1930'lardan bu yana karşılaşılan en tehlikeli finansal şoktan dolayı, önemli bir düşüşe girmekte olduğunu bildirdi.
IMF ve Dünya Bankası'nın yıllık Güz Toplantıları öncesinde yayımlanan Dünyanın Ekonomik Görünümü raporunda, küresel büyümenin, 2008'de önemli ölçüde yavaşlaması ve mütevazı bir toparlanmanın, ancak 2009'un erken olmayan aylarında başlamasının beklendiği dile getirildi.
Raporda enflasyonun, enerji ve gıda fiyatlarındaki artıştan dolayı halen yüksek olmayı sürdürdüğü, ancak bunun yumuşamasının beklendiği belirtildi.
Raporda, "durum, olağanüstü belirsiz ve kayda değer olumsuz risklere maruz. Politikada acil sınav, finansal koşulların istikrara kavuşturulması ve bu arada yavaşlayan bir ortamda ekonomilerin sürdürülmesi ve enflasyonun kontrol altında tutulması" denildi.
Bu gelişmeler ışığında, ortalama küresel büyümenin, geçen yılki yüzde 5 rakamından bu yıl yüzde 3,9'a gerilemesinin beklendiği bildirildi. 2009'a ilişkin küresel büyüme de yüzde 3 olarak tahmin edildi.
TÜRKİYE'DE DE BÜYÜME YAVAŞLAYACAK
IMF'nin yayımladığı ''Dünyanın Ekonomik Görünümü'' raporunda, olumsuz dış koşullardan dolayı Türkiye'de de başka yerlerde olduğu gibi, kısa vadede büyümenin yavaşlamasının beklendiği dile getirildi.
Raporda, Türkiye'ye değinilirken, "kötüleşen dış görünüm ve hala yüksek olan mal fiyatlarının tüketim ve yatırımlara etkisi ışığında, güney ve güneydoğu Avrupa ile birlikte Türkiye'de de büyüme zayıflayacak" denildi. Türkiye'nin bu yıl GSYH'nin yüzde 3,5'i oranında büyümesinin beklendiği belirtildi.
Gelecek yılki büyüme tahmini ise yüzde 3 olarak dile getirildi. Türkiye için tüketici enflasyonu beklentisi, aylık ortalamalara göre, bu yıl yüzde 10,5 olarak verildi. Yine aylık ortalamalara göre gelecek yılki enflasyon ise yüzde 8,4 olarak tahmin edildi.
Cari açık beklentisi de Türkiye'de bu yıl GSYH'nin yüzde 6,5'i, gelecek yıl da GSYH'nin yüzde 6,7'si olarak ifade edildi.
Raporda, haziranda Türkiye'de enflasyonun çift haneli rakamlara ulaştığı anlatıldı. Bu gelişmede hem yüksek iç talebin, hem de yükselen gıda ve enerji fiyatlarının rol oynadığına işaret edildi.
Bu çerçevede Türkiye'de para politikasının sıkılaştırıldığı hatırlatıldı. Dövizdeki değer kaybının da faiz artırımlarına karşın enflasyona katkıda bulunduğu anlatıldı.