Pinto son derece kibar bir İstanbul beyefendisi. Tüm nezaketiyle ve artık bulunmayan bir kibarlıkla ağırlıyor bizi; zaman zaman da dönüp soruyor "Yanlış konuşmuyorum değil mi?" diyor ve anlatıyor: İngilizcem bile yokken kimsenin tanımadığı kişileri tanıyordum. Ben Yahudi olduğum için değil, herkesi kucakladığım için beni bağırlarına bastılar."