HAFTALIK Dergisi'nden geldiler.. Efendim ülkenin en önde gelen megalomanlarını dizi yapıyorlarmış..
"Yanlış kapı" dedim..
"Ben megaloman değilim.." "Ya nesiniz?.."
"Megalo.." Genç kız ipin ucunu bırakmak niyetinde değildi..
"Yani kendinizi çok beğeniyorsunuz?..
"Evet!.."
"O zaman sizinle bir narsist olarak konuşabilir miyiz?.."
"Tabii buyrun.."
Öyle de yayınladılar.. Bana uzanan tek tepki..
"Üzerinizdeki o harika gömleğin adresi?.."
"Vakko!.."
Ötesi yok..
Okuyunca düşündüm.. "Konuyu bir de ben yazmalıyım" dedim..
Biz kendini beğenmenin, kendini sevmenin ayıp olduğu öğretisi ile yetiştirilmiş bir milletiz.. "Ben" demek hatta dayak yeme sebebi..
"Kendini beğenmiş" lafı, bizde aşağılama ifadesidir.
Kendini sevmek ise hatta günah..
Kendini sevmeyen, kendini beğenmeyen insan nasıl başarılı olacak peki?.. Kendini hiçbir şeye layık görmeyen birisi, geleceğine büyük hedefler koyabilir mi?.. Hayallerini sınırsız kılabilir mi?.. Teşebbüs edebilir mi?.. Başarabilir mi?..
Kendini sevmeyen, başkasını sevebilir mi?..
"Ben" diyemeyenlerin yığınından koyun sürüsü dışında ne olabilir ki?..
Narsist'in öyküsünü bilirsiniz.. Kendine âşık bir delikanlı.. İlahları kıskandıracak kadar güzel.. Her sabah dereye gidiyor, kendisini seyrediyor.. Kimseyi gözü görmüyor.. Ölünce, ilahlar onu çiçeğe döndürüyorlar, derede yaşayacak sonsuza dek.. Bizdeki adı Nergis, kız adı olmuş.. Çünkü bizim Nergis Güzel Hatun Çiçeğigillerden nedense..
Bilimsel adı, Narcissus mu ne?.. Botanik ilmim o kadar uzun boylu değil. Ama mitolojinin bu öyküsünden geliyor adı..
Şimdi, Narsistle ayni devirde yaşayan bir de Echo adlı bir kız var. Dünyalar güzeli.. Ama Narsist gözlerini dereden ayırıp ona bakmıyor ki, vurulsun.. Echo, Narsisti kendine âşık etmek şöyle dursun, baktıramıyor bile ve kahrından ölüyor.. Taşlaşıyor ölünce, dereye bakan dağlara yapışıyor..
Ve o gün bugün dağa haykıranlar, yankıyı duyuyorlar. Yani eko.. Yani Echo!..
Genç gazeteciye dedim ki..
"Hıncal'ın niye her dediği yankı buluyor?.. Çünkü yalnız narsistlerin ekosu olur!.." Yazısına baktım.. Geçiştirmiş..
O zaman
Oscar Wilde'ın öyküsünü iyi ki anlatmamışım.. Onu da ziyan ederdi..
Cüneyt Ağabey (Koryürek) geçen yıl ocak ayında bana yollamış.. Saklamışım samanı, zamanı gelir diye.. Geldi..
Narcissus öldüğünde, kendisini seyrettiği dere başlamış ağlamaya.. Öyle ağlamış ki tatlı suları tuzlu olmuş, gözyaşlarının tuzundan..
Dinmeyince Dere'nin ağlaması (Artık onu da büyük harfle yazmak lazım) Orman Perileri teselli için koşup gelmişler.. Bildikleri tüm şarkıları söyledikleri halde Dere'nin ağlamasını kesemeyince şaşırmışlar..
" Dere Dere" demişler.. "Böylesine derin matemlere düşeceğini hiç tahmin etmiyorduk.. Bu Narcissus bu kadar mı güzeldi?.." "Narcissus güzel miydi" diye sormuş Dere.. Orman Perileri daha da şaşırmışlar..
"Narcissus'un güzelliğini en iyi sen bilmelisin. Her sabah gelip senin sahiline uzanmaz mıydı?.. Senin sularını ayna gibi kullanıp, kendi güzelliğini seyretmez miydi?.."
Dere cevap vermiş..
"Ben Narcissus'u çok seviyordum.. Ama ona hiç bakmadım.. Çünkü her sabah gelip benim sahilime uzandığında ve bana baktığında onun gözlerinin aynasında ben kendi güzelliğimi seyrediyordum.." ( Bu yazı 4 Mayıs 2003'te yayınlandı.)
Bugünkü Tüm Yazıları
Narsist olmanın faydaları..
Yayın tarihi: 3 Ekim 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/10/03//haber,BF22B0AAA4514F10B292807D5544ED8F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.